4.08.2019
Samsun’da belediyelerin içine düştüğü borç batağı gündemin birinci maddesi oldu.
Bu da ekonomiyi ilgilendirir elbette ama belediyelerin durumu kadar şehrin genel ekonomisi de can çekişiyor.
Sanayi rıhtımını da sayacak olursak dört limanımız var.
Biri SAMPORT adını alan ülkenin en önemli limanlarından biri olan Samsun limanıdır.
Mersinli bir iş insanı işletiyor biliyorsunuz.
Bu durumun dış ticaret için şehrimize avantaj olacağını düşünüyor olabilirsiniz ki, bu satırların yazarı da uzun süre böyle düşünenler arasındaydı.
Ve fakat
Gel gör ki, bu şehir üretmiyor.
Üretmediği için de ihracatı artmıyor.
Kısa adı (TİM) olan Türkiye İhracatçılar Meclisi’nin açıkladığı listeye göre, Haziran ayında Mardin bile bizden fazla ihracat yapmış.
İstanbul, Kocaeli, Bursa, İzmir, Ankara, Gaziantep, Konya, Kayseri, Adana ve Mersin’i geçmeyi zaten beklemezdim ama Sakarya, Manisa, Denizli, Hatay, , Antalya ve Eskişehir’in de çok gerilerinde kalmışız.
İhracatta Trabzon’da bizi geçmiş ama Mardin’in gerisinde nal toplamak nedir.
İŞKUR’un bir toplantısında konuşan Samsun Valisi Vali Osman Kaymak, ‘’Yatırımcı var ama arazi yok’’ diye açıklama yapmış.
Vali ayrıca, ‘’Samsun'un var olan potansiyelini kullanamadığına dikkat çeken Vali Kaymak, "Tüm paydaşlar ortak akılla şehrin sorunlarını doğru tespit etmeli ve çözüm önerilerini üretmelidir. Aksi takdirde bunları yapamazsak Samsun'un avantajları dezavantajlara dönüşüyor. Bu da işsizlik, iş yeri kapatma gibi konuları meydana getiriyor" demiş.
Doğru söze ne denir ancak, Samsun halkı olarak valilik makamından sorunlara çözüm üretmesini bekleriz.
Samsun’da sanayi yatırımları için arazi sorunu yeni değil üstelik.
Yıllardır konuşulur ama son olarak Volkwagen firmasının ülkemizde otomobil fabrikası kurmak için yer aradığı sıralarda konuştuğum Tekkeköy Belediye Başkanı Hasan Togar, Gelemen’de 12 bin dönümlük sanayi alanı üretildiğini söylemişti.
Vali Bey’in bundan haberi vardır.
Togar’ın sözünü ettiği bölgedeki tersane alanı dışındaki arazilerin, sanayi için henüz hazır olmadığı doğrudur ama bir an önce harekete geçmek de gerekir galiba.
Türk insanının, çözüm için sorunların üstüne üstüne gitmek yerine mazeret üretmek gibi bir problemi olduğunu bilirim.
Bu olumsuz özelliğimizin sıradan vatandaşlarda olması doğaldır da, üst düzey bürokratlarımızı da etkilemesine şaşırırım.
Samsunspor’un deplasman maçını izlemek amacıyla üç yıl önce gittiğim Gaziantep şehir merkezinde 7. OSB kuruluyordu.
Konya’da da sanırım 6 OSB’de yüzlerce fabrika çalışıyor.
Kocaeli’nde 17,İzmir’de de 17 OSB var.
Vali Bey ayrıca ‘’İşsizlilerin çoğu vasıfsız’’ diye yakınmış.
Bu da doğru bir tespit ama vasıflı işçi yetiştirmek kolay aslında.
Çözümün endüstri meslek liselerinde olduğunu dünürüm.
İmam- Hatip liselerine verdiğimiz önemin yarısı kadarını da meslek liselerine verebilsek, bu sorunu da çözeriz.
‘’Gündem ekonomi’’ dedik.
Dünkü H:HALK’ın birinci sayfasında dikkati çeken bir haber vardı.
İnşaat Mühendisleri Odası Şube Başkanı Cevat Önce, maliyetine bile daire satılamadığını söylüyordu.
Özellikle Atakum’da yüzlerce yeni bina yapıldı.
Birçoğu yıllardır müşteri bekliyor.
Ekonomik krizden en çok etkilenen iki iş kolundan birinin inşaat sektörü olduğunu zaten biliyorduk.
Cevat Öncü’nün açıklaması, krizin geldiği son noktayı belgelemiş oldu.