11.12.2021
TZOB Yönetim Kurulu Üyesi de olan Perşembe Ziraat Odası Başkanı Aslan Soydan’ın; “Üreticiye değil, tüccara yaradı” başlığı atılmış açıklamasını okuyunca, “Ekonomide ki alım-satım denilen gerçeği böyle bir şey. Mekâna ve zamana göre, birisine az, kimisine
Öyle ya, benim bile 2 hafta önce “Fındık 3 dolara yükselir” diyerek girdiğim iddiayı tutturmama rağmen kaybetmem gibi bir şey bu…
Hesabım, doların 10 TL olduğu bir süreçte, fındık fiyatının 30 lirayı bulması üzerine kurulu idi. Bir arada bu rakamı buldu.
Buldu bulmasına da, ekonomiden anlamayanların yüzünden dolar 13-14 TL’yi bulunca, bizim 30 liralık tahminimizin hükmü kalmadı ve iddiayı kaybettik.
Olsun! Bu kayba razı da olurum!
Ama yeter ki üreticisinden ihracatçısına kadar Türk fındığı kaybetmesin.
Kaybetmemesi için de yapılması gerekenler, herkesin üzerine düşen görevler var.
Başta da ekonomi kitabını elinde bulunduran devlet-i aliye geliyor. Daha neti, devlet-i aliye adına piyasada yer alan TMO…
2021 ürününden 100 bin tona yakın fındığı depolarına dolduran TMO, bilindiği gibi yılsonunda alımları kapatacak.
TMO’nun “alımları” bitince de, bu kez “satımları” piyasada söz konusu edilecek.
800 bin tonluk rekolteden üreticinin elinde 100 bin tondan fazla fındık bulunduğu da hesaba katılır ise fındık fiyatının ben diyeyim “yükselmesi”, siz söyleyin “Dünya piyasalarında hak ettiği değerden işlem görmesi” için TMO’nun satma kararının zamanı büyük önem arz ediyor.
Birincisi satış zamanı ki, Mart’tan erken görünmüyor.
İkincisi fiyat ki! İşte TMO’nun alış-satış ikileminde fiyat çok önemli…
Çok önemli ama çözüm de çok basit aslında!
Başlığa da attığımız “ Altı üstü 3 dolar” ibaresi sistemin özeti.
Yani, TMO “Ey sektörün bileşenleri! Fındıkta benim kırmızı çizgim 3 dolardır. Altına düşerse 3 dolara tekabül eden fiyattan tekrar alım yaparım. 3 doların üzerine çıkarsa da piyasaya satışa geçerim” diye net tavrını deklere etsin, olsun bitsin!
Ancak bazı kesimler, “Sen fiyatın 3 doların üzerine çıkmasını mı istemiyorsun?” diye daha şimdiden sorar gibiler!
Öyle değil! Hele he badem, kaju ve fıstık gibi diğer kuruyemişlerin fiyatlarının hatırı sayılır ölçüde yükseldiği bir zaman diliminde, “fındıktan daha çok kazanma” adına hiç doğru görülmeyebilir.
Ama fındığın kullanan ithalatçıların, alıcıların, sanayicilerin de önlerini görebilmesi, 1-2 değil, en azından 3-5 yıllık periyodlarda sürdürülebilir plan yapmalarına da fiyat istikrarı ile destek olmak gerekiyor.
Bunu yol ve yöntemi de üretimden tüketime kadar, hele hele fındığı daha çok kullanmasını istediğimiz sanayicinin önünü görmesinden, hesabını kitabını ona göre yapmasından geçiyor.
Kaldı ki, tarımsal olsa bile fiyat istikrarı her ürünün geleceğinde çok ama çok önemli yer tutmaktadır.
Bunun için fındık sektöründe kısa, orta ve uzun vadeli plan ve politikalar izlemek artık elzem olmuştur.
Yine de kısa vadeli hesap üzerinden bir talep de bulunacak olursak, bugün için iç piyasada fiyatın 35 TL civarında olması pek abesle iştigal sayılmaz. Her ne kadar Sayın Arslan Soydan’ın, “Artık üreticiden çok tüccara yarayan bir fiyat” olacak olsa da…
Ezcümle, bunun için, elinde az ürün kalan üretici ile depolarını doldurmuş tüccara da vazife düştüğünü bilmek, anlamak ve ona göre de davranmak gerektiğini de ifade edelim.