26.03.2018
Ortadoğudaki karışıklar Karadenizin stratejik önemini daha da artırdı. ABD ve NATOnun bölgedeki Rus hâkimiyetini kırma çabaları ta soğuk savaş döneminden beri zaten hep var oldu ve günümüzde de devam etmekte. Kapalı bir deniz hüviyetindeki Karadenizin Boğazlar yoluyla Ege, Akdeniz üzerinden Okyanuslara ve Dünyaya açılıyor olması bir enerji devi olan Rusya için hayati öneme haiz.
Bölge hem enerji koridoru hem de deniz taşımacılığı gibi alanlarda stratejik anlamını günümüzde daha da artırmış durumda. Haliyle Karadenize en uzun kıyısı olan Türkiye de bölgede hep merkezi bir rolde oldu. Boğazların Türkiye sınırları içerisinde olması da bu merkezi konumu doğal olarak daha da güçlendirmekte.
Rusya Dünyanın en büyük doğal gaz üreticisi ve dış satımının en önemli enstrümanı da doğal gaz. Rusya bu nedenle gerek Sovyetler döneminde gerekse Rusya Federasyonu bağlamında komşuları ve yakın çevresiyle hep iyi ilişkiler içerisinde olmayı bir dış politika stratejisi olarak benimsemiştir. Ancak Ukrayna gibi kendisine zorluk çıkaran olursa da bu politikasını zor kullanma yoluyla da uygulamayı ihmal etmemiştir. Hatta Ukraynanın Kırımını bir referandumla kendisine bağlama yoluna bile gitmiştir. Rusya, hem en büyük deniz kuvvetleri üssünün burada olması, hem enerji hatlarının buradan geçmesi, hem de deniz taşımacılığı bakımından önemi nedeniyle Karadenizdeki bu ağırlığını güçlü liderleri Putinle de son dönemde devam ettirmektedir.
Fatih Sultan Mehmet Hanın 15. Yüzyılda Kırımı fethederek Karadenizde Osmanlı ağırlığını kurmasından beri bu bölgedeki güç mücadeleleri hep var olmuştur. 430 bin kilometrelik bir alana sahip olan Karadeniz e Türkiye ile birlikte Rusya, Gürcistan, Ukrayna, Romanya ve Bulgaristan kıyıdaş ülke.
Ancak son dönemlerde, Karadeniz Ekonomik işbirliği Teşkilatında olduğu gibi bu kıyıdaş ülkelerin komşusu olan Moldova, Yunanistan, Arnavutluk, Sırbistan, Karadağ ve Azerbaycanı da içine alan bir bölgeden, Genişletilmiş Karadeniz Bölgesi adıyla uluslararası siyasette söz edilmektedir. Böyle olunca bu kadar geniş bir coğrafyaya hitap eden Karadeniz Bölgesinin ekonomik ve askeri siyasetindeki stratejik önemi daha da artmıştır. Gelecekteki savaşların enerji ve su savaşları şeklinde olacağı fikri göz önüne alındığında bölgenin hayati önemi bir kat daha artmaktadır.
Rusya en büyük doğalgaz ihracatçısı olarak bütün bu komşularıyla iyi geçinmek zorundadır. Ayrıca Rusya dünyanın ikinci en büyük kömür rezervlerine, sekizinci en büyük de petrol kaynaklarına sahiptir. Bütün bu kaynaklarını önemli bir bölümünü Karadeniz üzerinden boru hatlarıyla dışarıya aktarmaktadır. En önemli alıcısı da Türkiye ve Avrupa birliği ülkeleridir. Adeta Rusya bu ülkelere muhtaç, bu ülkeler de Rusyaya muhtaç konumdadır. Karadeniz ise tampon bir bölge olarak bütün bu enerji hatlarının bir koridoru konumundadır.
Bu hatlardan bizim için en önemlisi Djugba-Samsun arasında 370 kilometre uzunluğundaki iki paralel hattan oluşan Mavi Akım gaz boru hattıdır. Samsundan da Ankaraya uzanan bu hat burada ana hatta irtibatlıdır.
Türkiye üzerinden Yunanistana gaz aktaran Türkiye-Yunanistan Doğalgaz Enterkonneksiyonu (ITG) hattı da Avrupa birliği projeleri kapsamında batıya açılan önemli bir hattır.
Karadenizdeki bir başka doğal gaz aktarım hattı da Türk Akım Boru Hattı Projesidir. Bu proje de Türkiye ile Rusya arasında 2016 yılında İstanbulda imzalanmıştır. Bu Projenin takvimine göre, hâlihazırda Ülkemizin münhasır ekonomik bölgesi ve karasularında mühendislik çalışmaları yürütülmektedir. 2017 yılı mayıs ayında Rusyanın Karadeniz kıyısında deniz bölümünün inşaatı başlamış ve 2019 sonunda hattın işletmeye alınması planlanmaktadır.
Karadenizi bir ağ gibi saran bütün bu projeler bu bölgenin zaten tarihten gelen önemini bir kat daha artırmıştır. Rusya, Türkiye, ABD, NATO ve AB bu alandaki çok taraflı santraç oyunlarına kıyasıya devam etmektedirler.