Güncel Gelişmeler:
  • Ordu – Giresun Havalimanı’nda sefer sayıları arttı - 10:43
  • Nebati'den konutta fahiş fiyat artışı uyarısı - 09:29
  • Bankalara, 'döviz işlemlerini likit saatlere çekin' talebi - 09:19
  • Gecelik kredi faizlerinde 'zorunlu' yükseliş - 09:13
  • Ülker'in ilk çeyrek cirosu 5,9 milyar TL'ye ulaştı - 09:07
10.11.2024

11.07.2017

YEREL KAPLANLARIMIZ

Belli bir şehrin ve yörenin istihdamına yardımcı olan, kendi bölgesine yatırım yapan, bölgesel ürünleri kullanarak yaptığı üretimi ile o bölgeye kaynak ve döviz kazandıran sanayi ve yatırım sahibi girişimcileri ekonomide "KAPLANLAR" benzetmesiyle tanıtmak bir anlatım vasıtası oldu. Bu ifade rahmetli ÖZAL ile ekonomi dilimize yerleşti.

"ANADOLU KAPLANLARI" derken Anadolu'nun çeşitli kesimlerinden çıkan yatırımcılar ifade edilmekte. Bu insanların en büyük özelliği yaşadıkları yörenin ekonomik potansiyellerini kendi yöresel işgücüyle üretime dönüştürerek ekonomiye katmaları.
Genelde 80'li, 90'lı yıllara kadar, Türkiye'nin önemli ve büyük sanayi kuruluşları Batı Anadolu, Marmara ve İstanbul merkezli kuruluşlardı. Kamunun şeker, çimento, yağ, demirçelik gibi yatırımları ise Anadolu'yu desteklemek, biraz da seçim yatırımları olarak hükümetler tarafından Anadolu'ya yapılıyordu. Böyle olunca da Anadolu insanı taşı toprağı altın diye o güzelim topraklarını ve yurdunu terkedip İstanbul'un yolunu tutuyordu. Böylece Batıya göç 60 ve 70 ' li yıllarda had safhaya ulaşmış ve Anadolu toprakları adeta boşalmıştı.
Bu göçten. Karadeniz illeri ve en fazla da Ordu nasibini aldı. İstanbul'da en fazla nüfusa sahip olan iller sıralamasında Ordu bu nedenle hep önlerde yer aldı. Hatta bazı yıllardaki sayılar ve anketler, Ordu il nüfusu ile Ordu'lu sayısının 700-800 binlerde başabaş olduğunu göstermekte. Yatırımcı, işgücüne ve iç ve dış pazara ulaşımdaki kolaylıklar ve yaşam standartlarındaki farklılıklar nedeniyle İstanbul'u tercih edince, vatandaşlar da İstanbul'un yolunu tutar olmuştu maalesef. "Olmuştu" diyoruz, çünkü artık Anadolu kendi 'kaplanlarını çıkarmaya başlayınca sanayi kuruluşları da son yıllarda hızla Anadolu'ya yayılmaya, Anadolu insanı da artık kendi ilinde, kendi yurdunda iş kapısı bulmaya başladı.
Anadolu kendi kaplanlarını yaratırken buradaki en büyük payın yine bu vatansever girişimcilerin kendileri olduğunu da unutmamak gerekir. Bir sohbetimizde Ordulu bir sanayici ve yatırımcı dostumuz çok açık yüreklilikle şunu ifade etmişti bana. Eğer demişti bu değerli girişimci ailenin büyüğü, "biz zamanında, 20-25 yıl önce yatırımlarımızı İstanbul Bölgesine yapsaydık, burada gösterdiğimiz gayret ve çalışma tempomuzu İstanbul'da gösterseydik, şu an Türkiye'nin sayılı sanayi kuruluşlarından birisi olur, şu anki büyüklüğümüzün üç beş katı bir seviyede olurduk" diye devam etmişti. Eminim ki Anadolu'nun ve bölgemizin diğer girişimcileri için de geçerlidir bu ifade.
Bugün itibariyle, benim yaptığım incelemede Türkiye'de ilk 500 sanayi kuruluşu listesinde Ordu'dan 2, Rize'den 1, Trabzon'dan 2 sanayi tesisi bulunmakta. Ancak henüz ilk 500'de olmayan daha birçok sanayi kuruluşumuz bölgemizde binlerce insanımıza iş ve aş kapısı olmaya devam etmektedirler. Bu insanlarımız yöremizden birçok göçü de önlemiş olmaktadırlar. Bunlar bizim "YEREL KAPLANLAR"ımızdır. ALTAŞ'larıyla, GÜRSOY'larıyla, POYRAZ'larıyla yöremizden daha birçok girişimci ve kaplanlarımız yöre insanına hizmet etmeye devam etmektedirler. Bu yatırımcılarımızın sayısının artmasında sayısız fayda vardır.
Bölgemizin kalkınmasında yerel girişimcilere büyük görev düşmektedir. Yeni yatırım yapmayı düşünen tüm yöre girişimcilerimizi de kendi illerine ve bölgelerine yatırım yapmaya davet ediyoruz. Ordu'da doğup büyüyen. çocukluğu burada geçmiş, havasını solumuş, suyunu içmiş, Orduspor'a sevdalanmış. yağlısını yemiş, Boztepe'sine çıkıp Ordu'ya bakmış, Ordunun dereleri türküsüyle coşmuş yöremizin insanını memleketlerine yatırım yapmaya davet ediyoruz.
Hammadde olarak fındık yöremizde önemli bir ürün. Bu nedenle ekonomisi Fındığa dayalı bir bölgeyiz. Bu ise, sanayi bölgesi olmamız açısından yıllarca negatif bir durum olarak gösterilmiştir. Bu nedenle de kişi başına düşen milli gelirde Türkiye'de 60. sıralarda kalmışız. Milli gelirden aldığı pay da aynıdır. Elbette tarım ekonomisinden sanayi ekonomisine geçiş bölgemiz için zor bir durumdur, ancak bu durum alternatif yatırım olanaklarını es geçmemiz anlamına gelmemelidir. Bu bakımdan ARGE, girişimci ve yatırımcılarımızın her zaman başlangıç noktası olmalıdır.
Ulaşım altyapı imkanı devamlı gelişmektedir ancak son 50 yıldır Çamsan, Soya ve Sağra'nın dışında Ordu'muza çok önemli bir yatırım olmamıştır. Sağra, yöremiz insanı bir yatırımcı tarafından kurulmuş, ancak el değiştirmesinden sonra, bugünlerde Trakya bölgesine taşınacağı gibi duyumlar alınmaktadır. Bu ise birçok insanımızın da işsiz kalması anlamına gelmekte. Soya, 60'lı yıllarda ekonomik olarak değil, siyasal düşüncelerle Ordu'ya yapılmış bir yatırım. Ham maddesi Ordu dışı olan bir fabrika. Zamanında rantabıl olmayan yatırımken, yerel bir işletmeci ailemiz tarafından alınmasından sonra gerçek ekonomik hüviyetine kavuşmuş ve bugün Ordu'nun birçok insanına iş ve aş kapısı olmaya devam etmektedir. Bu tür işletmelerimizin yine kendi insanımızın girişimleriyle artırılarak yörenin sanayi bölgesine doğru evrilmesi pekala mümkündür.
Yeni “yöresel kaplanlar"a ihtiyaç vardır ve bu bölgemizde fazlasıyla mevcuttur.