Güncel Gelişmeler:
  • Ordu – Giresun Havalimanı’nda sefer sayıları arttı - 10:43
  • Nebati'den konutta fahiş fiyat artışı uyarısı - 09:29
  • Bankalara, 'döviz işlemlerini likit saatlere çekin' talebi - 09:19
  • Gecelik kredi faizlerinde 'zorunlu' yükseliş - 09:13
  • Ülker'in ilk çeyrek cirosu 5,9 milyar TL'ye ulaştı - 09:07
20.09.2024

5.09.2017

HOLLANDA - TÜRKİYE TARIM POLEMİĞİ

İnternette sanal ortamda ve ekonomi ağırlıklı bilgi paylaşımında son zamanlarda özellikle Hollanda ile Türkiye’nin karşılaştırılması deyim yerindeyse moda oldu. Her alanda olduğu gibi burada da bilgi kirliliği had safhada. Yıllık, tarımda Türkiye’nin ihracat rakamları 18 milyar dolar, Hollanda’nın ise 80-90 milyar dolar düzeyinde. Hemen buradan şu analize geçiliyor ve deniyor ki Konya kadar Hollanda Türkiye’den daha fazla tarım ürünü üretiyor. Zannediliyor ki Hollanda’nın tarım üretimi Türkiye’nin 4-5 katı. Kafaların karıştırılıp, ekonomide doğru analiz yapılmamasının çarpıcı bir örneği. Hâlbuki tam tersi, Türkiye’nin yıllık tarım üretimi 60 milyar dolar civarında iken Hollanda’nın 15 milyar dolar civarı. Yani sanılanın ve SÖZCÜ gibi yayın organlarındaki kelli felli ekonomistlerin bile yanıltıcı bilgilerinin tam tersi Türkiye’nin tarım üretimi Hollanda’nın dört katıdır.

Peki, bu sanal ortamda yazılan çizilen nedir? Hollanda 15 milyar dolarlık tarım ürünü üretiyor da 80-90 milyar dolar ihracatı nasıl yapıyor?

İşin gerçeği ise şudur. Hollanda, diğer ülkelerden yılda yaklaşık 70 milyar dolar civarında tarım, bahçe ve hayvansal ürün ithalatı yapıyor ve bunları işleyerek mamul madde yani yenebilecek hazır gıda haline getirerek dışarıya ihraç ediyor ve internette dolaşan 80-90 milyar dolarlık tarım ürünü ihracat rakamı da işte bu rakam. İhracatının büyük bir kısmı da tarımsal tohum ihracatıdır ve sanıldığının aksine sebze ve meyve değildir. Yani topraklarında 80-90 milyar dolarlık tarım üretimi yapmıyor.

Burada elbette ki Hollanda’nın sanayi ve üretim kapasite ve kalitesini kabul ediyor önemsiyoruz ve uzun vadeli stratejik tarım ve sanayi politikalarının sonucu Hollanda’nın başarısından söz edebiliriz, Türkiye’nin de bu konuda çok daha fazla tarımda makinalaşıp ihracat gelirini artırma yolunda mesafe kat etmesini isteyebilir ve eleştirebiliriz, bu ayrı bir tartışma konusudur. Ancak bu yanıltıcı rakamlara bakarak sanki siz zannedersiniz ki, Hollanda’nın Konya kadar toprağı var ve Türkiye’den 4-5 kat fazla tarım üretimi yapıyor. Buradan hareketle de ülkemizi küçük düşürücü yorumların biri bin para. Peki, ne kazanıyoruz bu kafa karıştırıcı yazılardan.

Hollanda ile Türkiye arasındaki İhracat rakamlarındaki bu farkı nasıl değerlendirmeliyiz. Öncelikle Hollanda küçük bir ülke olmasına karşılık, 16 milyondan fazla bir nüfusu vardır ve bu nüfusa bakabilmesi için de uzun vadeli stratejik sanayi yatırımına öncelik vermiştir. Bu maksatla da tarım, bahçe ve süs bitkileri, hayvancılık süt ve et üretim ve işleme alanında yaptığı yatırımlarla ihracata yönelip gelir elde etmek zorunda kalmıştır ve yaptığı da budur. Yani aslında yaptığı 80-90 milyar dolarlık tarımsal ihracata, bir sanayi ihracatı da diyebilirsiniz.

Türkiye’nin 60 milyar dolarlık toplam hasılasına göre Hollanda’nın 15 milyar dolarlık tarımsal hasılası iki ülkenin yüzölçümü ile kıyaslanırsa yine de yüksek bir üretim rakamıdır. Herşeyden önce Hollanda bir kuzey ülkesidir ve yağmur yani sulama sorunu yoktur. Topraklarının yarısı deniz seviyesinin altındadır ve verimli sulak arazilerdir. Türkiye ise özellikle iç Anadolu’dan başlayarak son dönemlerde kurakların etkisiyle çölleşen ve tarım dışı kalan çok miktarda araziye sahiptir ve tarıma ayrılan alanlar giderek azalmaktadır.

