1.11.2020
Fransız Yeşiller Partisi Haziran’daki yerel seçimlerde Fransa’nın 9 büyük yerleşiminde seçimi kazandı. Sonra? Bordo kentinin Belediye Başkanı geleneksel Noel ağacını ‘’çevre tahribatı yapıyor‘’ diyerek yasakladı, yerine kenti tümüyle yeşillendireceğini aç
Fransız Yeşiller Partisi Haziran’daki yerel seçimlerde Fransa’nın 9 büyük yerleşiminde seçimi kazandı. Sonra? Bordo kentinin Belediye Başkanı geleneksel Noel ağacını ‘’çevre tahribatı yapıyor‘’ diyerek yasakladı, yerine kenti tümüyle yeşillendireceğini açıkladı. Belediye Başkanı kentin bir uluslararası yatırım merkezi olması yerine, yerel ekonomiyi canlandırmaya çalışacak.
Lyon Belediye Başkanı ‘’Tour de France‘’ bisiklet yarışını ‘’en büyük çevre kirleticisi ‘’olarak ilan etti ve yasaklanmasını istedi. Gronoble Belediye Başkanı E. Piolle insanları asosyal kıldığı gerekçesiyle 5G’ye izin vermeyecek. Bütün bunlar, Fransa’yı dalgalandırmışa benziyor... Fransa Cumhurbaşkanı Macron onlar için uygarlık araçlarını kullanmayı reddeden ‘’Amish Modeli’’ temsilcileri olarak “gaz lambasına dönmek isteyenler‘’ olarak niteliyor. Peki bu çıkışları ‘’Büyümeci Karşıtı‘’ olarak nitelemek mümkün mü? İki örnekle konuyu açayım: Kanada Başbakanı Trudeau ‘’yeşilci‘’ olarak tanınır, 2019 seçimini ‘’Karbon Vergisi‘’ çıkarmakla kazanmıştı. Aynı Trudeau şimdi petrol arayacak yeni bir projeye ‘’el altından ‘’ 560 Milyon Kanada doları verdi. Salgında petrol endüstrisine 1 Milyar doların üstünde destek çıktı. Ya Norveç? 2030 iklim hedefleri çıkardığının haftasında petrol arama çalışmaları için vergi indirimi getirdi. Bu ‘’Çifte Standartlar ‘’ ile insanlık yok oluşunu durdurabilir mi? Geçen hafta, 6. Yok Oluş’u çağrıştıran iki haber vardı: Balinalar, 30 yıla kalmadan gezegenimizden yok olacaktı. Dünya mirası olan 2600 kilometrelik ‘’Avustralya Mercan Kayalıkları’’ doğa tahribatıyla yarı yarıya tahrip edilmişti. Gezegenimiz yok oluşa koşa koşa giderken, dostum ve bu yazıların dikkatli okuru Asuman Kafaoğlu-Büke’den ‘’Yaşam Alanını Yok Eden Varlık‘’ başlıklı bir kitap eleştirisini aldım. Pulitzer Ödüllü, Elizabeth Kolbert’in ‘’Altıncı Yok Oluş” (Okuyan Us yayını) adını taşıyan kitabın sizlere ana mesajı aktarayım:
-İnsan kendi yarattığı yok oluşun kurbanı mı olacak?
Kafaoğlu-Büke, ‘’Suçlu insan. Çünkü gezegenimizin kaderini değiştiriyor‘’ diyor. Daha ötesini söylemeye gerek var mı? Kanımca Fransız Yeşil yerel yönetimleri ‘’yeşil olmak yeni bir yaşam tercihi olmalı, başka bir yolu yok ‘’ mesajını veriyor.
--------------
Hamiş: Papa, 100 sayfalık mektubuyla yetinmedi, bu hafta da eşcinsellerin haklarını tanıyan ve ortak yaşamayı olanaklaştıran bir genel hukuk düzenlemesi yapılmasını istedi.
Buna ne dersiniz?