4.04.2020
KORONA riski tüm dünyayı tehdit etmeye devam ediyor. Bu salgın daha epey bir süre hayatımızda kalacak gibi.
KORONA riski tüm dünyayı tehdit etmeye devam ediyor. Bu salgın daha epey bir süre hayatımızda kalacak gibi. Salgın pik noktasını yapıp risk eğrisi aşağı doğru inmeye başlayıncaya kadar bize rahat yok.Risk , bizi evlerimize hapsederken hergün dışarda ve trafikte kullandığımız araçlarımızı da garajlara hapsetti . Biz riskle boğuşurken onlar ise istirahate çekildi. Biz hastalık nedeniyle hastalanmamak için uğraşıyoruz , ama onlar ise rahat. Çünkü onların en büyük kabusu olan trafik kazaları ve hasar alma riski büyük miktarda düştü. Şehirlerarası otobüsler çalışmıyor . Dolmuş taksiler yarı yarıya azaldı. Şehir içi dolmuş ve belediye otobüsleri en az çalışacak şekilde yeniden programları yapıldı. Özel araçlarımız ise biz eve kapanınca onlar da garajlarımızda istirahatte. Yani teker dönmüyor artık .
Ama araçlarımıziçin , onlar çalışmıyorken de sigorta paralarını ödemeye devam ediyoruz. Kasko ve trafik sigortaları, araçlarımızın kaza yapmaları ve hasarlanmaları durumlarında devreye girerek ya servislerde onarımları için , yada PERT olmaları yani tamamen kullanılamaz hale gelip trafikten çekilmeleri durumunda bizim imdadımıza yetişiyorlar. Tabi ki bu sigorta poliçelerinin de bize bir bedeli var ve bu bedeli kaza yapsak da yapmasak da baştan sigortacıya ödüyoruz. Sigortalı olarak bizler gerek isteğe bağlı sigorta olan “KASKO”nun, gerekse zorunlu olan “TRAFİK SİGORTASI”nın ödemesini sigorta şirketleri tarafından aşağı yukarı aynı seviyelerde belirlenen fiyatlardan yapıyoruz. Bu fiyatlar ise , bu sigorta şirketlerinin bir önceki yılda meydana gelen kazalara ve bu kazalar neticesinde sigortalılara ödenen tazminatlara göre belirlenmekte . Kazalar çoğaldıkça ve hasar ödemeleri arttıkça , yani sigorta şirketleri tarafından hasar sahiplerine ödenen tazminatlar arttıkça , şirketler de ertesi yıl araç sigorta fiyatlarını ona göre düzenlemektedirler. Yani “ NE KADAR KÖFTE O KADAR EKMEK” misali kasko ve trafik sigortaları için para ödemekteyiz. Doğal olarak Sigortasisteminin mantığı da bu zaten.
Ancak KORONA geldi durum değişti. Araçlarımız çalışmıyor. Resmi istatistikler elimizde yok ama biliyoruz ki trafikte de hayat durdu ve teker dönmeyince kazalar da o kadar azaldı. Bazı bayilerin servisleriyle konuştuğumuzda artık işlerin “kesat”olduğunu , kazalı araç gelmeyince işlerin de durduğunu söylüyorlar . Ancak bizler araç sahipleri olarak eski fiyatlardan sigorta poliçesi ödemelerine ise devam ediyoruz. Nasıl ki kazalar çoğaldıkça riziko arttığı için poliçe fiyatları artıyorsa , şimdi de araçlar kapıda bağlı ve riziko düştüyse de poliçe fiyatları da aşağıya çekilmek zorunda. Hem de epey miktarda. Yoksa eski fiyatlardan ödenen sigorta paraları sigorta şirketlerinin ceplerinde epey miktarda şişkinliğe sebep olacaklardır. Çünkü aldıklarının karşılığında ödedikleri hasar ödemeleri epey aşağılarda kalacak, veya ödedikleri hasar ödemelerinin kat kat üzerinde sigorta bedelleri toplamış olacaklardır. Yani diyoruz ki yine “ne kadar köfte o kadar ekmek” kuralını işletmeye devam etmemiz gerekmiyor mu?
Araçlarımız garajlarda ve otoparklarda istirahatte iken , kaza rizikosu da düştüğüne göre, sevgili sigorta şirketlerimiz, gelin şu sigorta poliçe fiyatlarını da düşürün ki KORONA dolayısıyla vatandaşın cebine sizlerin de bir katkısı olsun .
Kazasız , hasarsız , sağlıklı nice KORONASIZ GÜNLER dileğiyle ….