Güncel Gelişmeler:
  • Ordu – Giresun Havalimanı’nda sefer sayıları arttı - 10:43
  • Nebati'den konutta fahiş fiyat artışı uyarısı - 09:29
  • Bankalara, 'döviz işlemlerini likit saatlere çekin' talebi - 09:19
  • Gecelik kredi faizlerinde 'zorunlu' yükseliş - 09:13
  • Ülker'in ilk çeyrek cirosu 5,9 milyar TL'ye ulaştı - 09:07
10.11.2024

30.12.2018

​DENİZ KUVVETLERİMİZ KARADENİZDE YENİ BİR DENİZ ÜSSÜ KURUYOR

Deniz Kuvvetlerimiz Karadeniz’de yeni bir deniz üssü kurma kararı aldı. Türk Donanması artık 9. bir deniz üssüyle Trabzon Sürmene’de konuşlanacak. Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Naci Özbal Temmuz 2018’de bölgeyi ziyaret ederek Sürmene Yeniçam Tersanesi Bölgesinin donanma için uygun bir yer olduğunu belirtmiş ve yeni deniz gücümüzün konuşlanması ile ilgili çalışma hakkında bilgi vermişti. Bu bölgede donanmaya ait firkateyn, denizaltı, hücumbot ve lojistik destek gemileri ve toplam 400 civarındaki personel ile önemli bir deniz gücünün konuşlanması planlanmakta.

Son dönemde Türkiye’nin Güneyi gibi Kuzeyi de epey ısınmaya başladı. Doğu Akdeniz’deki petrol ve doğal gaz kaynaklarının paylaşımı bu bölgeyi önümüzdeki dönemde muhtemel bir sıcak savaş için ısıtırken, aslında büyük güçlerin esas hedefi “Kuzeyde, Karadeniz’de hâkimiyet kurmak” . Bu artık tam olarak gün yüzüne çıktı diyebiliriz. Altındaki enerji kaynakları dışında Orta Asya, Hazar ve Kafkas petrol ve doğal gazının ulaşım yolları ve Avrupa’ya ulaşacak olan doğal gaz boru hatları Karadeniz ve Türkiye üzerinden geçmekte. Enerjinin Karadeniz üzerinden Avrupa’ya aktarılması planları bu bölgeyi stratejik açıdan çok önemli bir hale getirdi.

Bölgedeki sıcak gelişmeler ve özellikle Ukrayna-Rusya gerilimi nedeniyle NATO şemsiyesi altında ABD Karadeniz’de devamlı dolaşmakta ve bu bölgede hakimiyeti Rusya’ya kaptırmamak için uğraşmakta. Rusya için zaten Karadeniz olmazsa olmaz bir bölge. Artık Avrupa, Asya, Ortadoğu ve Kafkasların güvenliği “Karadeniz’de söz sahibi olmak” tan geçiyor. Üçüncü dünya savaşı eğer tüm dünyayı saracak bir şekilde çıkarsa, mutlaka sebebinin Doğu Akdeniz ve Karadeniz’deki enerji kaynakları ve enerji nakil hatlarının güvenliği ve bu bölgedeki hakimiyet hırsından kaynaklanacağını söyleyebiliriz.

Türk Deniz Kuvvetlerimizin halen Foça, Aksaz, İskenderun, Mersin, Karadeniz Ereğli, İstanbul, Gölcük ve Çanakkale olmak üzere 8 ayrı bölgede deniz üsleri bulunmakta. Karadeniz Ereğli’deki üs hem mevki ve mesafe, hem de diğer lojistik, teknik ve imkânlarıyla bu bölge için yeterli olmayınca Doğu Karadeniz’de yeni bir üs bugün stratejik açıdan önemli bir ihtiyaç haline geldi. Aslında ta Soğuk savaş yıllarında böyle bir üssün bölgede kurulması planlanmıştı, hatta projelendirilmişti bile. Ancak özellikle Ege ve Doğu Akdeniz’deki sıcak gelişmeler ve öncelikler nedeniyle bugüne kadar bu proje gerçekleşemedi. Sürmene’de kurulması planlanan bu üs Türkiye açısından son derece önemli bir stratejik karardır. Karadeniz Ereğli’deki deniz üssü ile birlikte artık Karadeniz’de ikinci bir üssümüzün olması geniş bir alanı kapsayan Karadeniz’deki harekât kabiliyetimizi son derece artıracaktır.

Halen Türk Deniz Kuvvetlerimiz Karadeniz’de gerek NATO ve gerekse milli maksatlarla zaten önemli görevler yapmakta, keşif, gözetleme ve karakol görevleri icra etmekte. Karadeniz Deniz İş Birliği Görev Grubu(Blackseafor) ve Karadeniz Uyumu Harekatı (Operatıon Black Sea Harmony) gibi uluslararası maksatlı olarak bölge ülkeleriyle birlikte bölgede bayrak dalgalandırmakta, çıkarlarımızı korumakta ve savunmakta. Sürmene deniz üssü ile Türkiye artık dünyaya ve bölgede söz sahibi olmak isteyen güçlere “biz de artık tam olarak Karadeniz’deyiz, hesaplarınızı buna yapın” mesajını net olarak vermektedir.

Bu üs aynı zamanda bölgenin ekonomik gelişmesine de katkıda bulunacaktır. Burada konuşlanacak olan askeri gemilerimizin bakım tutumu ve onarımları bölge tersanelerinde yapılacaktır. Gemilerimizin ekmek, su, yakıt gibi diğer lojistik ihtiyaçları bölgeden karşılanacaktır. Askeri gemilerin komuta heyeti, subay astsubay ve diğer personeli aileleriyle birlikte bu bölgede ikamet edecektir. Tüm bunlar göz önünde bulundurulduğunda bu üs bölgenin ekonomik ve sosyal yaşantısına da katkıda bulunacaktır.