28.06.2020
Şu fındık rekoltesi yok mu? Çok zamanlar önce yapılan açıklamalar piyasadaki fiyat hareketlerini etkilediği için üzerine çok söz edilir idi!
Şu fındık rekoltesi yok mu?
Çok zamanlar önce yapılan açıklamalar piyasadaki fiyat hareketlerini etkilediği için üzerine çok söz edilir idi!
Dahası, tek elden açıklandığı için rekolteye kimileri negatif, kimileri pozitif yönde müdahil olmaya kalkar, yetmez beyanat patlatırlardı!
Etkili olmaz mı idi? Olurdu!
İçeride ve dışarıda fiyatlar iner-çıkardı.
*
Ama bugün öyle değil!
Her ne kadar özellikle basın-yayın organlarında yer almak için hakkında olumlu-olumsuz lâflar ediliyor ise de!
Devlet kararı ile tek olanı Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından oluşturulan komisyon tarafından Temmuz ayının başlarında açıklanıyor ise de!
Bu işe hem sanayici, hem ihracatçı olarak milyonlarca liralık yatırım yapan müteşebbisler fındık üzerine yapacakları hesapları artık ne devlete, ne de başkalarına bırakıyorlar. Kendi işlerini tepeden tırnağa kadar kendileri görüyorlar.
Rekolte için kendileri ekipler oluşturuyor, Mart ayından başlamak üzere ay be ay Sakarya’dan Borçka’ya kadar bahçeleri didik didik edip bizatihi gözlem ve tespit yapıyorlar.
Meselâ, sanayici-ihracatçı Arslantürk Gıda’nın ortaklarından, aynı zamanda Ulusal Fındık Konseyi ve Trabzon Ticaret Borsası Meclis Başkanı olan arkadaşımız Sebahattin Arslantürk bunlardan biri!
Sebahattin Arslantürk’ün her ay en az 10 günü yağmur çamur demeden, güneşe rüzgâra aldırmadan bahçelerde geçiyor dersem inanın! İnanmayanlar bu illerdeki fındık erbabını arayıp sorsunlar.
Sebahattin Arslantürk’un yaptığı doğrunun benzerini en büyük alıcı Ferrero’de yapıyor, Progıda’da yapıyor, Özgün’de yapıyor, Çebi’de, Poyraz’da, Yılmaz’da yapıyor!
Yaparlar! Yapmak zorundalar.
Çünkü, binlerce kişiyi istihdam edecek şekilde yaptıkları milyarlarca liralık yatırımlar bunu gerektiriyor. Geleceği görme, ona göre kısa, orta ve uzun vadeli piyasa politikaları izlemeleri gerekiyor.
*
Yani demek istediğim o ki, tek elden devletin açıklaması zorunlu hale getirilmiş olsa bile, hiç kimse bu insanlar kulakları ile duyduklarının hiçbirine inanmayarak, bunun içinde gözleri ile görmek için bahçelere girerek gerçeğe en yakın tespitleri yapıyorlar.
O ki yeri gelmiş geçmişten bugüne yapılan rekolte tahminlerinde en isabetli olanlarının da ihracatçı birlikleri tarafından açıklananlar olduğunu gerçekleşen rakamlara bakarak herkesin görebileceğini de hatırlatalım!
Sonra da, 2020 ürünü için, TÜİK’in 600 bin ton, INC’nin 620 bin ton açıklamasına bile tepki gösterenlerin neyi amaçladıklarını anlamakta güçlük çektiğimizi de belirtelim.
Genelde, fındık rekoltesinde sadece fiyat üzerinden hesap yaptıkları için “azcılar” orkestrasının mensubu olanların geçen yılın 800 bin tonluk rekoltesinden, 150-200 bin ton az gerçekleşeceği tahmin edilen 2020 için neden eleştiride bulundukları anlaşılmıyor?
Diyeceğim ama geçen yılın 800 bin tonluk rekoltesinin nerede ise 700 bin tona yakın kısmının 31 Ağustos tarihi itibariyle ihraç edilmiş, geri kalan kısmının da iç piyasada tüketilmiş olması gerçeği ortada iken, bu yılın aşağı-yukarı 600 bin tonluk rekoltesi üzerine dem vuranları, kem söz eyleyenleri anlamakta sıkıntı çekiyorum.
Hem de Türkiye, bırakın 600-700 bin ton kabukluya tekabül eden 300-350 bin ton iç fındığı satarken, bundan çok daha fazlasını satabilecek iken, üretimi arttıracak çalışmalara kafa ve beden yorarak, çok çalışıp, çok üretip, çok satıp, çok kazanabilecek iken, rahmetli Erbakan Hoca’nın deyimi ile bu “faso fiso” işlerle neden uğraşırlar?