En ince ayrıntılarına kadar açık yürekle ve tüm gerçekliliği ile anlatarak yazıya döktüğü kitabında yaşam ve başarı öyküsünü okuma fırsatı bulsam da Mevlüt Dinç ile uzun zamandır Sobee yıllarından bu yana tanışırız. Bundan on beş yıl önce bir sosyal projemden dolayı teşekküre layık gören Türkiye Bilgisayar Mühendisleri ve Programcıları Derneği’nin Genel Başkanı Yılmaz Sönmez vasıtasıyla kendisiyle bir programda tanışmıştım. 

“Hayat Bir Oyun” adlı kitabın sonunda yer alan ve kişisel görüşüm odur ki tüm kitabın en önemli özeti ve net mesajı aslında burada saklıdır. Anne ve babalara da bir-iki söz: kısmında yapmış olduğu “Çocuklarınıza göz kulak olun.” uyarısı son derece önemli ve yerinde buluyorum.

Mevlüt Dinç kitabının son bölümünde; [Oyunlarda kaptırıp gitme durumu çok ciddi bir sorun, yani fark etmeden saatlerce oyundan kalkmamak söz konusu. Bu nedenle çocuklarınıza göz kulak olun. Her şeyin fazlası zararlıdır, diye güzel özetlemiş büyüklerimiz. Dozunda oyun oynamak hem çok eğlenceli hem de çocuklarımızın gelişimi için çok faydalı, el göz koordinasyonundan beyni stimule etmeye kadar bir sürü yararı var. Farklı kültür ve ırktan çocuklarla, hem de fiziksel sınırlar ortadan kaldırılarak sosyalleşme imkanı sunuyor. Eş dostla sohbet ederken telefonlarınızı çocuklara verip onları oyalama aracı olarak kullanmayın, sonra ellerinden cihazları almakta zorlandığınızda şaşırmayın. Oyun oynamayı bir tehdit olarak değil, bir ödül olarak kullanın. Yani; “Dersini yapmazsan elinden alırım,” yerine “Hadi önce dersini yap, sonra oyna,” deyin, hatta mümkünse siz de dahil olun, birlikte oynayın bazen. Çocuklarımızla ne kadar sosyalleşirsek o kadar sağlıklı bir ilişkimiz olur. Sanal ortamlarda tüketilen dijital içerik ve harcanan zaman gerçekten ürkütücü boyutlarda, ancak her zaman olduğu gibi en önemli konu zaman yönetimi. Biz çocukluğumuzda hep dışarlardaydık, ancak akşama kadar ya top oynardık ya da çizgi roman okurduk. Yani aynı şeyleri sürekli olarak yapmak hep problem olmuştur. Bu nedenle oyunlarda ve sanal ortamlarda harcanan zamanı makul ölçülerde sınırlayarak iyi yönetmek önemlidir. s. 348] der.

Video oyunları programcısı ve dijital oyun sektörünün önemli isimlerinden efsane oyun yazarı Mevlüt Dinç; İstanbul: Kıyamet Vakti, Supercan, The First Samurai ve Street Racer gibi ünlü oyunların yapımcısı, Sobee oyun stüdyosunun kurucusu ve (Sobee’yi Türk Telekom'a sattı) İngiliz Film ve Televizyon Sanatları Akademisi (BAFTA) üyesi olup, Türkiye Dijital Oyunlar Federasyonu’nun da (TÜDOF) eski başkanıdır.

Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK) Türkiye – Tayvan İş Konseyi Başkan Yardımcısı olduğum yıllarda 13 Nisan 2016’da İstanbul Bostancı Gösteri Merkezi’nde gerçekleştirilen Taiwan Excellence Gaming Cup büyük finaline Tayvan Ekonomi Bakanlığı (MOEA) Tayvan Dış Ticaret Geliştirme Konseyi’nin (TAITRA) özel davetlisi olarak katıldım. Tayvan Ekonomi Bakanlığı (MOEA) tarafından 1992 yılında başlatılan Taiwan Excellence büyük finali için yapılan turnuvada Hearthstone oyuncuları da yarıştı. League of Legends ve Hearthstone tutkunlarının bir araya geleceği turnuva kapsamında yaklaşık 300 bin oyun severe ulaşmışlardı.

