Güncel Gelişmeler:
  • Ordu – Giresun Havalimanı’nda sefer sayıları arttı - 10:43
  • Nebati'den konutta fahiş fiyat artışı uyarısı - 09:29
  • Bankalara, 'döviz işlemlerini likit saatlere çekin' talebi - 09:19
  • Gecelik kredi faizlerinde 'zorunlu' yükseliş - 09:13
  • Ülker'in ilk çeyrek cirosu 5,9 milyar TL'ye ulaştı - 09:07
10.11.2024

1.12.2019

Kimse mavi gömlek giymek istemiyor

Geçenlerde Ordu Organize Sanayi Bölgesinde ahşap ve mobilya imalatıyla uğraşan bir dostumla konuşuyorum.  Kalifiye eleman ve usta bulamamaktan şikayet ediyor. Gelen iş müracatları “ne iş olsa yaparım” diyen işsizler. Böyle olunca maalesef işe alamıyoruz diyor. Bu arada  OrduÜniversitesi Meslek Yüksek okulundaki marangozluk bölümünün ise kapatıldığını söylüyor arkadaşımız. Ancak zamanında o bölümden mezun olanların da mesleğiyle ilgili işlerde çalışmak istemediğini, büro ve masabaşı işler aradığını söylüyor. Yani bir tarafta sanayici ve organize sanayi bölgelerindeki işletmeler eleman ararken, öbür tarafta  neredeyse gençlerimizin beşte biri işsiz.  Son işsizlik rakamları bize bunu söylüyor. Neden böyle ?

 Burada ne yazık ki karşımıza eğitim sistemimizdeki ve gençlerimizi hayata hazırlamada yaptığımız bir aksaklık ortaya çıkıyor. Herkes çocuğunun mimar, mühendis, avukat , doktor , müdür, yönetici  olması için üniversite bitirmesini istiyor. Bu eğitimleri veren sayısızca fakülte açılıyor,  sonuçta boşta gezen bir sürü hukukçu, mühendis, mimar,  kamu yönetimi , işletme , halkla ilişkiler mezunu üniversiteli genç yapacak iş bulamıyor. Onlarca eczacılık fakültesi mezunu genç bir eczanede iş bulup sadece doktorun yazdığı reçetedeki ilaçları  müşteriye veren, para üstü veren bir eleman olarak hayatını sürdürmeye çalışıyor. Belki de o ilacın nasıl yapıldığını dahi bilmiyor. Ortalıkta bir sürü hukuk fakültesi mezunu genç, avukat olmak için bir avukat yanında asgari ücrete çalışıyor. Kendisi büro açsa müşteriyi nereden bulacak. Kimine sorsan bitirdiği üniversiteyi övünerek söylüyor. Ama yapacak işi yok.

Herkes üniversite bitirsin bir işletmede yönetici pozisyonunda görev yapsın, yani beyaz gömlek giysin de, o fabrikada, işletmede veya sanayi tesisinde asıl üretimi yapacak olan işçi, teknisyen, tekniker, usta sıfatını taşıyan yani mavi gömlekli diye tabir ettiğimiz işi yapacak  olan elemanı nereden bulacağız. Ortalama 100 kişinin çalıştığı bir sanayi tesisinde 10 beyaz gömlekli varsa 90 da mavi gömlekliye ihtiyaç var. Ama herkesin istediği bir gün beyaz gömlek giymek. Buna göre de gençlerimiz üniversite olsun da ne olursa olsun deyip bir lisans diplomasını cebine koyma veya duvara asma peşinde. Mevcut meslek yüksek okullarının  mesleki bölümlerinden mezun olanların çoğu da eğitimini aldığı istediği işi yapmak istemiyor.

   Geçenlerde gazetelerde bir haber .  Hayvancılıkla uğraşan bir girişimci 5000 lira aylıkla nitelikli ve işi bilen çoban arıyor,  bulamıyor, sonunda bir Afganlıyı çoban olarak istihdam ediyor. Çoğu işletmelerde mülteci  Suriyeli, Iraklı, Afgan işçiler çalıştırılıyor. İşyeri sahibine sorduğunuzda bizim gençlerin ya o işi yapmak istemediğini ya da işi bilen elemanı bulamadığı için mülteci çalıştırdığını söylüyor.

      Her gence üniversite mezunu olması için bir hedef koyup, bir o kadar da üniversite açınca ayrıca herkesin de büyük şehirlerde yaşamak gibi bir özentisi olunca,  Anadolu’da da tüm köylerimizi boşalttık. Köylerimizde yaşlılarımız kaldı sadece. Gençlerimiz köyünün yolunu, bağını bahçesinin sınırlarını dahi bilmiyor. Halbuki biraz araştırsa belki de orada kendisine ne işler çıkarabilir, tarım ve hayvancılık alanında neler yapabilir ki.  Sonuçta ithal çobana ve işçiye kadar götürdük işi. Bir de kesintisiz eğitim gibi bir sistemi getirince otomotiv sektörü, tarım sektörü, inşaat sektörü, imalat sektörü gibi sanayi işletmelerimiz ara eleman bulamaz hale geldi.

Avrupa’da öğrencilerin yüzde 70’i meslek liselerinde okurken bizde bu oran yüzde 30’larda, onlar da işini yapmak istemiyor. Oysa sektörün kaliteli ara eleman, teknisyen ve tekniker ihtiyaçlarını karşılamak maksadıyla mesleki ve teknik eğitim veren kaliteli okulların sayısı artırılırsa her öğrencinin ille de üniversite/fakülte bitirme zorunluluğu da ortadan kalkabilir. Yoksa sanayide ve hatta turizm tesislerinde eleman bulamayacak, Afganlı, Suriyeli, Pakistanlı, Türki Cumhuriyetler gibi mülteci kaynaklı garson, usta, marangoz, kaynakçı, elektrikçi gibi ithal işçileri çalıştırmak zorunda kalacağız. Diğer tarafta ise, bir devlet kapısında nasıl ömür boyu garantili bir yer edinebilirim diye 10 kişilik kadro için yüzlerce üniversite mezunu gencimiz KPSS sınavlarını kovalamaya devam ederler.

 

Bu maksatla köylerimizdeki tarım sektörü de dahil olmak üzere tüm sanayimizin ara eleman açığının bir envanteri çıkarılmalı, potansiyel insan gücü ihtiyaçları tespit edilerek,  bu ihtiyaca göre gençlerimizi bu sektörlere yönlendirecek bir sistemi süratle hazırlamalıyız.

 

ETİKETLER; osb imalat