Ülkemizde Sağlık hizmetleri vatandaşa devlet (kamu) hastaneleri, üniversite hastaneleri ve özel hastaneler aracılığıyla verilirken, şimdi bir de “şehir hastaneleri” kavramı ortaya çıktı. Mersin, İsparta, Yozgat, Adana, Kayseri şehir hastaneleri çalışmaya başladı. 2019 yılı içerisinde Ankara Etlik, Gaziantep, Bursa, Kütahya, Kocaeli, Tekirdağ, Manisa, Eskişehir, Elazığ, Konya gibi illerimizde de yeni şehir hastanelerinin açılıp hizmete girmesi planlanıyor. Doğu Karadeniz Bölgesinde Ordu ilimizin de şehir hastanesi planlamasına alındığını biliyoruz. Cumhurbaşkanımız da açıklama yaparak Ordu’da Şehir Hastanesinin yapılacağının sözünü verdi. Bildiğimiz kadarıyla yeri de Eskipazar’da eski botanik parkının olduğu mevki. 900 yataklı olarak yapılacağı açıklanan hastanenin 2020 veya 2021 yılları içerisinde açılması planlanmakta.

Vatandaşın sağlık hizmetinden beklentisi aslında çok basit ifadeyle; hastalandığında hastane hastane, doktor doktor gezmeden derdine derman olacak hızlı, kaliteli ve pahalı olmayan hizmeti alabilmek. Son 15 yıllık dönemde sağlık hizmetlerine büyük yatırımların yapıldığını, özellikle sosyal güvence sisteminin sağlıkta neredeyse tüm vatandaşlarımızı kapsayan bir düzeye ulaştığını elbette biliyoruz ve bunu aşağı yukarı her partiye oy veren vatandaşlarımız da görmekte ve söylemekte. Acil durumlarda vatandaşa ulaşım, ambulans sistemi, aile hekimliği sistemi, çoğu zaman en basit ameliyatlar için bile büyük şehirlerimize giderek ve büyük paralar karşılığı yapılan ameliyat ve tedavilerin tarihe karışması, bıçak parası ve hastanelerde rehin kalma gibi kavramların sağlık sisteminden ortadan kalkması, ilaç kuyrukları v.b. eski dönem zorluklarının sağlık sistemimizde artık bitirilmiş olması elbette son yıllarda sağlıkta yapılan önemli hizmetler ve değişimler. Doktor açığının kapatılması için atılan adımlar, hatta ülkemizde daha ucuz ve kaliteli olması nedeniyle yurt dışından bile gelen hastaların olduğunu görmek elbette sağlık sistemimizdeki olumlu gelişmelerin bir neticesi.

Ancak, tüm bu olumlu gelişmelere rağmen, özellikle devlet hastanelerinde, son zamanlarda sağlık sistemimiz tabiri caizse S.O.S. vermekte. Yolumuz zaman zaman hastaneye düştüğünde bunu bizzat görüyor ve yaşıyoruz. Sağlıkta önemli değişimlerin olduğunu bilen vatandaşlarımız dahi bunu artık yüksek sesle dile getirmekte. Sanki gizli bir el yapılan hizmetleri sabote edercesine hastanelerde faliyette gibi. Aciller dolu. Gerçek acil hastalar, normal tedavi için gelen hastaların fazlalığı nedeniyle acil servislerde yeterli ve hızlı hizmeti alamamakta. Sorarsanız bu hastalar normal poliklinik muayeneler yoluyla mesai günlerinde yeterli hizmeti alamadıkları veya gün içinde işlerinden izin alamadıkları için akşam acile geldiklerini belirtmekteler. Haklılar da . Randevu sistemi tam olarak işlememekte. Hastane hizmet ve görevlilerinin vatandaşa tavır ve davranışları tekrar eski dönemleri hatırlatmakta. Uzun kuyruklar, hijyen sorunu, bakımsızlık hemen göze çarpıyor. En önemli sorun yoğunluk.

Yatak sayısı yetersiz. Bazı gereksiz hastalar için uzun yatış süreleri verilirken gerçek hastaların yatacak yer bulamadığı bile söylenmekte. Polikliniklerin önü ana baba günü gibi. Hastaneye gelen vatandaşlar için araç park sorunu da başka bir dert. Ağız ve Diş sağlığı hastanesinde vatandaşın diş sağlığı ile ilgili tüm hizmetlerin sağlık güvencesine alınması yoğunluk ve hizmet sorunu yaratmış. Burada da doktorlara ve hastalara bir dokun bin ah işit.

Devlet hastanesindeki yoğunluk nedeniyle özel hastanelere yönelen hastalar da alınan yatak ve tedavi paralarından şikâyetçi. Özel hastanelerde yapılan çoğu tedavi, tahlil ve yatışların gerçekte gerekli olup olmadığı vatandaş tarafından dile getirilmekte, gereksiz bir takım yöntemlerle hasta üzerinden daha fazla para kazanma hırsı ile sanki kar amaçlı bir şirket gibi davranmalar bu hastanelere karşı vatandaşın güvenini kaybetmiş bir durumda. Bu yüzden vatandaş her şeye rağmen yine de devletin hastanelerini tercih etmekte.

Şehir hastanelerinin, sistemiyle ve imkânlarıyla, şu anda devlet hastanelerinde mevcut olan yoğunluktan ve idari lakaytlıktan kaynaklanan yönetim zafiyetli olduğunu düşündüğümüz aksaklıkları inşallah çözeceğini umut ediyoruz ve bir an önce yapım aşamasına geçilip faaliyete başlamasını diliyoruz. Ordu acilen bunu bekliyor.