11.08.2016
Karadeniz ve Ordu ili olarak ilk 500den sonra ikinci 500 firma listesine de ağırlıklı olarak fındık firmalarımız damgasını vurdu. İSO Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Bahçıvan, firmalarımızın karının yüzde 51nin finansman giderlerine gittiği gerçeğinin altını çiziyor. Fındık sektörü ilk 500 sanayi kuruluşunda olduğu gibi ikinci 500 sanayi kuruluşu listesine de damgasını vurdu. Son zamanlarda gerçeği yansıtmayan eski haberler firmaları yıpratmaya yönelik yapılıyor. Hep beraber iş, aş, üreten istihdam yaratan firmalarımızın değerini bilmeli gerçeği yansıtmayan haberlerle firmalarımızı yıpratmayalım. Sanayi sektörümüzün 2015 yılı verilerine dayanılarak gerçekleştirilen bu araştırma, bize KOBİ niteliğindeki sanayi kuruluşlarımızın üretim ve finansal yapılarıyla ilgili önemli ipuçları veriyor. Ekonomistler ikinci 500 firmanın karınında ağırlıklı olarak finansman giderlerine gittiğini söylediler.
Şimdi ikin 500 sanayi kuruluşu listesine genel bir değerlendirme yapıldığında durumu şu şekilde özetlemek mümkündür. İSO 500e göre nispeten daha KOBİ ölçekli olan şirketleri kapsayan İkinci 500deki yüksek teknoloji yoğunluklu sektörlerin brüt katma değer içindeki payının artması sevindiricidir. 2014 yılında yüzde 4,3 olan yüksek teknoloji yoğunluklu sanayiler payının yüzde 6,6ya çıkmış olması gelecek adına iyimser olmamızı sağlıyor.
Listede Ordudan 8 firma yer alıyor. Bu firmaların bazılarının genel merkezi İstanbul ve Ankarada olsa kökeni Ordulu olan firmlar olduğu için hepsiyle gurur duymaktayız. İkinci 500 firma sıralamasında Altaş Yağ 13, Ünye Çimento 21, Çamsan 108,Dost Fındık 198, Şenocak 205, Turnagaz 315,Çebi Fındık 447 ve Uslu Fındık 455.sıradan listeye girmişti.
Daha önce açıklanan ilk 500 firma listesinde de Durak Fındık105, Doğuş Çay 181, Gürsoy Fındık 355 ve Poyraz Poyazda 407. Sırada yer almıştı.
Bu çerçevede şirketlerimizin AR-GEye verdikleri önemin artmakta olduğu sonucunun da vurgulanması gerekiyor. Hem AR-GE yapan şirket sayısında ve hem de yapılan harcamalardaki istikrarlı artış, önümüzdeki yıllarda şirketlerimizdeki teknoloji yoğunluğunun artacağını göstermektedir.
Özellikle uluslararası karşılaştırmalarda önemli bir gösterge olarak kabul edilen EBITDA (FAVÖK) verilerine baktığımızda, sanayicilerin son iki yılda bu konuya ağırlık verdiğini ve ciddi bir başarı elde ettiklerine tanıklık ediyoruz.
İSO İkinci 500 verilerinin umut veren bir başka verisi de şirketlerin net satışlara oranla faaliyet karlarının yüzde 8,5 ile son yılların en yüksek düzeyine ulaşmış olmasıdır. Sanayici 2014 yılında 6,2 milyar TL olan faaliyet karını yüzde 19,9luk bir artışla 7,4 milyar TLye çıkarmayı başarmıştır.
Fakat sanayicilerin esas faaliyetlerinden kazandıkları bu karın yüzde 51,1ini finansman gideri olarak kullanmak zorunda kalıyor olması, üzerinde düşünülmesi gereken bir konudur. Buradan çıkan sonuç İSO 500 ile benzer çok benzer. İkinci 500deki sanayiciler de bin bir emekle oluşturdukları faaliyet karının büyük bir bölümü finansman giderine harcamak zorunda kalıyor. Finansman giderlerinin bir önceki yıla göre yüzde 46,6 artması bunu açıkça göstermektedir.
İkinci 500 Büyük Sanayi Kuruluşunun finansman yapısıyla ilgili dikkat çeken bir başka veri de mali borçların kompozisyonunda karşımıza çıkıyor. 2015te kısa vadeli mali borçların yüzde 12,5 ile ciddi bir şekilde artmaya devam ettiğini ve kısa vadeli mali borçların toplam mali borçlara oranının yüzde 50ye çıktığını görüyoruz. Bu durum KOBİlerimizin yatırımlar için uzun vadeli ve uygun maliyetli finansman bulmakta zorlandığını ortaya koyuyor. Kısacası sanayicimizin kullanmak zorunda olduğu finansmanın olumsuz kalitesi, İSO 500de olduğu gibi burada da kendini gösteriyor.
İSO İkinci 500 Büyük Sanayi Kuruluşu verileri ışığında, sanayimizin AR-GE ve teknoloji faaliyetlerine odaklanarak faaliyet karlarını ve rekabet güçlerini arttırmakta olduğunu söyleyebiliriz. İkinci 500 Büyük Sanayi Kuruluşu firmalarımız daha uygun koşullar içinde hak ettikleri karlara ulaşabilirlerse AR-GE ve teknoloji alanında çok önemli sıçrama yapabileceklerini 2015 yılında göstermiş bulunmaktadır.
Ancak firmalarımız kendi kontrolleri dışında karşı karşıya kaldıkları belirsizlik ve dalgalanmaların yarattığı ilave mali yükler nedeniyle arzu ettikleri veya hak ettikleri karlara ulaşamamaktadır. Bu da yeterli iç kaynak yaratılmasını sınırlayarak AR-GE ve teknoloji faaliyetlerine aktarılacak kaynakları azaltmaktadır. Bu nedenle uygun koşulların sağlanması ve AR-GE desteklerinin orta ölçekli firmalarına yoğunlaştırılması büyük önem ve öncelik taşımalıdır.
Ülkemiz ve bölgemiz için istihdam yaratan tüm firmalarımızı bir kez daha kutluyor,üretmeye devam diyoruz.