Güncel Gelişmeler:
  • Ordu – Giresun Havalimanı’nda sefer sayıları arttı - 10:43
  • Nebati'den konutta fahiş fiyat artışı uyarısı - 09:29
  • Bankalara, 'döviz işlemlerini likit saatlere çekin' talebi - 09:19
  • Gecelik kredi faizlerinde 'zorunlu' yükseliş - 09:13
  • Ülker'in ilk çeyrek cirosu 5,9 milyar TL'ye ulaştı - 09:07
20.09.2024

15.07.2014

Düğüm Soru'nun Cebavı

Ferrero ne yapar? " sorusu Dünya Kupası ' nın kime gideceğini bilmekten daha zor... 

Önce ortada akit gerektiren bir görüşme var.Sektörün büyüğü Oltan Gıda , bu alanda dünya lideri olan Ferrero ile bir satışa baz olacak görüşmeye oturuyor. Olup olmayacağı ancak bir akit ile belli olacak. Konunun 2 tarafı var ve 3. Kisi olarak bize söz düşmemesi gerekiyor. Ancak ortada bir de piyasa rekabetine ilişkin kurallar var .TC Rekabet Kurulu,muhtemel bir anlayışı onaylaması icin " Rekabetin ihlal edilmediği "tesbitini yapmak durumunda. Bir anlamda isin " onay makamı " bu Kurul.Her iki aşamada ne olacağını henüz bilmiyoruz.Bilinmeyen, üstüne akil yürütmeye spekülasyon deniyor. Genelde öngörülenin doğrulanmadığı haller doğurur bu spekülasyonu.Ama er geç böyle bir gelişmeyi beklemek gerekiyordu. Zira dünyada tarımsal hammadde pazarında ana üreticinin-buna gelin monopol üretici deyin - hammaddeye daha yakin olma çabası var. Türkçesiyle aradaki pazar düzenleyicileri giderek ortadan kalkıyor. Muzda, kakaoda, kahvede bu tur düzenlemeler son 10 yılda cok sıklaştı. Hoş bu is gecen yüzyılda cok farklı miydi ? Samsun ya da Bafra ' da iri ABD ya da Hollanda tutun şirketlerinin temsilciliklerini hatırlamamız yeter. Ana üretici hammadde pazarına direk olarak girdiğinde kendisine 2 temel avantaj yaratmış oluyor :

1- Hammadde stokunu istediği ölçüde yapmış oluyor.

2- Fiyatı dalgalanmalara bırakmayıp, istikrarlı alim fiyatı düzeni kuruyor.

" İstikrarlı alım fiyatı " kuskusuz her zaman üreticiyi " tatmin" eden fiyat olmuyor. Hatta daha açık konuşmak gerekirse ana üreticinin istikrarı küçük üreticinin istikrarsızlığı anlamına geliyor.

Bu yüzden gecen yüzyılda Prof Georgescu isminde bir Romen iktisatçı tarım düzeninin klasik arz - talep kuralları içinde değerlendirilemeyeceği tesbitini yapmışdı. Bu tesbit ona tarım piyasasında " düzenleyici kurumlar " varlığının şart oldugunu söyletmişti.

Bu yüzden fındık piyasasında Oltan Gıda yerine Ferrero alırsa ne oluruz ? " sorusu yerine düzenleyici kurumların varlığını aramak daha anlamlı olacak.

Oysa devletin aldığı kararla Fiskobirlik fiilen fındık piyasasının dışına çıkarıldı.Dikkat edilirse müdahale Fonundan mahrum bırakıldı demiyorum. Zira fındıkta stok yetkisi TMO ya verilmekle bir üretici birliği kurulusu olan Fiskobirlik ' in kanatları kırılmış oldu.

Bu durumda piyasada düzenleyici kim olacak ? Fiskobirlik yanında Rekabet Kurulu da yetkisiz. Çünkü onlar sadece satış fiyatlarında anlaşmalı hallere müdahale edebiliyor.Ayrıca yasal anlamda tarım piyasasına uzanma yetkisi olup olmadığı da kuşkulu.

Bu kurumsal boşluk bana tutun piyasası ve Tekel ' in yasal yetkisini hatırlattı.1177 sayılı Tutun Yasası adi Tekel olan kuruma " bas fiyat " belirleme yetkisi tanımıştı. Piyasada tutun fiyatının " kabul gören " fiyatın altına düşmesi durumunda " müdahale fiyatı "ile Tekel piyasaya girerdi.

Galiba gözlerin aradığı, aklin sorguladığı olay da bu...

Alici ve satıcı piyasası bu denli tümleştiğinde kural koyucu kim olacak?

Yeri gelmişken piyasa ekonomisinin as oyuncusu kabul ettiğimiz ABD ' de bu tur tarımsal müdahale kurumları var ve bunlar üretici lehine fevkalade iyi isliyor.Bu tartışmanın içinde aslında gözden kaçan bir 2. Ayak konusu var. Rekoltenin düşüklüğü üretici gelirinde gerilemeye yol acar mı ?

Fındık piyasasında dikkatimi çeken bir kısa devre mantığı oldum olası dikkatimi çeker.

Oysa gecen haftalar Turkiye' de bir konferans veren Nobel İktisat Ödülü sahibi Robert Schiller iktisadin " düğüm sorusu " nun " sürdürülebilir büyüme altyapısını " hazırlamak oldugunu söylüyordu.

Schiller ' in derdi, 1 yılı değil, yılları kurtarmak...

Bu nedenle düğüm sorunun cevabi arz artışı değil ,

Piyasada söz sahibi olmaktan geçiyor.

Turkiye 30 bin tonla 125 bin ton zeytinyağı ihraç ettiği yıllar arasında birim fiyatta fark yaratamamışsa, bilin ki bu piyasada söz sahibi olunmamış.

Potansiyel ana üretici Ferrero 'nun ana urunu Nutella bu sene 50 yaşına bastı. Ama ona rağmen el 'an ABD ve Çin Piyasasına girebilmiş değiller. Bu yüzden Turkiye' de iyi tarım uygulamasıyla ne denli gelir artışı yaratabileceğini ancak zaman ve daha önemlisi uygulama gösterecek.

Miş ' li sözlerle piyasa düzenlenmiyor!

Öyle olsaydı, balık kavak ağacına çıkardı...

ETİKETLER; FERRERO OLTAN