Bir ülke düşünün! Dünya ticaretinden aldığı pay üç yüz yıldır,
ihracatın ithalatı karşılama oranı yüz yıldır aynı olan;

Bir ülke düşünün! İhracatı tabandaki firmalara yayarak,
kaliteyi düşürmeden ihracatı artırmayı hayal eden;

Bir ülke düşünün! Yirmi yıldır dış ticaret eğitimleri verip,
hala tüm firmalara ulaşamadığını düşünen;

Bir ülke düşünün! Serbest bölgedeki dış ticaret fazlası hesaplayıp,
ülke ihracatına ekleyerek ihracatını yüksek gösteren;

Bir ülke düşünün! Sürekli yüksek katma değer hedefi koyup,
birim ihracat satış fiyatı her sene düşen;

Bir ülke düşünün! Avrupa’ya sattığı ürünün, o ülkenin markettekindeki fiyatının,
kendi ülkesinde sattığı perakende fiyatından ucuz olan;

Bir ülke düşünün! İthalatının yüzde yetmiş beşi hammadde olan,
bereketli toprakları olmasına rağmen tarımda dışa bağımlı hale gelen;

Bir ülke düşünün! Nitelik kaygısı olmadan, niceliğe değer atfeden,
geçmişteki hatalardan ders almayan ve aynı kararda ısrar eden;

Bir ülke düşünün, kurumsal hafızasını kaybetmek üzere olan,
ve dünyanın en güzel ülkelerinden biri olup da, bunu pazarlayamayan!

Selçuk der ki; öyle bir ülke düşünün ki! Tüm tarafları bu konulara vakıf iken,
çözümleri kendi içinde yaşayan ve artık konuşmayan bir halkı olan…

Saygılarımla,

Selçuk Şağban

Gers Consulting Kurucu Ortak