10.05.2020
“Başarı, ulaşılabilecek liman, son durak veya varış noktası değil; sürekli olarak mücadele etmek, ayakta kalıp yoluna devam etmektir.” Sylvester Stallone
Dünya sinemasına damgasını vuran İtalyan asıllı Amerikalı oyuncu, senarist ve yönetmen Michael Sylvester Gardenzio Stallone’nin kendi yazıp oynadığı İtalyan aygırı (Italian stallion) lakaplı Rocky Balboa tiplemesi ile gişe rekorları kıran Rocky sinema filmleri serisinin 6’ncında Rocky Balboa’nın artık yetişkin ve bir kariyer sahibi olan oğlu, babasının ilerleyen yaşına rağmen geçinmek için boks yaptığı ve aynı soyadından dolayı kendisinin de bu durumdan dolayı çevresinde küçük duruma düştüğünü ve bundan dolayı artık bu yaptıklarına bir son vermesi gerektiğini belirtip, sızlanarak şikayet edip sürekli babasını eleştirdikten sonra, Rocky, oğlunu sakince sonuna kadar dinleyip ardından hafızalardan silinmeyecek baba nasihatını yapar:
“Buna inanmayacaksın ama tam buraya (avucuma) sığıyordun....... Senin her gün büyüyüşünü izlemek gerçek bir ayrıcalıktı. Sonunda büyüyüp kendi ayaklarının üstünde durma ve dünyayla yüzleşme zamanın geldiğinde bunu yaptın. Ama tüm bunlar tüm bunlar olurken değiştin. Kendin olmayı bıraktın. İnsanların, suratına parmak uzatıp iyi olmadığını söylemelerine izin verdin. İşlerin yolunda gitmediğinde büyük bir gölge gibi suçlayacak şeyler aradın. Şimdi sana zaten… zaten bildiğin şeyler söyleyeceğim. Dünya her zaman güllük gülistanlık değildir. Acımasız ve kötü bir yerdir. Ne kadar güçlü olduğun önemli değildir. İzin verirsen, seni dizlerinin üzerine çökertir ve sonsuza kadar orada kalmana sebep olur. Sen, ben, hiç kimse hayat kadar güçlü darbe vuramayız. Ama önemli olan ne kadar güçlü vurabildiğin değil. Önemli olan o darbeyi yedikten sonra ileriye doğru gitmeyi devam edip etmediğindir. Kaç darbe alıp hayatta yoluna devam edebiliyorsun. İşte kazanmak böyle bir şey. Şimdi eğer ne hak ettiğini biliyorsan gidip hak ettiğin şeyi al. Ama o darbeleri almaya hazır olmalısın ve birilerini suçlayıp istediğim yere gelemedim, sebebi oydu ya da buydu ya da her hangi biriydi diyemezsin. Bunu korkaklar yapar ve bu sen değilsin. Sen bundan daha iyisin. Ne olursa olsun seni hep seveceğim. Ne olursa olsun. Benim oğlumsun benim bir parçamsın. Sen hayatımdaki en iyi şeysin. Ama kendine inanmaya başlayana kadar kendine ait bir hayatın olmayacak. Anneni (kabri) ziyaret etmeyi unutma.”
“Her şampiyon, bir zamanlar pes etmeyi reddeden bir yarışmacıydı. Başarı genellikle başarısızlığı kontrol edebilmenin doruk noktasıdır.” Sylvester Stallone
6 Temmuz 1946 tarihinde New York Şehrinde doğan Sylvester Stallone, ilk başlarda 1970-75 yılları arasında küçük rollerde yer alabilen, bir kaç senaryo denemesinde bulunmuş tecrübesiz bir aktör ve senarist olarak hayatına devam eder. Meşhur olmak ve para kazanabilmek için New York’a gider ancak burada da rol şansı bulamaz. Hatta durumu öyle kötüye gider ki, köpeği Butkus ile birlikte haftalarca New Jersey otobüs terminalinde uyumak zorunda kalır. Bir süre sonra çok sevdiği köpeğini besleyecek parası olmadığı için tanımadığı bir yabancıya 25 dolara satmak zorunda kalır. Stallone dibi gördükten sonra bir gün şans eseri Muhammed Ali’nin bir maçını izleme imkanı bulur. Muhammed Ali ve Chuck Wepner karşı karşıyadır. Bu maçta Wepner’in hiç şansı yoktur ancak Muhammed Ali karşısında ne kadar sert darbe alırsa alsın düşmüyor, dövüşmeye devam ediyordu. Wepner maçı kaybetse de Muhammed Ali’ye 15 round dayanabilmişti. Bu maçtan çok etkilenen Stallone uykusuz kalarak 3 günde ortaya bir senaryo çıkardı. İsmi Rocky’di. Senaryoyu Irwin Winkler ve Robert Chartoff adında iki yapımcıya gösterdi. Yapımcılar senaryoyu beğenince Stollone’ye tüm hakları için 125 bin dolar teklif ettiler. Ama yapımcıların bir şartı vardı: Filmde başkası oynayacaktı. Stallone bunu kabul etmeyince yapımcılar bu sefer 325 bin dolar teklif ettiler ancak Stallone yine “Hayır.” dedi. Yapımcılar artık mecburen kabul eder ve Rocky filmi vizyona girdiği 1976 senesinde en çok gişe yapan film olur. Üstelik aynı sene Taxi Driver gibi bir filmi geride bırakıp En İyi Film Oscarı’nı alır. 1976 senesinde Oscar töreninde Stallone konuşmasını yaparken sahneye bir anda Muhammed Ali giriş yapar ve Stallone’ye “Gerçek Apollo Creed benim” diye şaka yaparak bir sürpriz yapar.
Sylvester Stallone film çekimleri başlamadan önce avans aldığında ilk işi sattığı köpeği Butkus’u bulup geri almak olur, hatta filmdeki köpek Slyvester’ın gerçek köpeğidir.