Güncel Gelişmeler:
  • Ordu – Giresun Havalimanı’nda sefer sayıları arttı - 10:43
  • Nebati'den konutta fahiş fiyat artışı uyarısı - 09:29
  • Bankalara, 'döviz işlemlerini likit saatlere çekin' talebi - 09:19
  • Gecelik kredi faizlerinde 'zorunlu' yükseliş - 09:13
  • Ülker'in ilk çeyrek cirosu 5,9 milyar TL'ye ulaştı - 09:07
10.11.2024

24.06.2016

BUNLARIN TUZU KURU!

ÜRETİCİ ZARARA UĞRAMIŞ, UĞRAMAMIŞ UMURLARINDA MI?

Tam ifadesi ile; “Bunların tuzu kuru!”

*

Bir zamanlar, “Üreticiye fındığınızı satmayın” derken, toplayıp, toparlayıp, derleyip 15 gün içinde tüccara teslim eden Ziraat Odaları başkanları vardı.

Çok zaman önce de, ön kapıda “Emanete vermeyin” derken, arka kapıdan tüccarın deposuna fındığı yığanlar da az değildi.

Son zamanlarda; kilosu 12-13 lira iken, bırakın 15’i, “20 lira olacak” diye üreticiyi beklentiye itip, 8 liraya mahkum ettikten sonra, 10 lirayı “iyi fiyat sayanlar” bile türedi.

*

Ne olursa olsun, bunları söyleyenlerin ille de Ziraat Odaları’na başkanlık edenlerin fındığın fiyatı inmiş, çıkmış gerçek de hiç umurlarında değil.

Neden mi?

Onlar her ay maaşlarını tıkır tıkır alıyorlar.

Öyle 300-500 lira falan değil, binlerle ifade edilen rakamları cebe indiriyorlar. Tıpkı bir zamanlar, Fiskobirlik zarar ederken, seçilmiş üyelerin paralarını almaktan geri durmamaları gibi!

Bunların da yaptıkları da ne?

Düzenli maaş almak ve bunun karşılığın da sadece konuşmak, konuşmak, konuşmak.

İster istemez, insanın aklına para ve konuşma ile ilgili onlarca atasözü de geliyor ama neyse!

*

Bunların tuzu kuru!

*

Bakınız, bunlardan biri, yaşlı bahçelerin sökülüp yeniden dikilmesine emek verenlerle, bahçelerde bakım ve onarımlar için para pul harcayan, çaba gösterenler için nasıl beyanat veriyor:

-“Yüzde 30 verim artışı sağladığınızı iddia ettiğiniz örnek bahçelerinize gidin bakın küllenme hastalığı had safhada. Bakımlı bahçenizin sıradan bir bahçeden farkı var mı? Şapka, bloknot, kalem, makas dağıtmakla üretici eğitilmiyor.”

Böyle bir zevata ne denir? Dense dense, “Senin işin sadece basına demeç vermek mi? Hadi onların yaptıklarını beğenmiyorsun. Sen ne yaptın? Mesele Trabzon Ticaret Borsası ile diğer kuruluşların ikili, tek dal gibi yeni sistemle dikilen bahçelerinde dallar fındığa dururken, siz hangi katkıyı yaptınız? Siz Ziraat Odası mısınız, para kredi kurulu musunuz?” diye sorulur.

*

Bunların tuzu kuru!

*

Üretici batmış çıkmış! Geleceği görmede (!), piyasayı tahmin etmede usta (!) olan bunların lâfına inanan üretici, “Dimyat’a pirinci giderken evdeki bulgurdan olmuş” hiç ama hiç umurlarında değil. Onlar habire konuşuyor, yeni yeni pozlar verip gazetelere çıkıyorlar ya, yetip de artıyor bile!

*

Ama artık hani derler ya; “Bıçak kemiğe dayandı” diye. Üreticiler bunların tahminlerinin, lâflarının rahmetli Erbakan Hoca’nın deyimi ile “fasa fiso” olduğunu anlamaya başladı.

Ve de kendilerini ben diyeyim “yanıltanlara”, siz söyleyin “kandıranlara” karşı başkaldırıya geçtiler. Ünye Ziraat Odası’nın önüne hak ettikleri siyah çelengi koyan üreticiler ne diyor?

-“Ziraat Odası Başkanımızın bize söylediği ‘evinizde hayvanlarınızı satın, altınlarınızı satın ama fındığınızı satmayın’. Bunları diyen Ordu Ziraat Odası Başkanının lafına inanarak fındığımızı satmadık. Şu anda fındığın yüzde 70-80’i halkın elinde.”

*

Tüm üreticilerin sesi olabilecek şekilde Ünyeli çiftçiler demek istiyor ki, “Size inandık satmadık. Ürünümüz elimizde kaldı. Şimdi ne yapacağız? Zararımızı kim ödeyecek? Sizler mi?”

Aslında olabilir!

Ben bundan 10 yıl önce, üreticilere: “Sizi fındığınızı satmayın. Fiyat çok artacak” diye beklentiye sokup, yanıltarak zarar ettiren ziraat odaları temsilcileri ile bazı basın mensuplarını mahkemeye verin. Mahkemeyi kazanırsınız” diye çağrı yapmıştım. Aynı çağrı bugün için de geçerlidir.
*

Evet; “bunların tuzu kuru!”

*

Çünkü, tıpkı bazı devlet memurları gibiler. İşlerini işlevlerine uygun yapmasalar da, maaşlarını tıkır tıkır almaya devam ediyorlar.

Tabi, kendileri dışındaki herkesi (devleti, tüccarı, sanayiciyi, ihracatçıyı, hatta tüketiciyi bile) suçlamaya, yani kendi yanlışlarını başkalarına ciro etmeyi de ihmal etmeyerek!