18.05.2019
EYT. Yani “EMEKLİLİKTE YAŞA TAKILANLAR”. Nedir bu EYT meselesi? Hiç gündemde değilken ne oldu da seçimden önce yoğunlukla gündeme getirildi, dernekler kuruldu, mitingler düzenlendi, binlerce kişi sokağa döküldü. Hatta hiç çalışma alanlarına girmediği halde seçim döneminde belediye başkan adayları bile bu sorunu çözeceğini söyleyerek mağdurları umutlandırıp oy aldı ve sonra neden gündemlerinden çıkardılar bu konuyu? Her seçimden önce bir EYT meselesidir gidiyor, sonra unutuluyor. Yeni bir seçimde tekrar gündeme getirilip mevcut iktidar aleyhine anti propaganda aracı olarak kullanılıyor, yığınlar mitinglerde belli bir yöne angaje ediliyor ve sonra yine gündemden yeni bir seçime kadar düşürülüyor. Tam bir siyasi hareket var orta yerde yani.
Emeklilikte yaşa takılanlar, 1999 yılında ANAP, DSP, MHP koalisyonu döneminde çıkarılan 4447 sayılı yasa nedeniyle emeklilik yaşının uzatılması sonucunda mağdur olan milyonlarca çalışan. Bu yasa çıkmadan önce erkekler 25 yıl, kadınlar 20 yıl çalışıp 5 bin işgününü de tamamlayınca 38 ile 43 yaş arası emekli oluyorlarken, bu yasa ile emeklilikleri neredeyse 18- 20 yıl daha uzadı. Erkekler 7 bin işgünü 60 yaşa, kadınlar da 58 yaşa kadar kademeli bir geçişle emekliliğe yaş sınırı getirildi. 4A, 4B, veya 4C hizmet dökümündeki bilgilere göre emekli olunacak yaş uzayınca da, yasanın çıktığı 1999’da önce işe girmiş olanları ilgilendiren EYT mağdurları ortaya çıktı. Bu insanlar da kazanılmış haklarının ellerinden alındığını beyan ederek eski sisteme göre emekli olmalarını talep etmekteler. Mesela 2002 yılında 43 yaşında emekli olabilecek bir sigortalı, bir anda 58 – 60 yaşında emekli olabileceğini öğrenince, yaşa takılıp EYT’ li oldu bir anda. İşin özeti bu .
Çoğu ülkelerdeki emeklilik yaşlarının da altında olan Türkiye’deki emeklilikteki yaş sınırının uluslararası bir düzeye çıkarılması eninde sonunda gerekiyordu ve bu da 1999’da çıkarılan yasa ile gerçekleştirildi. Aslında bu yasa ile doğru yapılmıştır ve sosyal güvenlik sistemimiz bataktan kurtarılmış, hatta bu yasa ülke ekonomisini de bataktan kurtarmıştır. Aslında sağdan sola tüm siyasi partilerimiz bu yasanın çıkmasından yanaydılar ve halen de yanadırlar. Bu yasayı çıkaran koalisyonda; sağdan ANAP ve MHP, soldan DSP vardı. Bu üç merkez partisinin dayandığı taban bugün ülke siyasi yelpazesinin neredeyse yüzde 80’ini temsil etmektedir. Yani bugün seçimlerden önce dernekler oluşturup binlerce imza toplayan ve siyasi mitingler düzenleyenlerin muhatabı bugünkü mevcut siyasi yönetim değildir. Kaldı ki, yüz binlerce kişinin etkilendiği EYT yasasının hazırlayıcısı, dönemin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı olan ve bugün CHP’de siyaset yapan Yaşar Okuyan, bugün de bu kararın arkasında olduğunu savunuyor. Okuyan, söz konusu kanun ile ilgili olarak, “38 yaşında emekli mi olur be? 43 yaşında emekli mi olur? Evet, bu yasayı Yaşar Okuyan getirdi kardeşim. Şerefle savunuyorum. Doğru bir iş yaptım.” ifadesini kullanmaktadır.
EYT derneği, eğer yasal düzenleme yapılırsa bundan 100 bin kişinin yararlanarak emekli olacağını ve ülke ekonomisine maliyetinin yıllık 6 milyar TL olacağını, hükümet yetkilileri ise EYT’li 1.3 milyon kişinin olduğunu ve bunun da bütçeye maliyetinin yaklaşık 60 milyar ( eski hesap 60 katrilyon) TL’yi bulacağını ve bunun da bütçeye ekonominin kaldıramayacağı bir yük getireceğini belirtmekteler. Hal böyle olunca en doğru hesabı devletin yapabileceğini düşündüğümüzde, hiçbir hükümetin ne bugün ne de bundan sonra ekonomik olarak böyle bir riski alabileceğini düşünmüyoruz. Ancak bu meselenin 4,5 yıl sonra yapılacak başkanlık seçimlerine kadar rafa kaldırılacağını, sonra dernek yetkililerince tekrar gündeme getirilerek siyasi arenaya sürüleceğini belirtebiliriz.