Güncel Gelişmeler:
  • Ordu – Giresun Havalimanı’nda sefer sayıları arttı - 10:43
  • Nebati'den konutta fahiş fiyat artışı uyarısı - 09:29
  • Bankalara, 'döviz işlemlerini likit saatlere çekin' talebi - 09:19
  • Gecelik kredi faizlerinde 'zorunlu' yükseliş - 09:13
  • Ülker'in ilk çeyrek cirosu 5,9 milyar TL'ye ulaştı - 09:07
10.11.2024

1.09.2019

İhracatçının önündeki engeller ve bürokrasi

Ülkemize tarım ürünleri arasında en fazla döviz getiren fındık ürününe işbirliği yaptığımız İran ve Rusya ve diğer birçok ülkenin yüzde 40’a varan ağır vergi uygulamaları bu ülkelerdeki fındık ihracatının artmasını engelleyen en büyük neden olarak karşımıza çıkıyor. Fındığımızı en çok Avrupa birliği ülkelerine satıyoruz. Yeni pazarların ortaya çıkması için İran, Rusya, Latin Amerika ülkeleri, Çin ve Kuzey Afrika ülkelerine barter yaparak fındık ihracatını artırmamız mümkün gözüküyor gibi. Ülkelerin Türk fındığına ağır vergi uygulaması yerine onlarla yapacağımız anlaşmalarla özellikle İran ve Rusya’dan aldığımız doğalgaz karşılığında onlara fındık verebilmenin yolunu açmalıyız. Burada görev Ekonomi Bakanlığı’na ve TİM’e düşmektedir. Avrupa Birliği’ne girinceye kadar ne yazık ki önümüzde böyle bir engel var. Türk fındık ihracatçısının önündeki bu engelleri kaldırarak ihracatımızı 300 bin iç fındıktan 500 bin ton iç fındığa ve üretimimizi de 1 milyon kabuklunun üzerine çıkartarak ülkemize 5-10 milyar dolar döviz girdisini hedeflemeliyiz. Enerjimizi buna harcarsak zaten ortada sorun da kalmaz. En büyük ihraç pazarımız Avrupa ile uzunca bir süredir TIR geçiş izni sorunu yaşıyoruz. Gümrük Birliği mevzuatına aykırı olmakla birlikte AB ülkeleri "tarife dışı engel" oluşturmak üzere ülke sınırları içinden geçen TIR'lara kota uyguluyorlar. Bloomberg yazarı Ali Çağatay bey bu sorunları anlatan çok güzel makale yazmıştır. Makaledeki tespitleri kısaca hatırlayalım.

1)Türk TIR'ları Avrupa ülkelerinin uyguladığı kota ve navlun bedelleri yüzünden mahpus kalırken, Türkiye ihracatı yerinde sayıyor.

2)Yabancı TIR'lara navlun salmadığımız için ilaveten yılda 250-300 milyon euro para kaybediyoruz.

3)TIR filomuz işsiz kalıyor

4)İhracat konusunda rakiplerimiz karşısında "rekabet edemez" hale geliyoruz.

Şimdi, "bu konunun sorumlusu kim?" diye sorabilirsiniz. Başta TİM(Türkiye İhracatçılar Birliği), sonrasında DEİK (Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu), daha sonra Ulaştırma Bakanlığı ve elbette Ticaret Bakanlığı’dır. Dolayısıyla yıllardır süregelen bu açmaza herhangi bir çözüm üretmek için ivedilikle harekete geçmeli ve Avrupa ülkeleri ile tek tek "kota" görüşmeleri yapılmalıdır.

Bu görüşlere katılmamak mümkün değil. Ülkemizin döviz girdisine çok ihtiyaç olduğu bu dönemde Türk ihracatçısının önündeki tüm engeller kaldırılmalı ve Ekonomi Bakanlığı önemli adımlar atarak Türk ihracatçısını rahatlatmalıdır.