30.10.2021
Gelelim bu günkü konumuza... İskoçya‘nın bilim önderi kenti Glasgow‘da Pazartesi günü BM COP26 Zirvesi toplanıyor. Dünyanın en önemli iklim doruğu bu... Paris İklim Anlaşması‘nın sonuçlarının testi için ilk sınav bu.Hedef, sanayi öncesi insa
Bunun için, yerkürede yer alan istisnasız her ülkenin bir ‘’fosil azaltma hedefi‘’ benimsemesi gerekiyor, kısa adıyla NDC bunun adı. Yüzyılımızın sonu için AB % 55, ABD % 52 azaltma taahhüdü yapıyor.
Ama her ikisinin dünya ısınmasında payı sadece % 23.
Rusya,Brezilya, Hindistan ve Çin’in yuvarlak sözler dışında hiç bir taahhüdü yok.
Oysa, sadece son 2 ülkenin küresel ısınmadaki payı % 35.
Endonezya, Meksika, Brezilya, Türkiye hedef konusunda ortada bile yoklar.
Başında Dr.Fatih Birol‘un olduğu IEA hesaplamış : İklim hedeflerine erişimde, bütün bu taahhüdlerin payı ancak % 5...
Bu işin finansman cephesinde ne var / ne yok ?
2020’de gelişmişler,gelişmekte olan ülkeler için kullanımına hazır 100 Milyar $ hibe verecekti. Toplanan para ancak 80 Milyar $ oldu. Oysa IEA, 2 Trilyon $’ lık bir kaynak gerek olduğunu hesaplıyor.
İşte bu ortamda 193 ülke bugün toplanacak / tartışacak ve havanda su döğecek.
NDC hedefleri bile yenilemeyecek, finansman katkısını artmasını ise kimsecikler beklemiyor.
Gelişmiş ülkeler, gelişmekte olan ülkeleri iklimsel felaketin önlenmesinde katkıda bulunmamakla suçlayacak. Gelişmekte olan ülkeler, pandemi gerekçesiyle bunu yapamadıkları savını getirecek.Yoksul ülkeler ise, diğer 2 grup ülkeyi ‘’çıkarcı’’ ve ‘’eyyamcı’’ olmakla suçlayacak.
Konferans, 2 Kasım’da belki de bir ‘’sonuç bildirgesi‘’ bile yayınlayamadan dağılacak.
Gidişata tuz-biber eken bir değişim daha var : Hem doğal gaz, hem de petrol fiyatları artıyor, çünkü talebi azalması gerekirken, yeniden artışa geçen üretim sonucu artıyor. Bununla pahası da artıyor.
Pahası artan bir nesnenin kullanımını kısma taahhüdü nasıl mümkün olur ki ?
İroniye bakın: Suudi Arabistan (S.A.) bile 2050 için iklim hedefi koyabiliyor. Tek gelir kaynağı fosil kaynaklar olan bir ülke olan S.A. hedef / sonuç denetimi yapılmayacağından emin, büyük bir aymazlıkla, bunu dünyaya bir hedef olarak açıklayabiliyor.
Yorumum şu :
Yaşanmaz hale gelen dünyayı ancak ve ancak dünyanın tüm paydaşları bir araya gelirse tekrar yaşanır hale getirebilir, başkaca hiç bir çıkar yol yok...
Albert Camus‘un ‘’Başkaldıran İnsan’’daki (çev. Tahsin Yücel ) sözlerini yeniden tekrarlıyorum:
-Başkaldırıyorum, öylese varız...