23.06.2019
Fındıkta yıllardır, bir kavga devam ediyor. 2019 yeni fındık sezonu yaklaşırken her sezon öncesinde olduğu gibi tartışmalar yine "rekolte" üzerine...
Ziraat odaları maalesef birleştirme dili yerine (oda başkanları hariç) ayrıştırma ve suçlama dilini kullanmaya devam ediyor. İhracatçı ile ziraat odaları her zaman olduğu gibi farklı rekolte tahminlerinde bulunup, birbirlerini yalanlıyor... Halbuki hepimiz aynı gemideyiz. Şucu, bucu demek yerine biz olmayı başarmalıyız. Fındıkta üstünlüklerimizi ve kazanımlarımızı hep beraber güçlerimizi birleştirerek korumalıyız. Devletimiz sanayicinin önündeki ağır vergileri kaldırmalıdır. Her iki tarafında gözden kaçırdığı hükümetin de sessiz kaldığı bir durum var ortada. Asıl mesele, fındık ve mamullerinin önündeki gümrük vergisi engellerini aşabilmekte...
Enerjimizi yolumuzu açacak işlere harcamalıyız.
Türkiye, fındıkta dünya üretiminin yüzde 70'ini gerçekleştirdiği halde neden bir Avrupalı kadar kazanamıyor. Bu sorunun cevabı üzerine yoğunlaşarak çözüm aramalıyız. Fındıkta en büyük üretici ülke Türkiye’nin ihracatının yüzde 80'i, Avrupa ülkelerine yapılıyor. Peki Avrupalı ne yapıyor, fındıktan çikolata, ezme ve pasta üreterek satıyor. Mesela, İtalya'nın elindeki ürünü nasıl değerlendirdiğini masaya yatırmalıyız. 100-150 bin ton ürünün yanında ülkemizden de buna yakın ürün ithal ediyor... Avrupalı firmalar, bu fındığı bizim gibi naturel mi tüketiyor ya da satıyor? Çikolata, ezme ve pasta gibi katma değerli ürünler yapıp, her yere satıyor. İtalya'nın ürün sattığı ülkeler, aynı malı Türkiye'den alamıyor. Çünkü, bize uygulanan ağır gümrük vergisi var o yüzden tercih, Türkiye değil, AB ülkesi oluyor. Sanayicilerimiz ve ihracatçımız devlete “Benim yolumu aç” demelidir. İşin kolayına kaçmaktan vazgeçerek fındığı çuvaldan çıkarmalı daha fazla katma değer nasıl yaratırız onu konuşmalıyız. İhracatçı ve üretici kanadı, "rekolte"yi tartışacağına, fındığı yarı mamul değil, mamul olarak ihraç edebilmenin yolunu aramalıdır. Devletimize düşen görev, komşu ülkelerde, yüzde 50’yi bulan Türk fındığı ve mamullerine uygulanan gümrük vergilerine çözüm getirmektir. Türkiye, ikili ilişkilerle bu sorunu çözemediği takdirde, ihracatçılar Avrupalının dediğini yapmak zorunda kalıyor. Devletin milyar dolarlık kaybı da cabası... Eğer fındıkta boş kavgaları bırakıp, önümüzdeki engelleri, ağır vergileri kaldırır ve fındıkta katma değerli ürün üretimine geçersek bu işin kazananı Türkiye olur. Fındıkta verimlilik ve kalite artınca üreten de satan da memnun olur. Yakın gelecekte ülkemize fındıktan sağlanacak 5-10 milyar döviz girdisini ancak böyle konuşuruz.
Yoksa bu kavganın kazananı değil topluca kaybedeni olmaya devam ederiz.