Türkiye dağlık bir araziye sahiptir ve topraklarının %24’ ü tarımda kullanılmaktadır. Arazisinin % 55’i 1000 metre rakımının üstündedir ve %62 si %15 den fazla eğime sahiptir. Hollanda ile kıyaslama yaparken bu arazi yapısını da göz önünde bulundurmak gerekmektedir.

Türkiye’de tarımda makinalaşma zayıftır. Her ne kadar Türkiye, son 15 yıllık dönemde tarımsal ihracatını 2-3 milyar dolardan 15 milyar dolara çıkarmış ve her geçen yıl bu hasıla artıyor olsa bile henüz yetersizdir ve tarımda hızla makinalaşmaya geçilmelidir.

Tarım ürünleri yetiştiriciliği Türkiye’de hala çoğu alanda babadan kalma usullerle yapılmaktadır. Fındık üretimimiz bunun en çarpıcı örneğidir. İtalya, İspanya gibi ülkeler dönüm başına 200-300 kilo gibi fındık üretirken Türkiye’de 80-90 kilogram olması bunun en çarpıcı örneğidir. Fındık üretim maliyetleri de bu ülkelere göre yüksektir. Kaliteli fındığa sahip olunmasına rağmen özellikle Ordu yöresinde fındık daha olgunlaşmadan, kendini doldurmadan toplanmakta ve bu ise fındıkta büyük bir verimlilik ve randıman kaybına neden olmaktadır. Ayrıca erken toplanan fındıkta oluşan alfatoksin tehlikesi de özellikle bu yıl Türk fındığında bir tehlike olarak önümüzde durmaktadır. Bu ise Türkiye’de tarımda çiftçi eğitiminin eksikliğinin önemli bir örneğidir.

Hollanda bir Avrupa birliği ülkesidir ve tarımda Avrupa Birliği fonlarından inanılmaz destekler almaktadır. Tarımsal işleme tesislerinin büyük bir kısmı bu desteklerle yapılmış ve yapılmaktadır.

Hollanda’da bu türlü binlerce aile işletmesi vardır. Türkiye’de tarımsal destek maalesef ürünün kalitesinin, veriminin ve üretimin arttırılmasına yönelik değil, çiftçiye verilen hibe paralar şeklindedir ve çiftçi bu paraları tarımsal üretimde değil evinin sair ihtiyaçlarının karşılanması ve “çocuğunun düğün masraflarında” kullanmaktadır. Yine de buna rağmen Türkiye’nin gerek tarımsal hasılası, gerekse tarımsal ihracat rakamları her yıl artarken, Hollanda’nın rakamları değişmiyor ve yerinde saymaktadır. Ekonomik büyüklükte nihai rakamlara baktığımızda da Hollanda ile Türkiye, internette dolaşan uçuk kıyaslama rakamlarına rağmen birlikte 18. ve 19. sırayı almakta ve Dünya sıralamasında arka arkaya gelmektedir.

Ayrıca kıyaslamalarımızda Konya’ya da haksızlık etmemek gerekmektedir. Hollanda’nın sulama kapasitesi ve yağış alma oranları ile Türkiye’nin en az yağış alan Konya Ovası’nın sulama kapasitesini karşılaştırdığınızda aslında Konya Ovası’ndaki çiftçimizin çok zor koşullarda bir mucize gerçekleştirdiğini söylemek mümkündür. Bu ilimiz tarımsal üretimde Türkiye ölçeğinde hızla ileriye doğru gitmektedir. Bundan 15 yıl önce Konya Ovası’nın tarımsal hasılası 2 milyar tl. civarında iken bugün bu ilimizde 10 milyar tl. nin üzerinde tarımsal üretim yapılmaktadır. Sofralarımızdaki sebze ve meyve, yılın 12 ayı hem de makul sayılacak fiyatlarla bol miktarda bulunmaktadır. Çarşı pazarımız, marketlerimiz envai çeşit sebze ve meyvelerle doludur. İhracatımız elbette azdır, doğru, ama eğer ürettiğimizi ihraç eden bir ülke olsaydık, yani yıllık 60 milyar dolarlık tarımsal hasılamızı ihraç eden bir ülke olsaydık, sofralarımızda vatandaşımız domatesi 2-3 liraya değil en az 10 tl. ye yiyecek, bu defa internette sebze meyvelerin Türkiye’de ne kadar pahalı olduğu şikayetinden geçilmeyecekti.

Tarım sektöründe Ar-Ge ve eğitimin önemi tartışılmaz bir gerçektir. Türkiye’nin bu alanda kat etmesi gereken mesafesi vardır. Son tahlilde ise, ülkemizde, tarımsal üretimde teknolojik bilgi birikimi konusunda devletin müdahalesi olması gerektiğini söylemek zorundayız.