Her ne kadar, fındık ile haşır-neşirliğimiz bulunsa da, söz konusu kamuoyu adına gerçekleri paylaşmak olduğunda işimizi daima muhabir mantığında, yani gerçekleri paylaşarak yapmanın çabası içindeyiz.

Onun içindir ki, kimin ne zaman, ne dediği,neyi savunduğunu "söz uçar yazı kalır" hesabıyla ortalığa sererek paylaşıyoruz.

Son gelişmeleri anlayıp,algılayabilmek için bugünde öyle yapacağız.

*

TZOB Yönetim Kurulu ve Ordu Ziraat Odaları Koordinasyon Kurulu Başkanı Arslan Soydan şöyle diyor:

-"Sezon başında üreticilere, fındığı satmayın dedik. Serbest piyasa kurallarına göre doğru yaptık. Çünkü pazara fındık inmezse fiyat artacaktı. Ama pazara fındık inmemesine rağmen fiyatlar düştü. Bundan sonra serbest piyasa sisteminin sorgulanması lazım, sistem çöktü."

*

Arslan Soydan'ın "çöktü" dediği sistemi (ki sistem dünya gerçeğinde doğrudur) 2009'da uygulamaya koyan Ak Parti'nin bugünkü hükümetine de Giresun Ziraat Odaları İl Koordinasyon Kurulu Başkanı Erim Yaman'ın basında yer alan haberinin son bölümü bakın nasıl:

-"Ak Parti hükümetinin fındık üreticisine bakış açısına,Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş ile Tarım Bakanı Faruk Çelik'in açıklamalarına sonuna kadar güvendiklerini belirtti."

*

Aynı çatı altında, aynı kafadaki iki kişiden biri hükümete "Sizin getirdiğiniz sistem çöktü" diyor, diğeri ise "Teşekkür" ediyor.

Ya da, Ordulular hükümetin kapısına siyah çelenk koyuyor, Giresunlular ise onu kaldırıyorlar!

Öyle değil mi?

Trabzonlular ise, ellerindeki kıymeti kötülemekle, belki de buradan kaldırılıp başka yere gitmesi için çanak tutmaktadırlar!

Batı bölgesindekiler ise, fındığın ana üretim alanı olan Ünye'nin doğusundakilerin nelerle uğraştıklarına kıs kıs gülüp, kazançlarını arttırmak için sadece fiyata bel bağlamıyor, bahçelere giriyor,fazla üretmek için habire çalışıyorlar. Bu taraftakiler ise kendilerini üretici temsilcisi sayanların nasihatleri ile "Bir avuç bostan, yan gel yat Osman" yapıyorlar!

*

Geçelim işin bir başka tarafına...

Bu memlekette en baştakinden en diptekine kadar, herkes ayrı bir havadan çalıyor. Dün denilen de bugün inkâr ediliyor.

Şu işi fındık ziraatini en iyi şekilde yaptırmak olanlar da önce başka, sonra başka diyorlar.

Kendileri de ikrar ediyor, fındık 13-14 liradan alıcı bulurken, "Fiyat yükselecek, fındığınızı satmayın" dediklerini hatırlatıyorlar.

Sonuç ortada!

Öyle veya böyle; ama alıcılar işbirliği yaptı, ama köylü sözünde duramadı fiyatlar düştü!

Peki bu zat-ı muhteremler, piyasada sadece kendi dediklerinin, öngördüklerinin mi hakim olacağını zannettiler? Diğer argümanların etkili olabileceğini hiç akıllarına getirmediler mi? Piyasanın tek borazancısı kendilerini mi saydılar? Aslın da, zurnanın son deliği olduklarını, geçmişten bugüne kadar üreticiyi hep yanılttıklarını, zarar ettirdiklerini neden görmezden geldiler?

2009'dan beri rekoltenin genelde fazla olmaması yüzünden piyasa istikrarlı giderken, sesleri çıkmazken neden bugünlerin hesabını yapmadılar, yapamadılar?

Boşuna denmemiş; "Yöneticinin iyisi işler yolunda giderken, gelecekte nelerin iyi olmayabileceğini gören ve tedbiri ona göre alandır" diye...

Aslında, bu burnunun ucunu dahi göremeyen ücretli sivil toplum temsilcileri için yazılacak çok şeyler var ama, fazlasına gerek yok! Çünkü adamların "reklamın iyisi kötüsü olmaz" mantığı ile medyada yer almaktan başka hedefleri yok ki...

İnanın, benim meslektaşlarım bunları bir ay yazmasınlar, ekrana çıkarmasın, bilgisayarlara kondurmasınlar şaşırıp kalırlar! İşin içinde aydan aya ücret almak olmasa, bugünkü görevlerinden bile istifa ederler!

*

İddiam için delil mi istiyorsunuz?

TZOB Başkanı Şemsi Bayraktar'ın son açıklamasında ne demişti?

"Çalışmalarımız medyada önemli şekilde yer alıyor. 2015 yılında yazılı medyada 14 bin 680 haber ile hem işadamları, hem de meslek kuruluşları listesinde birinci olmamız da bunu gösteriyor."

*

Önce Ziraat Odaları idi, sonra diğerleri ile devam edeceğiz...