22.07.2014
Rahmetli Ali Göreci'nin Fındık Kültürü kitabındaki manilerin her birini, insan yaşantısının her aşamasına adapte etmemek mümkün değil..
Bunlardan biri de şöyledir:
Bunlardan biri de şöyledir:
*
Ama, rahmetli bugün sağ olsaydı, eminim bu maniyi şöyle söylerdi:
Gelir diye bekleme."
*
Fındığı ve bugünlerde olup bitenleri akıl gözüyle görenler
Samimi söyleyeyim mi?
Diyebilen de olurdu, zaten de oluyor.
*
Baksanıza, başta rekolte olmak üzere, fındıkla ilgili her konuda
*
O zaman kamu adına görev yapan bize, yani hasbelkader fındığı kıyısından köşesinden az buçuk bilen ve de meslek hanesine "Gazeteci-Yazar" diye yazanlara düşen göre, hangi kafadan daha beter, hangi kafadan "para eder" ses çıktığını ortaya koyacak şekilde "Söz uçar, yazı kalır" diyerek yazıp-çizmektir.
*
Böyle olunca da ilk akla gelen yine rekolte konusu oluyor.
-Ne oldu da, 2007'de, "Kim tespit yaparsa yapsın ama, fındık rekoltesi ile açıklama, tüm illerde Tarım Bakanlığı'nın başkanlığında oluşturulan ve tüm kesimlerin temsilcisinin yer aldığı komisyon tarafından yapılır" anlaşması rafa kaldırıldı?
Kalkması bir yana, Tarım Bakanlığı adeta eskinin Ziraat Odaları gibi oldu.
Onun için önce; "Suçlunun ayağa kalkması lazım!"
Ya da; kimin ne kadar suçlu olduğunun belirlenmesi..
Hele hele, "Devletim" diyerek bu işi üstlenenlerin otoritelerini öyle veya kullanmada aciz duruma düşmeleri..
*
Devam edelim mi?
Hadi birileri oyunbozanlık yaptı, "tekrar iş başa düştü" diyerek yaptıkları rekolte açıklamalarına bakmayacak mıyız?
Ziraat Odası Başkanı kimliği altında, geçmişte beyan ettikleri rakamlarda yüzde 25-30 oranına tekabül eden 130 bin tona kadar yanılgıya düşenleri deşifre etmeyecek miyiz?
Prof. Dr. Turan Karadeniz'in 2013 ürününde düştüğü 130 bin tonluk bilimsel yanılgısına (!), "Geçmişten kalan fındık sebep oldu" diyerek, "öküzün altında buzağı arama" benzeri mazeret uyduranlara gülüp geçmekten başka yapabileceğimiz bir şey olmadığını söylemeyecek miyiz?
*
Ününü, üreticinin hakkını savunma gerekçesiyle Giresun Ziraat Odası Başkanı sıfatıyla elde eden Özer Akbaşlı'nın bugün gerçeği en iyi görenler arasında ilk sıralarda yer aldığını aklımıza getirip, geçmişte rekolte çalıştayıyaparak bu işi daha garantili ve pratiği olan bilimsel bir temele oturtabilecek kişi olduğunu düşünüp "İşin başına getirmeyi" bir kenara mı koyacağız?
*
Bugün temsilen başkanlıklarını Edip Sevinç ile Ali Haydar Gören'in yaptığı Karadeniz ve İstanbul İhracatçı Birliği çatısı altında örgütlenmiş, Türk fındığını dünyanın 130 ülkesine yedirerek, dış satımı 600 bin tona ulaştıran, "Bir elinde çanta, bir elinde fındık" dünyayı gecesini gündüzüne katarak turlayıp, bu ülkeye "işte gerçek döviz budur" dedirterekher yıl 2 milyar dolara yakın döviz kazandıran insanları el üstünde tutmaya, onları cesaretlendirmeye devam etmeyecek miyiz?
*
Nem geldi küflendi" demekten başka bir söz bilmeyen, adları "ziraat" olsa da,sadece "fiyat" ile meşgul olan Ziraat Odaları temsilcilerinin akıllarını başlarına toplaması gerek mi?
*
Necip Fazıl misali, "kıssadan hisse" almasını bilenler için yaptığımız şu hesap hiç işe yaramayacak mı?
-Ziraat Odası başkanı Dursun, aşağı yatıp dönümde 80-90 kilo ürettiği için "Benim fındığım 10 liradır" diyerek satıp yapsa bile 800-900 lira kazanabilir.
-"En büyük ibadet çalışmaktır" diyen bir dinin mensubu Temel ise, çalışır, çabalar, çapalar ve dönümde 200 kilo üretiip kilosunu 7 liradan bile satsa bile 1.400 lira kazanır.
Bunuanlamak ve anlatmak için olağanüstü bir çabaya gerek var mıdır?
"Vardır" diyebileceklerimiz ya salaktır, ya da devlet desteği ile tembellikten geçinmeyi zanaat haline getirmiş olanlardır.
*
Yazacak çok, yer yok, okuyacak olan da az olduğuna göre,güncel Oltan-Ferrero konusunda bir gerçek ile bitirelim.
Bu ülkede, siyasetin başındakilerden avamın dibindekilere kadar ahalinin balık akıllı, dünü kolayca unutabilen, dün ne dediğini hatırlamayanlar olduğu bal gibi ortada..
Aha, Oltan Gıda'yı Ferrero aldı diye, "Yandık yıkıldık. Piyasa yabancıların eline geçti" diyenlerin, geçmişte yine başta Oltan Gıda olmak üzere, Türk fındığını pazarlayan sanayici ve ihracatçı hakkında neler dediklerini, nerelere şikayetlerde bulunduklarını, piyasada üreticiyimağdur edecek fiyat oyunları içine girdiklerini söylediklerini, haksız ithamlarda bulunduklarını ne tez, nasıl unuttular?
*
Yine elimizin freni patladı. Patlatanlar utansın!..
Benim ortadaki deveden kopardığım tüy kadar olanlar şimdilik bunlar. Dahası da var.
İtirazı olan varsa beri gelsin, beni bulsun.
*
Ali Göreci'nin kitabındaki gibi: