5.09.2017
İnternette sanal ortamda ve ekonomi ağırlıklı bilgi paylaşımında son zamanlarda özellikle Hollanda ile Türkiyenin karşılaştırılması deyim yerindeyse moda oldu. Her alanda olduğu gibi burada da bilgi kirliliği had safhada. Yıllık, tarımda Türkiyenin ihracat rakamları 18 milyar dolar, Hollandanın ise 80-90 milyar dolar düzeyinde. Hemen buradan şu analize geçiliyor ve deniyor ki Konya kadar Hollanda Türkiyeden daha fazla tarım ürünü üretiyor. Zannediliyor ki Hollandanın tarım üretimi Türkiyenin 4-5 katı. Kafaların karıştırılıp, ekonomide doğru analiz yapılmamasının çarpıcı bir örneği. Hâlbuki tam tersi, Türkiyenin yıllık tarım üretimi 60 milyar dolar civarında iken Hollandanın 15 milyar dolar civarı. Yani sanılanın ve SÖZCÜ gibi yayın organlarındaki kelli felli ekonomistlerin bile yanıltıcı bilgilerinin tam tersi Türkiyenin tarım üretimi Hollandanın dört katıdır.
Peki, bu sanal ortamda yazılan çizilen nedir? Hollanda 15 milyar dolarlık tarım ürünü üretiyor da 80-90 milyar dolar ihracatı nasıl yapıyor?
İşin gerçeği ise şudur. Hollanda, diğer ülkelerden yılda yaklaşık 70 milyar dolar civarında tarım, bahçe ve hayvansal ürün ithalatı yapıyor ve bunları işleyerek mamul madde yani yenebilecek hazır gıda haline getirerek dışarıya ihraç ediyor ve internette dolaşan 80-90 milyar dolarlık tarım ürünü ihracat rakamı da işte bu rakam. İhracatının büyük bir kısmı da tarımsal tohum ihracatıdır ve sanıldığının aksine sebze ve meyve değildir. Yani topraklarında 80-90 milyar dolarlık tarım üretimi yapmıyor.
Burada elbette ki Hollandanın sanayi ve üretim kapasite ve kalitesini kabul ediyor önemsiyoruz ve uzun vadeli stratejik tarım ve sanayi politikalarının sonucu Hollandanın başarısından söz edebiliriz, Türkiyenin de bu konuda çok daha fazla tarımda makinalaşıp ihracat gelirini artırma yolunda mesafe kat etmesini isteyebilir ve eleştirebiliriz, bu ayrı bir tartışma konusudur. Ancak bu yanıltıcı rakamlara bakarak sanki siz zannedersiniz ki, Hollandanın Konya kadar toprağı var ve Türkiyeden 4-5 kat fazla tarım üretimi yapıyor. Buradan hareketle de ülkemizi küçük düşürücü yorumların biri bin para. Peki, ne kazanıyoruz bu kafa karıştırıcı yazılardan.
Hollanda ile Türkiye arasındaki İhracat rakamlarındaki bu farkı nasıl değerlendirmeliyiz. Öncelikle Hollanda küçük bir ülke olmasına karşılık, 16 milyondan fazla bir nüfusu vardır ve bu nüfusa bakabilmesi için de uzun vadeli stratejik sanayi yatırımına öncelik vermiştir. Bu maksatla da tarım, bahçe ve süs bitkileri, hayvancılık süt ve et üretim ve işleme alanında yaptığı yatırımlarla ihracata yönelip gelir elde etmek zorunda kalmıştır ve yaptığı da budur. Yani aslında yaptığı 80-90 milyar dolarlık tarımsal ihracata, bir sanayi ihracatı da diyebilirsiniz.
Türkiyenin 60 milyar dolarlık toplam hasılasına göre Hollandanın 15 milyar dolarlık tarımsal hasılası iki ülkenin yüzölçümü ile kıyaslanırsa yine de yüksek bir üretim rakamıdır. Herşeyden önce Hollanda bir kuzey ülkesidir ve yağmur yani sulama sorunu yoktur. Topraklarının yarısı deniz seviyesinin altındadır ve verimli sulak arazilerdir. Türkiye ise özellikle iç Anadoludan başlayarak son dönemlerde kurakların etkisiyle çölleşen ve tarım dışı kalan çok miktarda araziye sahiptir ve tarıma ayrılan alanlar giderek azalmaktadır.
