26.04.2021
Kaç kez okudum bilmiyorum ama bu ülkenin nasıl ve hangi şartlar altında kurulduğunu unutmamak için bir belgesel özelliğindeki Nutuk'un her tük vatandaşı tarafından okunması ve okutulmasının tavsiye edilmesi gerektiğini düşünüyorum.
Nutuk..
Bir kuruluş ve kurtuluş belgesi olarak, her Türk İnsanının başucu kitabı özelliğindedir.
Kaç kez okudum bilmiyorum ama bu ülkenin nasıl ve hangi şartlar altında kurulduğunu unutmamak için bir belgesel özelliğindeki Nutuk'un her tük vatandaşı tarafından okunması ve okutulmasının tavsiye edilmesi gerektiğini düşünüyorum.
İçel'in (Mersin) Çamlıyayla ilçesinde Ülkü Ocakları, bir proje kapsamında okullarda Mustafa Kemal Atatürk’ün Nutuk eserinin sadeleştirilmiş bir özeti olan “Mustafa Kemal Atatürk Gençler İçin Nutuk” adlı eseri dağıtmak istemiş.
Ülkü Ocakları yönetimi 7 Nisan'da bir dilekçe ve ekinde kitap örneği ile Çamlıyayla İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü’ne başvuruda bulunmuş.
Bunun üzerine, Milli Eğitim Müdürlüğü bünyesinde Eser İnceleme ve Değerlendirme Komisyonu toplanarak kitabı incelemiş.
İnceleme sonucu ne mi olmuş?
Anlatayım.
Komisyonun ‘Pek Muhterem Üyeleri’, inceleme sonucunda Nutuk'un, okullarda dağıtılmasının sakıncalı olacağına kanaat getirmişler iyi mi..?
Bu amaçla hazırladığı rapor da, Çamlıyayla İlçe Milli Eğitim Müdürü Mustafa Bakkal imzalı yazıyla Çamlıyayla Ülkü Ocaklarına da bildirilmiş.
Nutuk'un okullarda dağıtılmasının neden sakıncalı bulunduğunu merak etmişsinizdir.
Onu da anlatayım.
Kitabın 25. sayfasında Osmanlı padişahı Vahdettin için ‘soysuzlaşmış ve alçak’ ifadeleri kullanılmasının yanı sıra, dönemin Osmanlı Hükümetine yönelik de ‘aciz, haysiyetsiz ve korkak’ ifadeleri kullanılması sakıncalı bulunmuş.
Yarın, TBMM'nin 101. açılış yıldönümünü kutlayacağız.
Meclisimize, Mustafa Kemal Paşa'nın önderliğinde Kurtuluş Savaşını yönettiği için 'Gazi' unvanı verildi biliyorsunuz.
Meclisimize bu unvanın verilmesi de boşuna değildi
Düşman Polatlı'ya kadar gelmişti ve top sesleri Ankara'dan da duyulmaya başlanmıştı.
Kayseri'ye taşınması bile önerilmişti ama Gazi Meclisin kahramanları, bu yola ''Ya istiklal, ya ölüm'' parolasıyla çıktıkları için, masum milletlere örnek olacak o efsanevi kurtuluş savaşına dair hayati kararları almaya devam ettiler.
101 yıl önce memleketin içinde bulunduğu durumu ve şartları anlatan Nutuk'ta ‘soysuzlaşmış ve alçak’ suçlaması yapılan Padişah Vahdettin ve ‘aciz, haysiyetsiz ve korkak’ ifadeleriyle suçlanan Osmanlı Hükümeti ise bu sırada, vatanı işgalden kurtarmak için savaşan Kuvayı Milliye'yi vatana ihanet etmekle suçluyorlardı.
Şeyhülislam Dürrizade Abdullah imzalı ve tarihe “Dürrizade Fetvası” olarak geçen 11 Nisan 1920 tarihli bu fetvada; Kurtuluş Savaşına katılan herkes halifeye isyan ile suçlanırken, bağımsızlık yanlıları yani Kuvvacılar ise din düşmanı olarak gösterilmişti.
O fetvada, Kuvvacıların katli, din, yasa, töre gibi işlenmesinde ve yapılmasında sakınca olmayan, yapılıp işlenmesine izin verilen bir eylemlerden biri olarak belirtilirken, Kuvvacıların katli ayrıca, İslam dinine göre yapılması gerekli ibadetlerden biri olarak gösterilmişti.
Şimdi sorarım:
Asıl ihanet içinde olan kimdi.
Mustafa Kemal komutasında 'Kurtuluş Savası' veren Kuvvacular mı?
Dürrüzade gibilerine ''Kuvvacuların katli sevaptır'' diye fetva yayınlatanlar mı?
Çamlıyayla Milli Eğitim Müdürlüğü bünyesindeki Eser İnceleme ve Değerlendirme Komisyon üyelerinin, Nutuk'taki, Vahdettin'e ‘soysuzlaşmış ve alçak’, dönemin Osmanlı Hükümetine yönelik olarak da ‘aciz, haysiyetsiz ve korkak’ gibi ifadelerinin kullanılmasından rahatsız olmalarını da anlamakta zorlanıyorum.
Üzerinden yüz yıl geçti diye, yaşananları unutacak mıyız?
İnsan hafızası unutur belki ama tarih asla unutmaz.