Güncel Gelişmeler:
  • Ordu – Giresun Havalimanı’nda sefer sayıları arttı - 10:43
  • Nebati'den konutta fahiş fiyat artışı uyarısı - 09:29
  • Bankalara, 'döviz işlemlerini likit saatlere çekin' talebi - 09:19
  • Gecelik kredi faizlerinde 'zorunlu' yükseliş - 09:13
  • Ülker'in ilk çeyrek cirosu 5,9 milyar TL'ye ulaştı - 09:07
10.11.2024

5.06.2017

KARADENİZLİYİZ ANCAK DENİZCİMİYİZ....

Aslında bu üç tarafı denizlerle çevrili olan Türkiye’miz için de geçerli bir soru. Bir deniz ülkesi olmamıza rağmen neden denizci bir devlet olamadık. 8300 kilometrelik bir sahil şeridimiz var. Üç kıta ile de denizlerle bağlantımız var.

Petrolümüz yok ama denizlerimiz var.

Karadeniz ülkeleri arasında da sahili en uzun olan ülkeyiz. Limanlarımızın hepsini toplasanız Rusya’nın Karadeniz kıyısındaki bir NovorossiyskLimanı etmiyor. Deniz geleneğimiz ve kültürümüz maalesef zayıf. Yunanistan 300 milyar dolarlık dünya denizcilik pastasından yıllık 60 milyar dolar gibi bir gelir elde ederken biz neden ancak 5-6 milyar dolarlık bir pay alabiliyoruz.

Kendi memleketimize, Ordu’ya bakalım. Sahilden biraz içerilere girdiğimizde denizi ancak mayıs yedilerinde, o da ayağımızı denize sokmak için yılda bir defa gören nice insanlarımız olduğu görülecektir. Yirmi yaşını geçmiş, askerliğini yapmış gençlerimiz bile denize girmek için evden çıkarken “aman oğlum, dikkat et, boğulursun, denize düşersin” diye anneleri tarafından sıkı sıkı tembih edilirler. İşin aslı, denizi seven değil denizden korkan bir milletiz.

Deniz yoluyla 1 liraya taşınan bir mal, yaklaşık olarak karayoluyla 7 liraya, havayoluyla 20 liraya, demiryoluyla da 3,5 liraya taşınmaktadır. Böyle olunca da elbette ki bir sanayici için maliyeti düşürecek en önemli unsurun taşımacılık ve navlun gideri olduğu, bunun da en uygun ve ucuz olarak deniz taşımacılığı ile mümkün olduğu aşikârdır.

Denizci bir başbakanımız var. Bu Ülkemiz için büyük bir şans. Denizcilik Müsteşarlığı İstanbul Bölge Müdürüyken Sayın Başbakanımız Binali Yıldırım İDO Genel Müdürü idi ve o zamanda hep bu konuları konuşur ve ülkemizin denizlerden yeteri kadar istifade edemediğini söylerdik. Son yıllarda bu anlamda önemli atılımlar yapıldı, teşvikler verildi ancak henüz daha istenen seviyelere geldiğimizi söyleyemeyiz.

Denizcilik deyince taşımacılık, deniz turizmi, gemi inşa, deniz yıllarının kullanımı, yolcu taşımacılığı ve deniz ticaret filosunun büyüklüğü gibi kriterler akla gelir. Özellikle yolcu ve yük taşımacılığı bu anlamda önemli.

Yolcu taşımacılığında deniz imkânını yeterince kullanmıyoruz. Karadeniz Bölgesi için de bu durum geçerli. İstanbul gibi Metropol bir şehirde deniz yolcu taşımacılığında önemli atılımlar yapıldı ancak diğer bölgelerde aynı durum geçerli değil.

Karayolu, havayolu ve demiryolu altyapısı pahalı bir yatırım gerektiriyor. Ülke olarak bu yatırımları mutlaka yapmamız gerekiyor. Milyarlarca dolar yatırım yapıyoruz ulaşım için. Ancak bu kadar maliyetli projeleri yapan bir ülke olarak çok daha ucuza mal olabilecek deniz yolu imkânlarından neden bu kadar uzak duran bir milletiz. Halbuki deniz yolu asfalt istemez, viyadükler istemez, tüneller istemez, vatandaşın bağını bahçesini almayı gerektirmez üstelik trafik kazası riski de yok, ucuz maliyetlidir de.

Eski tarihlerde, ellili altmışlı yıllarda Karadeniz’e, Ordu, Samsun, Trabzon gibi Karadeniz sahili şehirlerine İstanbul’dan yolcu ve yük taşımacılığı yapıldığını biliyoruz. Karayolu imkânlarının yetersiz olduğu dönemlerde vatandaşımızın büyük miktarda yararlandığı bu imkândan ne yazık ki artık şimdi yararlanamıyoruz.

Karadeniz Bölgemizde Samsun’dan Rize’ye kadar sahil bandında pekâlâ deniz otobüsü taşımacılığı yapılabilir. Bu çok büyük yatırımlar gerektirmez. Yapılacak önemli iş, yolcuların inme ve binmelerinin sağlanacağı sahillere yolcu inme ve binmelerini sağlayacak iskelelerin inşasıdır. Zamanla vatandaş İstanbul’da olduğu gibi bu yolu kullanacaktır. Konu Karadeniz sahil illerimizin yerel yönetimleri arasında koordinasyonla sağlanacak bir husustur.

Bu sistem münhasıran Ordu Büyükşehir sahili ilçeleri arasında da uygulanabilir. Ünye, Fatsa, Perşembe, Altınordu, Gülyalı gibi Büyükşehir sahil ilçeleri arasında, buralara yolcu iskeleleri inşasıyla pekâlâ tarifeli dolmuş taşımacılığı yapılabilir. Bu şekilde, hem bu sahil ilçeleri arasında devamlı bir denizyolu bağlantısı sağlanmış, hem de şehrimize gelecek olan yerli ve yabancı turistlerimize yeşil ile maviyi birlikte izletme imkânı da verilmiş olacaktır.

ÖZCAN GÜRSOY

Denizcilik Müsteşarlığı İstanbul Eski Bölge Müdürü.