31.01.2021
ABD demokrasisi için temel konu ‘’hukuk devleti mi,çapulcu egemenliği mi? ‘’dır. Sorun,demokratik kurumların güçlendirilmesi, onları batmaktan kurtaracak subaplar takılmasıdır.
46.ABD Başkanı olan Biden‘in 20 Ocak’taki yemin töreninde yaptığı konuşmayı dinliyorum. Edebi olmasa da akıcı, içten ifadeler sıralanıyor ağzından...
Cümleleri ‘’Bugün Demokrasinin Günüdür‘’,‘’Amerikayı Yeniden Yaratabiliriz‘’,‘’Herkesin Başkanı Olacağım‘’ arasında gidip-geliyor.
Demokrat Partili bir ABD Başkanı’nın, herhangi bir dönemde –hatta yüzyılda- yapacağı herhangi bir konuşma...
Oysa, 6 Ocak’ta bu ülkede bir ‘’Saray Darbesi ‘’ baskını yaşanmış.
Bu konuşmada neler umardım ?
Darbeleri önleyecek hukuğun güçlendirilmesi konusunu beklersin... Seçim kampanyasında 10 ‘a yakın kara derili öldürülmüş. Hınç / intikam / tarihi inkar konusunda hukuk hükümleri umarsın... Koronadan ölen insan sayısı tüm savaş kayıplarını aşmış. Herkese sağlık hakkı konusunda bir deklarasyon yapmasını dilersin...
Ama Biden‘ın bir engeli var : F. Braudel isimli namlı tarihçinin dediği üzere ‘’ABD için anahtar kelime fırsattır.Kapitalizm bu ilerlemenin örgütleyicisi olmuştur‘’. Ve burada ‘’ nokta’’ konur.Bu yüzden geçmişe hep bir sünger çekilir.Alkışlanan ‘’ Self Made Man ‘’ ya da ‘’ Gemisini Kurtaran Kaptan ‘’ dır.
İlk ABD anayasa metni 7 maddelidir. Güçlerin ayrılığı, denge-kontrol ve sınırlı hükümet ilkeleri temeli üstüne oturur. ‘’İsim Babası ‘’sının 4. ABD Başkanı James Madison‘un olduğu 1787 ABD Anayasası ve Haklar Bildirgesi, temelde fırsat eşitliğine dayalı olarak yurttaş haklarını ifade eder. O kadar ki, ‘’Yazılı olmayan haklar, yurttaş lehine, yurttaşlık hakkı olarak yorumlanır ‘’. Yurttaşın kendini koruma adına silah kullanma hakkı bir anayasal hükümdür.
Ama bu yurttaş haklarının egemenlere ait olduğu çok geçmeden anlaşılır...
1861-1865 arasındaki iç savaş bir ‘’ iktidar kavgasıdır ‘’ ve kanımca el ‘an sonuçlanmamıştır. Bu yüzden yine tarihçi F.Braudel’in deyimlendirmesiyle ‘’zenci hakları beyhude çıkmıştır‘’.
İnsanların deri rengine dayalı ‘’meydan savaşı ‘’ sürmektedir.ABD ceza hukuku ise yetersiz ve eli-kolu bağlıdır.
6 Ocak’ta beyaz egemen çapulcuların ‘’Saray Darbesi’’ hazırlığı, bizlere ABD demokratik yaşamının içten içe kuşatılabileceğini gösterdi.
Size sorarım :Bu darbe hazırlığı Kongre Binası yerine silahlı olarak Pentagon binasına yapılsaydı, sonuç acaba ne olurdu ?
ABD demokrasisi için temel konu ‘’hukuk devleti mi,çapulcu egemenliği mi? ‘’dır.
Sorun,demokratik kurumların güçlendirilmesi, onları batmaktan kurtaracak subaplar takılmasıdır.
74 milyon oy almış olsa bile Trump ‘’çapulcuların başı’’ dır. Oy veren milyonlar bu çapulcuları onaylamaktadır. Mezheplerdeki gibi tapınan ve ayin yapan bu yarı sapık çapulcular adına ‘’Trumpizm’’ denilen ‘’beyaz egemen otoriterliği ‘’ amaçlayan kinin ilacıyla beslenmektedir.
İşte bu Trumpizm, şimdi ABD yönetim kapısının dışında ‘’hazır güç’’ olarak bekliyor.
Project Syndicate adlı saygın bilim forumunun 22 Ocak’ta gerçekleştirdiği açık oturumunda Profesör Daron Acemoğlu‘nun şu sözlerini okumak beni çok etkiledi :
-ABD’daki demokratik kurumların zaafiyetine acil bir reform gerekiyor...
Gelin, bu işe ‘’ ABD Demokrasinin Yontulması Gerekir ‘’ diyelim.
Hapishane sistemini incelemek üzere Fransa tarafından görevli olarak yollandığı ABD‘de 1835’de yazdığı‘’Amerika’da Demokrasi Üzerine‘’ adlı ve 2 ciltten oluşan (1.cilt:Çoğunluğun Tiranlığı,2.Cilt:Demokratik Despotizm)eseriyle bu alanda en çok anılan bir isim olan A.deTocqueville‘in şu önermesi, hepimize küpe olmalı :
-Seçimle gelen devletin despotizminden korkmak gerek... ( km /30.01 )