Güncel Gelişmeler:
  • Ordu – Giresun Havalimanı’nda sefer sayıları arttı - 10:43
  • Nebati'den konutta fahiş fiyat artışı uyarısı - 09:29
  • Bankalara, 'döviz işlemlerini likit saatlere çekin' talebi - 09:19
  • Gecelik kredi faizlerinde 'zorunlu' yükseliş - 09:13
  • Ülker'in ilk çeyrek cirosu 5,9 milyar TL'ye ulaştı - 09:07
10.11.2024

4.11.2016

FINDIK ÜRÜN DEĞİL, OYUN ARACI SANARSANIZ!

Yuvarlak bir topun peşinde koşanların, ya da topu koşturanların milyon dolarlık rakamlarla telaffuz edilir hale gelmesiyle; futbolun sadece futbol olmaktan çıktığını uzun zamandır zikreder dururuz.

Daha doğrusu, ekonomik bir sektör haline gelen futbolun "rayından çıktığını" anlamak, anlatmak isteriz.

Aslında, bu ülkede her şey rayından çıkmış, amacından uzaklaşmış ve "Neyin ne için yapıldığı da" anlaşılmaz bir hale gelmiştir.

Alın fındık denilen Türkiye'nin bir numaralı tarımsal ihraç ve de net döviz kazanmada ilk sırada olan ürünü fındığı...

Ekonominin kuralları çerçevesinde işlemini işletmemiz gereken böylesi bir dünya ürünü ile ilgili yapılan, edilen, konuşulanlara kazanım için akıl gözüyle bakarsanız, öylesine anlamsız, o kadar anlaşılmaz söylemler ve eylemler var ki! "Akıl sır ermiyor" dersem ancak!

Ama sanırım en büyük handikap, çoklarının böylesine geniş yelpazesi bulunan bir ürüne sadece "kendi pencerelerinden bakması" ve de beklentilerini "körün fili tarif ettiği yere göre" yapması!

*

1935'de dönemin Ekonomi Bakanı Celal Bayar'ın başkanlığında gerçekleştirilen ve aslına uygun olarak yeniden baskısını yaptırdığımız; "Birinci Ulusal Fındık Kongresi"nde ele alınan konuların aradan geçen 81 yıldan sonra bile pek değişmediğini görürsünüz.

Onun için birileri sanırım fındığı "oyun aracı" olarak görüyor ve sürekli "fındıkta oyun"dan söz ediyorlar.

Şairin dediği gibi yapalım ve;

"Gidip de yorulma çok uzaklara,

Sen seni gel benim içimde ara" diyelim mi?

Hani, "Herkes eteğindeki taşları döksün" misali, ya da, "suçu başkasından önce kendinde ara" gerçeği...

Ne uzak zamana, ne de ırak yerlere gitmeye gerek duymadan en son olanlara göz atalım mı?

Mesela fiyatların düşüklüğünden söz eden ve bunu da fındık ziraati adına üstlendikleri paralı görev için yapanların; "2016 rekoltesi düşük. Ama fiyatlar yine de düşüyor" diye şikayet edip, kimilerinin de "Buna bir anlam veremiyoruz. Nedeni anlayamıyoruz" demeleri.

Ya da,suçu ve suçluyu başka diyarlarda aramaları..

Oysa, "Nerede yanlış yaptık?" diye sorup, "Buna ne neden oldu?" diye de cevap arasalar yok mu?

Hem de, eksiklerine rağmen ortada arz talebe göre işleyen bir piyasa var iken.

*

Beyler; önce teşhisleri doğru yapacaksınız ki, tedaviden olumlu sonuç alabilesiniz!

2016 ürünü fındıkta sezon öncesi teşhis rekolte demektir. Rekolte gerçeği ortada iken, siz kalkar da, neredeyse yarı yarıya eksik bir fındıktan söz eden, hatta bir milletvekilinin "250 bin ton" gibi ipin ucunu kaçıran açıklamasına bile "fiyatı yükseltir" diye dört elle sarılırsanız, olacağı budur; bugünkü gibidir!

Fındıkta rekolteyi gerçeğinden çok az ilan edenlerin yarattığı beklentilerin kimlere, ne kadar zarar verdiği ortadadır.

Bu sadece yüksek fiyat beklentisi içine giren üreticiye değil, bu tür açıklamalarla gaza gelip, az emekle çok para kazanma hırsına yenik düşüp, 19-20 liraya satma hesabıyla kilosu 13-14 liradan fındık alıp, bugün kimisi batan, kimisi batma noktasına gelen kendini tüccar diye tarif edenlere de zarar vermedi mi?

Onlara fındığını teslim eden, paralarını alamayan üreticileri perişan etmedi mi?

Tüm bunlara, gerçek rekolteyi değil, başka hesaplar üzerine inşa ettiğiniz rekolteyi açıklamanız sebep olmadı mı?

Şimdi, de çıkmış; "Neden düşüyor anlamıyoruz" diyor ve kendi suçunu örtmek için, suçu başkalarının üzerine atmaya çalışıyorsunuz.

Bakın, ekonominin gerçeği rakamlardır. Gerçekleri zikretme yerine, yalanlarla haşır neşir olur iseniz demek ki binlerce yıllık doğruyu bilmiyorsunuz demektir!

Ben son bir kez daha hatırlatayım:

-"En kötü gerçek, en güzel yalandan iyidir!"

Onun için, fındığı bir oyun aracı olarak görmekten vazgeçip, gerçek rakamlarla işini gören ekonominin kurallarına göre hareket etmeyi yeğleyin!