Güncel Gelişmeler:
  • Ordu – Giresun Havalimanı’nda sefer sayıları arttı - 10:43
  • Nebati'den konutta fahiş fiyat artışı uyarısı - 09:29
  • Bankalara, 'döviz işlemlerini likit saatlere çekin' talebi - 09:19
  • Gecelik kredi faizlerinde 'zorunlu' yükseliş - 09:13
  • Ülker'in ilk çeyrek cirosu 5,9 milyar TL'ye ulaştı - 09:07
10.11.2024

7.06.2020

Türk tarımını yoğun bakımdan çıkarmak için son şansımız!

Nüfusun yaklaşık yüzde 15’i kırsaldan son 20 yılda göçüyor.

20 sene öncesine gidelim şimdi; Türkiye’nin demografik yapısına bakalım: nüfus 63 milyon; nüfusun yaklaşık 22 milyonu kırsalda yani nüfusun yaklaşık yüzde 35’i; dünya tarım ülkeleri ortalamasının çok üzerinde bir rakam; bu rakam 2012 yılına kadar yüzde 23’lere kadar düşüyor; 2013 yılında kırsaldan büyük bir göç dalgası başlıyor. 18 milyon olan kutsal! nüfus resmî olarak 6630 sayılı kanun sonrasında 14 ilin büyükşehir olması ile birlikte bir anda resmî olarak 8-9 milyon bandına geriliyor. 2019 yılı sonunda Türkiye nüfusu son 20 yılda 20 milyon kişi artarken; son istatistiklere göre 18 milyonun üzerindeki kırsal nüfus (ki nüfusun yüzde 21’i) resmî olarak yüzde 6.3 üne yani 8-9 milyon bandına kadar düşüyor. Özetle nüfusun yaklaşık yüzde 15’i kırsaldan son 20 yılda göçüyor.

Biz tarım toplumuyduk nereden nereye geldiğimizin en çarpıcı örneği; bu bilgiler ışığında tabloyu inceleyip yazıya devam edelim.

 


Bir de bunun üstüne tarımdaki trajik durum eklenince iş çığrından çıkıyor;

* Çiftçinin yüzde 40’ı her sene aynı ürünü ekiyor!
* Yüzde 60’ı ziraat mühendisi ile çalışmıyor!
* Yarısı bir kooperatife üye değil!
* 1850 yılında Amerika’da hayata geçirilen ülkemizde de uygulanmaya çalışılan Lisanslı depoculuğun uygulamasını ve verilen devlet desteklerini hala duymayan üretici var.
* Çiftçilerin Yüzde 66’sının akıllı telefonu var!
* Yüzde 67’si tarlaya yatırım yapamadı!
* Üretim maliyetleri arttı; üretim artık karlı olmaktan çıktı.
* Türkiye’nin özellikle son 6 yıldır ki yukarıdaki kırsal nüfusla bağlantılı; tarımsal ürün ihracatı artmıyor. Çünkü ürün yok; yaş meyve sebzeden; bunların mamüllerine; kuru meyveden; fındığa hep aynı...
* Son olarak da daha önceki yazılarımda dile getirdiğim gibi tarımsal hammadde ve tüketim ürünleri ithalatı zirve yapmış durumda.

Peki ülke olarak nerede hata yaptık; kimin umurundadır bunlar bilmem ama benim umurumda ancak müdahale açıklamalar ile anı kurtaran açıklamalar ile değil fiziken yapılmazsa son şansımızı da kaçıracağız.

Bu veriler ışığında; kırsal nüfus ve tarımın ruhunu bu sancılı süreçten sonrada rahatlatamazsak başka bir çözüm gözükmüyor.