Geçtiğimiz günlerde Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, yeni askerlik sisteminin detaylarını açıkladı. Yakında meclise gelerek görüşülmesi beklenen yeni sistemde, bedelli ve dövizle askerlik de bir sistem olarak öngörülmekte. Bakanın açıklamasına göre, her yıl 700 bin askerlik çağına gelmekte olan  gençlerimiz için  sistemde  beş çeşit askerlik olacaktır. Erbaş ve erler, bedelli olanlar, yedek astsubaylık (yeni), dövizle askerlik ve yedek subaylık. Sistemde ilk olarak  Melek Yüksekokulları mezunları için yedek astsubaylık sistemi getirildi. Yedek subaylık sistemi devam edecek.  İhtiyaç miktarı er ve erbaşın dışındakiler, bedelli askerlik yapacak. Yurt dışındakiler de dövizle askerlik sisteminden faydalanacak. Herkes 1 aylık temel eğitime tabi tutulacak. Kısaca sistem bu.

Ancak yeni sistemde dikkat çeken bir husus, bedelli ve dövizle askerlik durumu. Yeni durumda her iki sistemdeki bedel miktarı eşitlendi. Yurt içindeki vatandaşlarımız bedelli sisteminden yararlanacak ve miktar memur maaş katsayısı ile ilişkilendirilerek belirlenecek. Yeni askerlik sisteminde bedelli askerlik ücreti "40 bin gösterge X memur maaşı katsayısı X 6" olarak hesaplanacak. Bu hesaplamaya göre bugün itibariyle bedelli ücreti, 31 bin 343 liraya denk gelmekte. Enflasyona göre memur maaşlarında yapılacak artışa paralel olarak, bu miktarda yeniden belirlenecek. Dövizli askerlik tutarı ise bedelli askerlik ücretine denk gelen karşılığına  göre hesaplanacak. Bugünkü kur itibariyle bu miktar 5000 avro civarına  denk gelmekte.

Geçmişte 6000 avro olan dövizle askerlik bedeli, daha sonra 2000 avroya düşürülmüş, şimdi tekrar yükseltilmekte ve yurt içindekiler için olan bedelli miktarı ile eşitlenmektedir. Yurt dışındaki Türk vatandaşlarımızın ülkeleri ile olan sosyal ve hukuki bağlarının korunması amacıyla miktarı düşürülen döviz bedelinin bu kadar arttırılmasının, yurt dışında çifte vatandaş durumunda olan gençlerimizi ve Türk insanını olumsuz olarak etkileyeceği, onları mecburen Türk vatandaşlığından çıkmaya zorlayarak ülkeleri ile bağlarının kopmasına neden olacağı ileri sürülmekte. Dünyanın çeşitli bölgelerinde binlerce vatandaşımız  bugünlerde adeta gönüllü elçilerimiz olarak oralarda çalışmakta, gerektiğinde ellerine Türk bayraklarını alarak meydana çıkarak sesimizi duyurmaktadır. Bu ise ancak Türk vatandaşlığını gönülden, isteyerek, kalpten, aşk ve şevkle hissetmekle olabilecek bir duyguyu gerektirmektedir.

Döviz bedelinin yüksekliği, bu bedeli ödeyemeyecek durumda olan çifte vatandaş statüsündeki vatandaşlarımızın Türk kimliğini terkederek bulunduğu ülkelerin vatandaşlığına geçmelerine neden olabilecektir. Yurt dışındaki Türk kimliğinden kopmuş, yasa dışı örgütlerin maşası olmuş vatan hainleri için bu durum tam da biçilmiş bir kaftandır. Ayrıca askerlik bedelinin tesbit edilmesinde yurt dışı ile yurt içindeki yükümlülerin durumunu ayrı değerlendirmek belki daha adil olacaktır. Bedelli miktarını ödeyemeyecek durumda olan ve askerlik çağına gelen yurt içindeki gençlerimiz için askerliğini bizzat yaparak bu yükümlülüğü yerine getirme gibi bir alternatifleri vardır. Ancak bulunduğu ülkelerde yerleşik duruma gelmiş  gençlerimiz mecburen bu  döviz bedelini ödemek durumundadırlar. Yani askerlik yapmak gibi bir alternatifi olmayabilir. Böyle bir durumda olan yurt dışındaki, bir çekirdek Türk ailesinin 5000 küsur avro parayı ödememek için çocuklarıyla birlikte Türk vatandaşlığını terketmek zorunda kalmasının vebali vicdanen de ağır olacaktır. Ayrıca böyle bir durum hem milli menfaatlerimize aykırıdır hem de bu vatandaşlarımızla bağımızın hukuken ve  sosyo kültürel olarak kopması demektir. Bu nedenle tasarının kanunlaşması aşamasında yurt dışı ile yurt içini bedel konusunda ayrı değerlendirmek daha doğru olacaktır.