Güncel Gelişmeler:
  • Ordu – Giresun Havalimanı’nda sefer sayıları arttı - 10:43
  • Nebati'den konutta fahiş fiyat artışı uyarısı - 09:29
  • Bankalara, 'döviz işlemlerini likit saatlere çekin' talebi - 09:19
  • Gecelik kredi faizlerinde 'zorunlu' yükseliş - 09:13
  • Ülker'in ilk çeyrek cirosu 5,9 milyar TL'ye ulaştı - 09:07
10.11.2024

16.06.2019

Gerçek gündem ekonomi olmalı

Ülkemiz gündeminde 6 aydır yerel seçimler var. İstanbul seçimlerinin uzaması nedeniyle ‘ekonomi’ olması gereken gündem konusu, seçim sürecine odaklanmamız nedeniyle unutuldu veya ikinci planda kaldı. Ülke ve millet olarak önemli bedeller ödediğimizi rakamlara bakarak çok rahat bir şekilde görmekteyiz. Karadeniz Ekonomi Gazetesi olarak bu hafta manşetimizi Karadeniz bölgesindeki ticaret ve sanayi odası başkanlarının ‘gerçek gündem ekonomi olsun’ açıklamalarına ayırdık. Ülke ekonomisinde sanayici dövizle borçlanarak kur riski almaya  ve yüksek faizden para kullanmaya devam ediyor. Bu durum şirketlerin, ülkemizde yaşanan yüksek enflasyon ve yüksek faizden dolayı, uzun vadeli ve düşük faizle yabancı paraya yönelmesine neden oluyor.

- Ancak burada şirketler önemli bir kur riski alıyor. Kur yükseldiğinde döviz borcu olanlar, hele de dövizde açık pozisyonu olanlar, bu durumdan büyük zararlar görüyor. Türkiye’deki açık pozisyon tutarı da gayet yüksek. Bu yüzden ülkemiz sanayicisi ve iş dünyası Merkez Bankası reeskont kredileri ve Eximbank reeskont kredileriyle rahatlatılmalıdır. Özel bankalardan alınan yüzde 30’lara varan  yüksek faizli kredilerdense; yüzde 8 civarında olan Merkez Bankası ve Eximbank reeskont kredileri kullanılmalıdır. Kısaca ifade etmek gerekirse Kredi Garanti Fonu’nun üreten kesimi rahatlatmak adına güçlü bir kredi fonlaması yapması gerekiyor.

- Ayrıca sanayi kesiminin ülkemiz de yüksek faizden vurgun yediği yıllar yaşıyoruz. Faiz oranlarının sıçradığı dönemlerde şirketlerin finansal maliyetleri de haliyle artıyor. 2018’de olduğu gibi. Bu nedenle elde edilen şirket karları faiz ödemelerine gidiyor. Özel sektörün ülkemizdeki borcunun bu kadar yüksek seyretmesi ve ortaya çıkan diğer sonuçların en önemli ve temel nedeni ise ülkemizdeki sanayicinin karşı karşıya kaldığı enflasyon ve sermaye yetersizliği olarak karşımıza çıkıyor.

- Sanayinin döviz kuru ile yüksek faiz arasına sıkışmasının temel nedeni yüksek enflasyon ve sermaye eksikliği. Yüksek enflasyon hem sermayelerin erimesine hem de faizleri yüksek tutarak şirketlerin maliyetlerini artırıyor. Ekonomistler devamlı  vurguluyor, bankacılık tarafında da deniz bitti. Daha fazla kredi ancak daha fazla mevduat toplanabilirse ya da yurtdışından daha fazla borçlanmaya gidilirse verilebilir. Mevduat artışında ivme kaybı var. Dış borç imkanları da giderek azalıyor ve maliyetleri daha yüksek.

Türkiye güçlü bir ülkedir. Yeter ki gerçeklere göre tedbir alalım. Geçmişte nasıl başarılmışsa bugünde başarılır ancak bunun için gündemin gerçek manada ekonomi olması ve üreten kesimin önündeki engellerin kaldırılması gerekiyor. Hükümet de üreten kesimi acilen fonlamalı, yüksek faiz kıskacından kurtarmalıdır. Sermaye piyasası zayıf ve küresel kriz sonrasında da bir türlü ilerleme sağlanamadı. Sonuç olarak ülke ekonomisi artık söylemden ziyade etkili eylemler sergilenmesine ihtiyaç duyuyor. 

ETİKETLER; ekonomi seçim

Yazarın Diğer Yazıları