Dijital oyunların, çocukluğumda 80’lerin ortasında ve 90’ların başına kadar atari oyun salonlarından (internet kafeler henüz yoktu) devasa gösteri merkezlerine taşınarak yarışmalar ve şampiyonalar için milyonlarca oyuncuya ulaşması bu alana uzak birisi olarak bana ne kadar yabancı gelse de bildiğim tek şey dijital oyunlar ve sektörün büyüklüğü ile bu alanda sivil toplum örgütlerinin (Sektörün bir federasyonu bile var) farkına ancak Mevlüt Dinç’i tanıdıkça tanık oldum. Kendisini emek ve başarılarından dolayı herkesin huzurunda tekrar tebrik ediyor ve içtenlikle kutluyorum.

Kitabın kapağında kullandığı topaç resmini de görünce 17 Temmuz 2019'da bir Ankara seyahatim aklıma geldi.Karadeniz Eğitim Kültür ve Çevre Koruma Vakfı’mızın bünyesinde kurulan düşünce kuruluşumuz Karadeniz Stratejik Araştırmalar Merkezi (KASAM) hakkında özet bilgi sunmak ve faaliyetlerimiz hakkında bir dosyamızı elden sunmak üzere T.C. Dışişleri Bakan Yardımcımız Yavuz Selim Kıran’a bir nezaket ziyaretinde bulunduk. Yolculuğumuz sırasında vakıf genel sekreterimiz ve Türkiye Halk Oyunları Federasyonu eski başkan vekili olan halk oyunları eğitmeni Hüseyin Güler yolda kahvaltı için mola verdiğimiz yerde rengarenk topaçlar satın aldı. “Bu kadar topacı ne yapacaksın? diye kendisine sorduğumda ise; “yurtdışı kültür sanat festivallerinde folklor halk gösterilerimiz dışında günümüzde unutulmaya yüz tutmuş olan bazı geleneksek çocuk oyunlarımızı da elverdiği ölçüde tanıtmaya çalışıyoruz ondan dolayı aldım” şeklinde cevabını verdi.

Sıcak hava balonlarını andıran topaç, çoğunlukla köşeleri yuvarlatılmış koni şeklinde, sivri ucu üzerinde ve dikey bir eksen etrafında dönen çalışma prensibi ve fiziksel özellikleri jiroskopa benzeyen ahşap bir oyuncak. İple sarılıp fırlatıldıktan sonra yerde etrafında dönen bir topaca hafifçe vurulursa eğimli bir şekilde daireler çizmeye başlar ve hızlanır. Öğleden sonra bakan yardımcımızı makamında ziyaretimiz sırasında haberlerde maalesef aynı dakikalarda Irak’ın Erbil kentinde bir lokantada yaşanan menfur silahlı saldırı sonucu T.C. Erbil Başkonsolosluğu görevlisi Türk diplomatımız Osman Köse’nin şehit olması dolayısıyla bu ziyaretimizi kısa tutarak taziyemizi sunarak Ankara’dan ayrıldık.

Amerikalı tavsiye köşe yazarı Ann Landers, “Çocuklarımızı insan olarak başarılı kılacak olan, onlar için neler yaptığımız değil, kendileri için neler yapmayı öğrettiğimizdir.” der. “Anne Babanın Sihirli Sandığı” kitabının yazarı Ute Glaser, “Oysa çocuklarımız bir armağan, zenginleştirici bir mücadele deneyimi, yaşam iksiri ve bu dünyanın sunduğu en harikulade maceralardan biridir.” der. “Modern Ailelere Bilgece Öğütler” adlı kitabın yazarı William Martin, “Çocuklarınıza yaşamın doğal mucizevi bir şekilde vücut buluşuna hayran olma sanatını öğretin, maneviyatlarını öğrenirlerse, asla yoldan sapmazlar” der.