9.04.2018
Gemi inşa sanayi veya kısaca tersanecilik de diyebileceğimiz sektör, diğer sanayi dallarının gelişimini de destekleyen, birçok sanayi ürününü bir araya getirerek imalata dönüştüren, ülkeye önemli ihracat geliri sağlayan, istihdama ve işsizliğe geniş miktarda katkı sağlayan önemli bir sanayi dalı. Türkiyenin bu sektörde son yıllarda bir sıçrama yaptığını söyleyebiliriz. 2002 yılında 37 olan tersane sayımız bugün 80lere ulaştı. Yatırım aşamasında da 50ye yakın tersanemiz var.
Bu sektörde şu anda yan sektörleri ile birlikte 90 binden fazla insan istihdam ediliyor. Doğrudan tersanelerimizde çalışan sayısı ise 30 bin civarında. 2008 yılında tüm dünyada başlayan global ekonomik krizden bu sanayimiz de etkilendi ancak Türk gemi inşa sanayisinin, şimdi kısa sürede toparlanarak tekrar yukarıya doru giden bir trende sahip olduğunu söyleyebiliriz..
Tüm dünyada denize kıyısı olan ülkelere baktığımızda savunma sanayilerinin de büyük miktarda kendi güçleriyle ayakta olduğunu görürüz. Türkiye de bunu gördü ve artık savunma sanayi müsteşarlığının Türk Deniz Kuvvetlerine ait MİLGEM gibi çeşitli milli gemi projeleriyle savunma sanayimizin güçlendiğini görüyoruz. Çeşitli tipte çıkarma gemileri, arama kurtarma gemileri ve karakol botları, lojistik destek gemileri, denizaltı kurtarma gemileri ve üzerine yeni nesil savaş uçakları, İHA ve helikopterlerin de inebileceği ilk uçak gemisi TCG Anadolu gibi dev savunma projelerini hayata geçiren ve askeri gemi yapan 9 tersanemiz var. Askeri gemi inşasında uzmanlaşmış olmamız nedeniyle bugün birçok ülkeden askeri gemi siparişi almaktayız. Yetkililer bu alanda 40dan fazla sipariş aldığımızı belirtmekteler.
Üç tarafımızın denizlerle çevrili, dört denize kıyımızın olması, doğu- batı ve kuzey-güney arasında bir geçiş noktasında olmamız ve tam 52 ülkeye 3 saatlik uçuş mesafesi ile çok önemli bir coğrafi konuma sahip olmamız her alanda olduğu gibi tersanecilik ve gemi inşa alanında bir artımız.
Tüm dünyadan önemli gemi siparişleri alıyoruz. Enerji gemileri, tankerler, kosterler, ahşap tekne, römorkör ve yat gibi alanlarda uzmanlaşmış durumdayız. Teknolojik altyapılarımızın kalitesi, bakım onarım alanında uzmanlaşmış olmamız, tecrübeli mühendis, işçi ve insan kaynağımızla, dünyada gemi inşa sanayiinde ilk üç sırada yer alan Çin, Japonya ve G. Koreden sonra artık Türk tersanelerinin geldiğini söyleyebiliriz. İhracatımızın ortalama yüzde 80'i gemi, yüzde 20'si ise yat ve tekne inşasından oluşmakta. Türk tersaneleri özellikle 24 m. ve üstü süper yat inşasında dünya çapında tanınmaktadır. Kimyasal tanker yapımında dünyada birinciyiz. Bölgemizdeki ve Ortadoğudaki olumsuz politik ve askeri gelişmeler her sektörü olduğu gibi bu sektörü de olumsuz etkilemekte. Bölgenin istikrara kavuşması ile Türk gemi inşa sanayinin de daha büyük sıçramalar yapabileceğini söyleyebiliriz.
Tersanelerin işletme alanlarının devletten 49 yıllığına olan kiralama sürelerinin yakında bitecek olması nedeniyle, özellikle bankalarla olan kredi ilişkilerinin olumsuz etkilenmesinden dolayı, devletin kira sürelerini sıfırlayarak bu alanları tekrar 49 yıllığına tersane sahiplerine kiralaması, sektörün önemli bir sıkıntısını gidermiş ve bu gelecek açısından önemli bir avantaj olmuştur.
Gemi inşa tersanelerimizin büyük bir kısmı sıkışık bir durumda İstanbul Tuzlada Aydınlık koyundadır. Karadeniz Bölgemiz bu bakımdan zayıftır. Özellikle Tuzlada içiçe girmiş vaziyette olan tersaneler hem çevre hem de güvenlik açısından olumsuz bir durum teşkil etmektedir. Bu bölgede 50 civarında gemi inşa amaçlı tersane ve tesis faaliyettedir.
1700 kmlik uzunluğu ile özellikle halkı da denizi seven bir bölge olan Karadenizin gemi inşa sanayisi olarak bu kadar zayıf olmasının izah edilebilir tarafı yoktur. Zonguldaktan Rizeye kadar sahil bandının yeniden bir çalışması yapılarak gemi inşa ve tersane yapılabilecek alanlar tespit edilmelidir. Devletimiz aynı zamanda Karadeniz kıyılarına tersane yapımını teşvik etmek maksadıyla ilave özel teşvik tedbirleri almalıdır. Bu şekilde özellikle Tuzlada olan sıkışıklık pekâlâ önlenebilir ve tersanecilik bir bakıma Anadoluya da aktarılmış olur. Karadenizde de birçok koy bu amaçla kullanılabilecek durumdadır.
Bölgede hava alanı gibi ulaşım altyapısının zayıf olması nedeniyle merkezi bir konumdaki Tuzla önceden devlet tarafından tersaneciliğe tahsis edilmiş olabilir ama şimdi Karadeniz Bölgesinin böyle bir sorunu yoktur. Samsun, Ordu-Giresun, Trabzon havaalanları ve karayolu imkânları ile Karadeniz Bölgesi artık ulaşım altyapıları itibariyle gelişmiş bir bölgedir. Ordu Gülyalı Bölgesi 2005-2010 lu yıllarda tersane yapımı için tahsis edilmiş ancak aynı bölgeye havaalanının yapılmış olmasıyla bu konu gündemden çıkmıştır. Efirli Bölgesindeki küçük bir tersanemizde küçük tipte deniz araçları yapılmaktadır. Ünyede de bir tersanemiz vardır. Batı Karadeniz Bölgesinde de küçük çapta yat inşa kabiliyeti olan tersanelerimiz vardır. Ancak bütün bunlar yetersizdir.
Dünyada gemi inşa alanında önemli bir konuma sahip olan ve her geçen gün gelişme gösteren Türk tersaneciliğinden Karadeniz kıyıları da artık yeterli payı ve teşviği almalıdır.