Türkiye dağlık bir araziye sahiptir ve topraklarının %24 ü tarımda kullanılmaktadır. Arazisinin % 55i 1000 metre rakımının üstündedir ve %62 si %15 den fazla eğime sahiptir. Hollanda ile kıyaslama yaparken bu arazi yapısını da göz önünde bulundurmak gerekmektedir.
Türkiyede tarımda makinalaşma zayıftır. Her ne kadar Türkiye, son 15 yıllık dönemde tarımsal ihracatını 2-3 milyar dolardan 15 milyar dolara çıkarmış ve her geçen yıl bu hasıla artıyor olsa bile henüz yetersizdir ve tarımda hızla makinalaşmaya geçilmelidir.
Tarım ürünleri yetiştiriciliği Türkiyede hala çoğu alanda babadan kalma usullerle yapılmaktadır. Fındık üretimimiz bunun en çarpıcı örneğidir. İtalya, İspanya gibi ülkeler dönüm başına 200-300 kilo gibi fındık üretirken Türkiyede 80-90 kilogram olması bunun en çarpıcı örneğidir. Fındık üretim maliyetleri de bu ülkelere göre yüksektir. Kaliteli fındığa sahip olunmasına rağmen özellikle Ordu yöresinde fındık daha olgunlaşmadan, kendini doldurmadan toplanmakta ve bu ise fındıkta büyük bir verimlilik ve randıman kaybına neden olmaktadır. Ayrıca erken toplanan fındıkta oluşan alfatoksin tehlikesi de özellikle bu yıl Türk fındığında bir tehlike olarak önümüzde durmaktadır. Bu ise Türkiyede tarımda çiftçi eğitiminin eksikliğinin önemli bir örneğidir.
Hollanda bir Avrupa birliği ülkesidir ve tarımda Avrupa Birliği fonlarından inanılmaz destekler almaktadır. Tarımsal işleme tesislerinin büyük bir kısmı bu desteklerle yapılmış ve yapılmaktadır.
Hollandada bu türlü binlerce aile işletmesi vardır. Türkiyede tarımsal destek maalesef ürünün kalitesinin, veriminin ve üretimin arttırılmasına yönelik değil, çiftçiye verilen hibe paralar şeklindedir ve çiftçi bu paraları tarımsal üretimde değil evinin sair ihtiyaçlarının karşılanması ve çocuğunun düğün masraflarında kullanmaktadır. Yine de buna rağmen Türkiyenin gerek tarımsal hasılası, gerekse tarımsal ihracat rakamları her yıl artarken, Hollandanın rakamları değişmiyor ve yerinde saymaktadır. Ekonomik büyüklükte nihai rakamlara baktığımızda da Hollanda ile Türkiye, internette dolaşan uçuk kıyaslama rakamlarına rağmen birlikte 18. ve 19. sırayı almakta ve Dünya sıralamasında arka arkaya gelmektedir.
Ayrıca kıyaslamalarımızda Konyaya da haksızlık etmemek gerekmektedir. Hollandanın sulama kapasitesi ve yağış alma oranları ile Türkiyenin en az yağış alan Konya Ovasının sulama kapasitesini karşılaştırdığınızda aslında Konya Ovasındaki çiftçimizin çok zor koşullarda bir mucize gerçekleştirdiğini söylemek mümkündür. Bu ilimiz tarımsal üretimde Türkiye ölçeğinde hızla ileriye doğru gitmektedir. Bundan 15 yıl önce Konya Ovasının tarımsal hasılası 2 milyar tl. civarında iken bugün bu ilimizde 10 milyar tl. nin üzerinde tarımsal üretim yapılmaktadır. Sofralarımızdaki sebze ve meyve, yılın 12 ayı hem de makul sayılacak fiyatlarla bol miktarda bulunmaktadır. Çarşı pazarımız, marketlerimiz envai çeşit sebze ve meyvelerle doludur. İhracatımız elbette azdır, doğru, ama eğer ürettiğimizi ihraç eden bir ülke olsaydık, yani yıllık 60 milyar dolarlık tarımsal hasılamızı ihraç eden bir ülke olsaydık, sofralarımızda vatandaşımız domatesi 2-3 liraya değil en az 10 tl. ye yiyecek, bu defa internette sebze meyvelerin Türkiyede ne kadar pahalı olduğu şikayetinden geçilmeyecekti.
Tarım sektöründe Ar-Ge ve eğitimin önemi tartışılmaz bir gerçektir. Türkiyenin bu alanda kat etmesi gereken mesafesi vardır. Son tahlilde ise, ülkemizde, tarımsal üretimde teknolojik bilgi birikimi konusunda devletin müdahalesi olması gerektiğini söylemek zorundayız.