9.04.2020
Korona salgını bize Milli Savunma Sanayimiz ASELSAN, HAVELSAN, ROKETSAN gibi kendi milli sağlık sanayimizi kurmamızın da şart olduğunu gösterdi. Bu Şirketin ismi bile hazır bence .“SAĞLIKSAN” .
Korona salgını bize Milli Savunma Sanayimiz ASELSAN, HAVELSAN, ROKETSAN gibi kendi milli sağlık sanayimizi kurmamızın da şart olduğunu gösterdi. Bu Şirketin ismi bile hazır bence .“SAĞLIKSAN” .
Öncelikle önemli birer örnek teşkil ettikleri için bu Savunma Sanayii Şirketlerimizden kısaca bahsetmek isterim .
1974 Kıbrıs Barış harekatında milli bir muhabere ve elektronik sistemlerimizin olmaması ve NATO’ya bağımlılığımız bizi kendi gemimizi batırmamıza bile neden oldu. harekattan sonra ilk Milli Muhabere ve Elektronik sanayimizolan ASELSAN’ı kurduk ve bu şirketimiz şimdi harikalar yaratıyor. Yüzde 85 hissesi Türk Silahlı Kuvvetleri Güçlendirme Vakfına ait olan ASELSAN’ın geri kalan hisseleri Borsa İstanbul’da işlem görüyor. İşe ilk olarak el telsizleri imalatıyla başlayan şirket şimdi işhacmini genişleterek Silahlı kuvvetlerimizin Radar, termal kameralar, sualtı ve suüstü gözetleme projeleri ve hatta cep telefonu bile üreten, bünyesinde 200 civarında mühendis olmak üzere 1500 civarında çalışanıyla yurtdışına ihracat da yapan dev bir şirketimiz haline gelmiştir.
Türk Silahlı Kuvvetleri Güçlendirme vakfının başka birşirketi olan HAVELSAN ise yine milli hava araç ve cihazları ihtiyacımızın karşılanması ve dışarıya bağımlılığın azaltılması maksadıyla 1982 yılında kurulmuş ve bugün bünyesinde geliştirilen yüksek teknoloji ve yazılımların yanı sıra savunma, güvenlik ve bilişim sektörleri, komuta kontrol sistemleri, bilgi ve iletişim teknolojileri ve siber güvenlik alanında çözümler üreten dev bir şirketimiz haline gelmiştir. Şirket şimdi teknoloji alanında hem silahlı kuvvetlerimizin, hem de diğer sivil ve kamu kurumlarımızın ihtiyacını karşılayan , yurt dışından gelen talepleri de karşılayan büyük bir sanayi kuruluşu haline gelmiştir.
ROKETSAN da milli savunmamızın en önemli ihtiyaçlarından olan roket ve füze araştırma ve üretim programlarına önderlik yapan ve 1988 yılında kurulmuş olan çok önemli bir yerli ve milli bir savunma sanayi şirketimizdir. Bu şirketimiz halen başta tasarım ve teknoloji geliştirme projeleri, fırlatma platformları ve komuta üniteleri olmak üzere füze ve roket sistemleri tasarlayıp üretim programları yapan önemli bir milli savunma şirketimiz haline gelmiştir. TEKNOFEST İSTANBUL’un önemli paydaşlarından birisidir.
Türk Uçak Sanayii A.Ş.(TUSAŞ) da milli sanayimizde bugün önemli bir havacılık şirketimizdir. Önemli bir “Havacılık Merkezi”mizdir. Hissedarları Türk Silahlı Kuvvetleri Güçlendirme vakfı (TSKGV) , Savunma Sanayii Müsteşarlığı (SSM) ve Türk Hava Kurumu (THK)dur.
Bu şirketlerimiz TÜBİTAK’la ve Üniversitelerimizle de yeri geldiği zaman işbirliği yaparak teknoloji ve savunma alanında önemli projelere imza atarak bugün Silahlı Kuvvetlerimizin dışarıya bağımlılığını %30’larakadar düşürerek millileşme alanında önemli kilometre taşlarını oluşturmuşlardır.
KORONA salgını bize artık yerli bir Sağlık Sanayimizin kurulmasının da gerekli olduğunu göstermiştir. Türk Silahlı Kuvvetleri Güçlendirme Vakfı’nın Savunma Sanayii şirketlerimizin oluşumunda önemli bir başlangıç sermayesi oluşturmuş olması gibi kurulacak bir Milli Sağlık Vakfı’nın önderliğinde de yerli bir sağlık sanayimiz (SAĞLIKSAN) kurulabilir. Kamu – Özel işbirliği ile kurulacak olan bu şirket ülkemizin sağlık alanında ihtiyaç duyulan, başta aşı olmak üzere, ilaç ve medikal tıbbi cihazlar üretim ve tasarımının yapılması ve bu alandaki dışarıya bağımlılığın asgariye düşürülmesi ve gerektiğinde yurt dışına ihracat da yaparak ekonomimize döviz de kazandırabilecekbüyük bir sanayi şirketi haline pekala gelebilir. Her ne kadar bugün özel sektörümüz, kamu hastanelerimiz, Üniversitelerimiz bu alanda önemli proje ve üretim noktasında sayılıyor olsa bile bu KORONA salgını bize sağlığın da savunma ve eğitim gibi ağırlıklı olarak devletin kontolu altında yapılmasının gerekliliğini göstermiştir.
Savunma ve eğitim gibi sağlık da başat olarak devletin iştigal alanında olmalıdır. Bu salgın bunu bize göstermiştir. Solunum cihazı, ameliyat cihaz ve malzemeleri, maske, yoğun bakım üniteleri, tomografi cihazları gibi bilumum medikal cihazların üretimi ve bu alandaki teknolojik yazılım ve bilişim malzemelerinin üretim ve tasarımları kurulacak olan bu SAĞLIKSAN tarafından yapılabilir. Öncelikle kurulacak olan “Sağlık Vakfı”na tüm milletimizin yardım ve katkıları alınarak bu kuruluşa bir yerde tüm milletimiz ortak olmuş da olur. Emin olun böyle bir Şirket bir müddet sonra tüm dünyaya da ihracat yapan çok önemli bir milli sanayi kuruluşu haline gelecektir. Kötü komşu insanı ev sahibi yaparmış. İnşallah bu kötü KORONA da bizi Milli Sağlık Sistemi sahibi yapar. Tıpkı Milli Savunma ve Milli Eğitim gibi.