18.09.2017
Turizm gelirleri ülkelerin bütçelerinin içerisinde önemli bir yere sahiptir . Her ülke turizm gelirlerini artırmak için hep gayret gösterir. Tarihi ve turistik yerlerimizin zenginliği yanında özellikle üç tarafı denizlerle çevrili , dört denize de kıyısı olan bir ülke olarak turizm gelirlerimizin de genel bütçeye katkısı gerçekten önemli.
Genel turizm gelirlerinin içerisindeki deniz turizminin payı bizim gibi deniz ülkeleri için ayrı bir öneme sahip. Deniz turizminden kastedilen , deniz araçları ile denizin kıyısında, üzerinde ve altında yapılan turizm amaçlı ticari faaliyetlerdir. Bu konu ile ilgili yasa olan 2634 sayılı Turizmi teşvik kanunu ve bağlısı yönetmelikte deniz turizm tesisleri ve deniz turizm araçları olarak iki ana başlıkta bu turizm ile mevzuat düzenlenmiştir. Halen yat bağlama kapasitemiz 69 tesisde 25 bin adet bağlama kapasitesi civarındadır .
Türkiyenin en önemli ve donanımlı yat limanları ve marinalar Marmara ,Güney Ege ve Akdeniz kıyılarında bulunmakta. İzmir, Kuşadası, Bodrum, Datça, Bozburun, Marmaris, Göcek, Fethiye, Kemer ve Antalya sahip oldukları tam donanımlı yat limanı ve marinalarıyla bugün Türk Deniz turizmine hizmet etmekteler. Gönlümüz artık Karadeniz kıyılarında da yat limanı ve marina işletmeciliği görmekten yana.
2014 Yılında 6,8 Milyar Dolar olan deniz turizm gelirlerimiz, 2016 yılında yarı yarıya azalarak 3,4 Milyar dolar seviyesine geriledi . Sonraki yıllarda özellikle Rusya ile yaşanan siyasi krizler nedeniyle deniz turizm gelirlerimiz maalesef azalış trendine girdi.
Bilindiği gibi Türkiyenin milli ürünlerimizden birisi olarak görülen fındık ihracat rakamı 2 milyar dolar civarında iken , yıllık 5 milyar dolar civarında gelir sağladığımız deniz turizmimizin önemi ortadadır . Genel olarak bakıldığında deniz turizmi gelirlerinin payı , turizm gelirleri içerisinde %20-30 civarındadır.
Deniz turizminden elde edilen gelirlerii, öncelikle kruvaziyer gemi turizminden elde edilen gelirler ile bu gemilerin ziyareti nedeniyle elde edilen liman işletme gelirleri oluşturmakta . Karadeniz Bölgesi için ise Ünye limanının (Ünye Port) kruvaziyer gemilerin yanaşma ve kalkmalarına müsait olarak yapılması halinde gelecekte bu limanımız önemli bir kruvaziyer gemi ziyaret noktası olacaktır . Bu limanımızn Ordu ve Samsun havaalanları ile entegre olması ise büyük bir avantaj.
Deniz turizm gelirlerinin ikinci önemli gelir kalemi ise Yat limanı işletme gelirleri. Yat limanlarımız 2014 yılında %100 doluluk oranına sahipti. Sonraki yıllarda ise %30-40 yatçı kaybı ile yat limanlarımız %60-70 doluluk oranlarına inmiştir. 2014 yılında; 40.350 adede ulaşan Bakanlığın verdiği Seyir İzin belgesi satışı sayısı 2016 yılında 31.000 adede inmiştir. Bu azalış , komşu ülkelerin limanlarındaki işletme fiyatlarından oluşan rekabetten kaynaklandığı gibi özellikle bölgemizdeki savaşlar da bu kaybın nedenini oluşturmaktadır.
Yat limanı olarak Karadeniz bölgemiz zayıf bir durumda. Bölge yat limanı kapasitemiz sınırlı. Rıhtım ,iskele ,çekek yeri gibi işletme tesisleri açısından bölgemiz zayıf maalesef. Ordu Giresun havzasına bir yat limanı tesisi bu açıdan önemli . Bakanlığın yapacağı inceleme ve araştırma ile bu bölgede yat limanı sahaları tesbit edilerek planlamaya alınmalıdır.
Turizm gelirlerinin diğer bir kalemini ise Ticari yatlar ile , günü birlik tekne gezintileri, yüzer restoran, yüzer otel işletmeleri, dalış turizmi gibi faaliyetler oluşturmakta. Denizin altı da , üstü de turizm için gelir kaynağı. Bu açıdan da Karadeniz Bölgemiz bakir bir alan. Yeşil ile mavinin çok güzel bir şekilde kaynaştığı Bölgemiz bu turizm türü için çok ideal.
Ortadoğudaki savaş, genel turizmi olduğu gibi deniz turizmini de olumsuz yönde etkilemekte. Limanlarımızda sözleşmesi biten yabancı uyruklu teknelerin bir kısmı, Ortadoğuda oluşan güvenlik riski nedeniyle sözleşme bitimlerinde bölgeden ayrılma temayülü içerisindedirler. Bu açıdan Karadeniz Bölgesinin daha güvenli bir yer olduğu aşikardır.
Deniz Turizminin en önemli sorunu koyların yapılaşma sonucu kullanılamaz hale gelmesidir. Burada belediyelere büyük görevler düşmekte ve kontrol mekanizmalarını iyi çalıştırmaları gerekmektedir.
Yatlarla ve yatların limanlara giriş çıkış prosedürleriyle ilgili bürokratik sorunlar da ayrı bir şikayet konusudur. Ayrıca yeni bir marina açmak ve kurmak isteyen yatırımcılar maalesef bakanlık kapılarında imza ve onay peşinde koşmaktan ve bürokrasiden fazlaca şikayetçidirler .
Günü birlik gezinti tekneleriyle yapılan deniz turizminin teşvik edilmesiyle insanlarımız bu turizme yönlendirilebilinir. Ancak burada hizmetin kalitesinin önemi unutulmamalıdır.
Son olarak belirtmek istediğim husus ; deniz ve sahil çevre kirliliğinin önlenmesi , ülkemize ve bölgemize gelecek olan yatçıların temiz ve bozulmamış bir doğada tatil yapmaları açısından büyük önem arzetmekte olduğunun daima bilincinde olmamız gerektiğidir.
Karadenizimiz, yeşili ve mavisiyle , temiz sularıyla, altıyla ,üstüyle ve kıyısıyla deniz turizminin hizmetindedir. Yeter ki , kamu ve özel sektörüyle, belediyeleriyle , hem tanıtım faaliyetleri hem de yatırımlarıyla deniz turizmine hizmet için elbirliği ile çalışma içerisinde olunsun .
ÖZCAN GÜRSOY
Denizcilik Müsteşarlığı İstanbul Eski Bölge Md.