Güncel Gelişmeler:
  • Ordu – Giresun Havalimanı’nda sefer sayıları arttı - 10:43
  • Nebati'den konutta fahiş fiyat artışı uyarısı - 09:29
  • Bankalara, 'döviz işlemlerini likit saatlere çekin' talebi - 09:19
  • Gecelik kredi faizlerinde 'zorunlu' yükseliş - 09:13
  • Ülker'in ilk çeyrek cirosu 5,9 milyar TL'ye ulaştı - 09:07
20.09.2024

13.10.2019

Yerli ve Milli Barış Pınarı

Türkiye’nin,  Suriye’nin kuzeyine başlattığı BARIŞ PINARI HAREKATI,   kullanılan silah ve elektronik sistemleriyle de öne çıkmakta. Bu harekata tamamen yerli ve milli bir harekat da diyebiliriz. Zeytin dalı ve Fırat Kalkanı Harekatlarında kazanılan başarıda da istihbarat ve silah sistemlerimizin yerli ve milli üretim olmasının etkisi büyüktü.

 Bilindiği gibi 1974’te Kıbrıs Barış Harekatı’nda  kullandığımız silah sistemleri  ABD ve NATO  menşeli  olunca bize karşı başlatılan ambargonun etkisini yıllar yılı yaşamış, ekonomimiz çökmüş, yokluk ve karaborsa başlamış , anarşi ve terör tüm yurdusarmış , 12 eylül askeri darbesine kadar  kanlı ve sıkıntılı bir dönemi yaşamıştık. Özellikle istihbarat ve muhabere sistemlerimizin bile dışa bağımlı olması nedeniyle  KIBRISBARIŞ harekatında maalesef kendi gemimizi bile batırınca tabiri caizse aklımız başımıza geldi. Her şerde bir hayır vardır denir ya,  işte bu talihsiz durum neticesinde yerli sistemlerimizi üretmek maksadıyla 1974 ten sonra ASELSAN’ı kurduk ve veneticede  bugün BARIŞ PINARI gibi harekatları artık kendi milli silah ve elektronik sistemlerimizle  yaparak dışa bağımlılıktan büyük oranda kurtulduk. Allah ASELSAN’ı kuranlardan ve devamında  kurulan HAVELSAN, ROKETSAN gibi yerli şirketler vasıtasıyla daha birçok yerli sistemleri ekonomimize ve TSK envanterine kazandıranlardan  binlerce defa razı olsun diyoruz.

Barış Pınarı Harekatında kullandığımız yerli sistemlerimizden en önemlileri Fırtına Obüsü ve ÇNRA Çok Namlulu Roketatar sistemleri.  BAYRAKTAR TB2 SİHA ve İHA’larımız, 2014’denberidir kullandığımız  ve terörün bitirilme noktasına gelmesinde çok büyük etkisi olan sistemlerimiz. Bu harekatta da ana yük bunlarda.  24 bin fitten uçuş yapan, 24 saat havada kalabilen, haberleşme menzili 150 km. olan aktif keşif gözetleme ve istihbarat uçuşları yapabilen SİHA’larımız bu harekattaki en önemli kozumuz.

Bu harekatta kullandığımız diğer bir önemli sistemimiz ise KORAL Elektronik harp sistemi.  200 Km. menzile sahip olan KORAL da ASELSAN tarafından geliştirildi. KORAL,  hedef radarları, füze, uçak ve helikopterin elektronik sistemlerini kör etme ve terörist haberleşme ağlarını kesme özelliği ile harekatın başlangıcında önemli görevler yaptı. Başlangıçta bölgedeki haberleşme ve internet ortamını kesip teröristlerin haberleşmesini engelleyerek adeta onları kör etti diyebiliriz.

Harekatın başlangıcında hemen sınırımızın öte yanında PKK/YPG’nin kontrolünde bulunan Tel Abyad ve Resulayn’daki terörist hedeflerini, mevzilerini ve sığınaklarını vurarak imha etmede kullandığımız T-122 Çok Namlulu Roketatar(ÇNRA)  sistemleri de ROKETSAN’ın geliştirip ürettiği başka bir önemli yerli savunma sanayi silahımız.

Türk Havacılık ve Uzay Sanayii AŞ (TUSAŞ) tarafından geliştirilen GÖKTÜRK-1 uydusu da hedefleri  yüksek çözünürlükte tesbit ederek topçularımıza atış desteği sağlayan, coğrafi kısıtlaması olmayan,  önemli yerli ve milli bir uydu sistemiz ve bu harekatta FIRTINA obüslerimizle birlikte sınırın öbür yanındaki hedefleri imhada çok önemli rolleri üstlenmiş durumdalar. GÖKTÜRK uzaydan, FIRTINA karadan milli ordumuzun emrinde yani.

Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı Harekatlarında da aktif olarak kullandığımız T-129 ATAK Helikopterleri bu harekatın da gözbebeği başka bir vurucu yerli gücümüz.  SERHAT Havan Tesbit Radar sistemi, MilliPiyade tüfeğimiz MPT-76,  MAM-L lazer Arayıcı Mini Akıllı Mühimmat sistemimiz de yerli ve milli savunma sanayimizin bu harekatta kullandığımız önemli sistemlerimizden bazıları. Savunma sanayimizdeki  yerlilik oranımızın MİLGEM gibi daha başka yerli sistemlerimizle hızla gelişerek %70’ler seviyesine çıkarak  dünya arenasında Türk Silahlı Kuvvetlerimizin Milli bir orduya doğru evrilmesiyle Barış Pınarı gibi harekatları daha bir özgüvenle yapabiliyoruz artık .

Harekatın neticesinde tesis etmek istediğimiz terörden arındırılmış  30 Km. derinlikli Barış Koridoru dediğimiz  alanda, ülkemizde bulunan 4 milyona yaklaşan sığınmacıların en az yarısına iskan sağlayacak bir yerleşim merkezi inşa etme düşüncemiz, uluslararası camiaya, ABD’ye  ve Avrupa’ya yaptığımız önemli bir teklif. Gerçekleşir mi bilemiyoruz ancak, bu  teklifimiz, uluslararası maddi destek sağlandığı takdirde sığınmacıların ülkelerine dönmelerini sağlayacak  çok önemli bir adım olacaktır. Ayrıca bunun  müteahhitlik ve inşaat sektörümüz açısından da ayrı bir önemi  olacağını da belirtebiliriz.

Bu harekatın elbette ekonomik yapımızda bir etkisi olacaktır ancak bu harekatla söz konusu olan milli bekamız. Güvenliğimiz tehdit altındayken ekonomik sorunlar teferruat olarak kalır . Kaldı ki, bir hazine yetkilimizin söylediği gibi,  son yıllarda alınan tedbirlerle ekonomimiz her türlü olumsuz senaryoya karşı tedbirlerini de almış durumda. ABD’nin uygulamaya koymak istediği  ancak kendi içlerinde devam eden kafa karışıklığı nedeniyle bir türlü karar veremedikleri yaptırımlar da neymiş, bekleyelim görelim. İçerde ve dışarı da birlik olunabildiği takdirde hepsi vız gelir tırıs gider de,  sorun bu birlikteliği sağlamakta. Asıl sıkıntı maalesef burada .