12.05.2019
Uzun zamandır, ülkemizde gerçek gündemin ekonomi olması gerektiğine ve ülkemiz de çok sık yaşanan seçimlerin ülke ekonomisine verdiği zararlara, daha önceki makalelerimiz de yer vermiştik. Ülkemiz de sanayicinin ve ihracatçının yüksek faizin kıskacında olduğunu, ülkemiz de tarım üreticilerinin yüksek enflasyon altında ezildiğini, tarım girdilerinin üreticiye yansıtılmaması gerektiğini ve ülke olarak yapısal reformları acilen hayata geçirmemiz gerektiğini uzun zamandır hatırlatmaktayız. Dünyada ticaret savaşlarına bağlı ciddi bir türbülans yaşanırken siyasi ve ekonomik belirsizliklerden dolayı ortaya çıkan etkiler, ülkemize negatif olarak yansıyor.
-ABD’nin ticaret savaşlarına başlaması, dünya piyasalarındaki stresi artıyor.
-Ülkemiz açısından bakıldığında ise dışarıdan esen çifte fırtınalar nedeniyle Türkiye piyasaları zor günler yaşıyor.
-Dolar haftayı kapatırken, ağustos sonrası ilk kez 6.20’nin üzerine çıkarak 6.25’e dayandı. Dolardaki bu artış, dünya piyasalarında doların zayıfladığı ve dolar endeksinin 97.375’ten 97.50’ye kadar gerilediği bir günde gerçekleşti.
-Türkiye ekonomisinin etkilendiği iki belirgin süreç ,ticaret görüşmelerinin tıkanması ve Türkiye’nin seçimleri 23 Haziran’a kadar sarkıtması oldu. Ortaya çıkan bu iki durum, geçen hafta sonundan beri piyasaları vuruyor.
-Diğer neden ise, ABD ile gerginleşen ve büyüyen sorunlar yumağı. Bu yumak giderek Türkiye’yi ve piyasaları tehdit ediyor. Son olarak da buna İran yaptırımlarının eklenmesi ile Türkiye’nin doğrudan zarar görmeye başlaması eklendi. Bu nedenle Türkiye’de 2,5 milyonluk istihdam hedefi; yüksek enflasyon ve faiz sürecinin bitmesinin ardından yatırım iklimi sağlandığında, yani şartlar oluştuğunda konuşulacak bir konudur. Türkiye bütün sorunların üstesinden, birlik ve beraberlik içinde gelebilir. Gerçek gündem ülkemiz de ekonomi olmak zorundadır. Gerçek gündem ekonomi olmadığında, yapısal reformların gecikmesi nedeniyle ortaya çıkan ekonomik durum çok açık ortadadır. Çıkış yolu ise; üretmekten, ülke genelinde ve Karadeniz bölgemizde tarım, hayvancılık ve sanayi sektörlerinin ivme kazanmasından ve ileri teknoloji uygulamalara daha fazla yer verilmesinden geçiyor.