Kalkınmada enerji ihtiyacı, kalkınma, refah ve sürdürülebilir gelişmenin olmazsa olmazı.  Genel giderler açısından da hem hane halkı hem de kamu açısından birincil ihtiyaçtır enerji kalemi.  Bunu vatandaşımız elektrik, ısınma ve yakıt gideri ve ihtiyacı olarak bilir. Genel olarak da bu doğrudur ve kamu otoritesinin en önemli görevi de vatandaşın bu ihtiyacını en uygun ve ucuza sağlayıp hizmete sunmaktır.  Enerji bakanlığı yapmış olan Hilmi Güler’in Ordu Büyükşehir Belediye başkanı olmasıyla Ordu da enerji projeleri açısından ister istemez bir beklentiye girdi.  Başkanın bu tecrübe ve altyapısı Ordu için elbette büyük şans.  Ordu, Hilmi Başkan ile,  kendi enerjisini üretip gerekirse diğer bölgelerin istifadesine de sunma imkanı elde etmiştir bir bakıma.  Bu beklenti de doğaldır. 

Rüzgar, güneş, su, ve deniz,  daha ucuza enerji elde edebileceğimiz Allah vergisi imkanlar ve kaynaklardır. Ancak yöremizde hemen hemen özellikle güneş ve rüzgarı hiç kullanmıyoruz. Denizden de zaten hep uzak durmuşuz. Denizin dalgaları da bir enerji kaynağı olarak kullanılmaktadır günümüzde. Az veya çok bütün bunlara bölgemiz de sahip. Avrupa ülkelerinden aşağı değil güneşli günlerin sayısı. Rüzgar da öyle. Bir bakıma atıl kapasite olarak önümüzde durmaktadır bu imkanlarımız. Bölge insanımızın evinin çatısında kendi elektriğini üreten güneş panellerini görmek için teşvik lazım, önderlik edecek yol gösterecek birileri lazım. Bu ise elbette ki başta yerel yönetimlerimizdir.  Müsait olan yerlerin tesbit edilerek rüzgar türbinleri ile donatıp rüzgarı boşa estirmemek ve rüzgarın gücünü enerjiye dönüştürmek öyle çok da fazla yatırımlar gerektirmiyor olsa gerek.  Güneşli günler bizde Berlin’den daha az değil. Bugün vatandaşımız köylerde evlerinin çatısında sıcak su için günısısı sistemlerini birbirlerinden görerek kuruyor artık. Daha büyük panellerle kamu arazilerine güneş enerjisistemleri ve rüzgar türbinleri pekala kurulabilir.

Başkan seçim çalışmalarına başlarken şöyle demişti. “ Yeni bir Ordu inşa etmeye çalışıyoruz. Çok aktif ve aynı zamanda düşünen, üreten ve yarışan bir Ordu ortaya çıkarmak için çalışacağız. Burada kabiliyetler yarışacak. Burada vasatlığa yer yok. Dünya çok hızlı bir şekilde ilerliyor. Ben daha evvelki görevlerimde Güney Kore’nin, Japonya’nın bilim politikalarını inceledim. Şimdi de Çin ile yakından çalışıyorum. Şunu görüyorum ki; 2030 yılında dünyanın dört büyük ekonomisinin 3’ü Asya’da olacak. Bunlardan bir numara Çin, iki numara Hindistan ve üç numara Amerika Birleşik Devletleri ve dördüncü Japonya olacak. Bunların 3’ü Asya’da bulunuyor. Biz de ağırlıklı olarak Asya’dayız. Onun için Ordu burada Türkiye olarak çok önemli bir rol yüklenecek. Bu olay sadece fındık ve kivi meselesi değil. Bunları düşünmemiz lazım…Sonuç olarak, coğrafya bir kaderdir. Ordu’nun coğrafyasının kaderi neyi ileriye götürmek gerekiyorsa birlikte hareketimizi o şekilde oluşturacağız.” Aslında Başkan bunları söylerken burada  coğrafyamızın imkanlarını da değerlendirmekten bahsediyordu .

Hilmi Başkan, enerji ile ilgili projelerini hayata geçirmek üzere Mayıs ayında Çin ve Singapur heyetleri ile Ordu’da bir araya gelerek bu projeleri ile ilgili ilk adımları atmıştı. Başkan bu işleri takip etmek üzere belediye bünyesinde bir şirket de oluşturarak yola çıktıklarını açıkladı. Bu heyete bu bakımdan çok işler düşmekte. Başkanın enerji ile ilgili tecrübe ve altyapısı bu heyet için önemli bir şans. Başkan enerji ile ilgili gelecek çalışmaları hakkında bilgi verirken "Çok yakında Ordu'nun enerjisinin yükseldiğini hep birlikte göreceğiz. Hedefimiz kendine yeten bir Ordu inşa etmek. Kendi kaynaklarımızla enerji üreterek Ordu'yu örnek bir yatırım bölgesi haline getireceğiz." ifadesini kullandı. Çok iddialı bir açıklamadır bu sözler.  İnşallah diyor ve sayın başkana kolaylıklar diliyoruz.

Sayın Başkan tüm bu projelerini kurduğu ilgili şirketler aracılığıyla hayata geçirmek niyetinde. Doğrusu da bu. Ancak çalışma ve gayret gerektirir liyakat ve sahada alınteri dökmek ister iş yapmak.  Projelerin ve şirketlerin masabaşında ve dosyalarda kalmaması en büyük arzumuz.