Güncel Gelişmeler:
  • Ordu – Giresun Havalimanı’nda sefer sayıları arttı - 10:43
  • Nebati'den konutta fahiş fiyat artışı uyarısı - 09:29
  • Bankalara, 'döviz işlemlerini likit saatlere çekin' talebi - 09:19
  • Gecelik kredi faizlerinde 'zorunlu' yükseliş - 09:13
  • Ülker'in ilk çeyrek cirosu 5,9 milyar TL'ye ulaştı - 09:07
20.09.2024

8.09.2019

Karadeniz'den Akdeniz'e anavatanın kalkanı mavi vatan

Geçen Mart ayında tüm haber ajanslarının dünyaya haber olarak geçtiği ve Türk deniz Kuvvetlerimizin gerçekleştirdiği “Mavi Vatan 2019 Tatbikatı”  dünyada epey ses getirdi.  Tatbikat gerçekten hem Türk Milleti için bir gurur kaynağı olurken diğer taraftan uluslararası camiada ise şaşkınlıkla izlenmiş ve Türk tarihindeki yerini almıştır.

Tatbikat ilk defa Türk Donanmasının Karadeniz, Akdeniz ve Ege’de  103 adet gemisiyle gerçekleştirdiği  ve dosta düşmana “Biz Mavi Vatanımızda Anavatanın kalkanı olarak buradayız, bizi izlemeye devam edin” dercesine gerçekleştirdiği önemli bir stratejik ve taktik hamle olmuştur.

Mavi Vatan ibaresiniilk defa kullanan Emekli Amiral Cem Gürdeniz mavivatandan kastedileni şu şekilde ifade eder:

-Mavi Vatan canlı ve cansız kaynakları ile çevrelendiğimiz Karadeniz, Akdeniz, Ege ve Marmara Denizindeki deniz yetki alanlarımızı (iç sular, karasuları, kıta sahanlığı ve münhasır ekonomik bölge) kapsayan vatanın adıdır. Mavi vatanın sathı, su kütlesi, dibi ve dibinin altındaki kara kütlesi bizimdir.

 Mavi Vatanın büyüklüğü kara ülkemizin yarısından daha büyük kabaca 426 bin km. kare bir alana eşittir. Sadece Karadeniz’deki sınırları uluslararası anlaşmalarla tespit edilmiştir. Ege ve Akdeniz’de sınırları tespit edilmemiştir. Kavga da burada çıkmaktadır. Normal koşullarda Türkiye’nin hak ettiği sınırlar Ege’de 25 derece doğu boylamına kadar uzanmaktadır. Bu da en geniş yerde yani güneyde kıyıdan itibaren kabaca 100 mile kadar uzanmaktadır. Akdeniz’ de ise alan çok daha geniştir. Kemer burnundan 150 mil civarında güneye kadar uzanır.

 

Doğu Akdeniz bilindiği gibi son dönemde dünya ölçeğinde stratejik olarak hamle üstüne hamlelerin yapıldığı bir alan haline gelmiştir.  Dünya neredeyse buradadır. Karadeniz’i Rusya‘ya ve Karadeniz’e sahildar ülkelere bırakmak istemeyen ABD ve AB şimdi de Doğu Akdeniz’de bizim için adeta yeni bir SEVR baskısı uygulamak isteyerek bizi bu bölgenin dışına itmeye çalışmaktadır. Güney Kıbrıs Rum Yönetimi  (GKRY) ve Yunanistan’ın buradaki işbirliğini ve kendisinden destek istemesini de fırsat bilerek bizi bölge dışına itme planlarını yapan bu emperyal güçlere “Mavi Vatan 2019 Tatbikatı” büyük bir gözdağı olmuş ve yeni SEVR’ci güçlerin de planlarını bir bakıma bozmuştur.

GKRY ve Yunanistan arkasına AB ve ABD’yi alarak bu bölgenin neredeyse dörtte üçünü gasp etme planları içerisindedir. İşte bu bölgedeki emperyal güçlerle aramızdaki krizin kaynağı da burada başlamaktadır.

ABD Jeoloji Araştırmaları Kurumu’nun araştırmalarına göre, Doğu Akdeniz yaklaşık olarak 1,7 milyar varil petrol ve 122 trilyon fit küp gaz potansiyeline sahip. Türkiye ise  enerjide neredeyse tamamen dışa bağımlı. Türkiye doğal gaz ihtiyacının yüzde 99’unu, petrol ihtiyacının da yüzde 89’unu dışarıdan karşılamaktadır. Ekonomisinin en büyük gideri petrol ve doğalgaza gitmektedir. Hal böyleolunca tabiri caizse burnunun dibindeki enerji kaynaklarından elbette ki uzakta tutulmak istenmesine ses çıkarmamazlık etmeyecektir. Bu nedenle iki adet sismik araştırma gemimiz Piri Reis ve Oruç Reis, ve iki adet sondaj gemimiz Fatih ve Yavuz’la bu bölgedeyiz şu anda.

İçerisinde olmadığınız yer ve bölge size ait değildir. Günümüz dünyası ve özellikle denizler adeta güç bende diyenin at oynattığı bir arenaya dönmüştür. Bunu bilen GKRY ve Yunanistan işbirliği yaparak burada bir Münhasır Ekonomik Bölge ilan etmişler ve bizim mavi vatanımızın da içerilerine yönelip petrol arama faaliyetlerini sürdürmektedirler.  Buna itiraz eden Türkiye de haklarını savunduğu KKTC’den aldığı lisans yetkisiyle bölgede sismik araştırma ve sondaj faaliyetlerine devam etmektedir. Bu ise başta GKRY ve Yunanistan olmak üzere bölgede olan diğer AB, ABD gibi güçleri rahatsız etmekte.  

Türkiye’nin bölgedeki bu mücadelesi artık bir milli mücadele meselesi haline gelmiştir. Bölgede bulunan Fatih ve Yavuz sondaj gemilerimiz,  Piri Reis ve Oruç Reis sismik araştırma gemilerimiz bizim Akdeniz’de ve Mavi vatanımızdaki donanmamız ve birer milli mücadele unsurlarımızdır artık.  Zaten başlarında Türk Donanması koruyucu kalkan gibi Türk Milleti adına her daim vardır .

Bu mücadeleyi bir petrol ve doğal gaz arama ve paylaşım mücadelesi olarak görmemek gerekir. Çanakkale savaşlarında, Milli Mücadele dönemimizde, Osmanlı devletinin parçalanması sırasında nasıl ki İngilizi, Fransızı, Yunanı bizi anavatanımızdan atmak için bir koalisyon yaptılarsa şimdi aynı güçler koalisyonu bizi mavi vatanımızdan atmak için yapmaktadırlar. Türkiye’yi ikinci kez tarih sahnesi dışına atma koalisyonu vardır orta yerde. Bu bir parti ve hükümet meselesi değil,  Bu Türkiye’nin, bu toprakların, sahip olduğumuz mirasın kendini ve haklarını koruma meselesidir.  Her kim ki bu mücadelede milli güç unsurlarının yanındadır, o bizdir ve bizdendir.  Her kim ki bu mücadelede karşı güçlerin, AB, ABD ve Yunan’ın yanındadır, o bizden değildir ve Türk milletinin düşmanlarıyla koalisyon yapan taraftadır. 

Önümüzdeki günlerde Yunanistan’ın bölgede bir askeri tatbikat yapacağı ifade edilmektedir. Biz de aynı tarihlerde bölgede deniz tatbikatı için yerimizi alacağız. Görelim mevlamneyler, neylerse güzel eyler .