Güncel Gelişmeler:
  • Ordu – Giresun Havalimanı’nda sefer sayıları arttı - 10:43
  • Nebati'den konutta fahiş fiyat artışı uyarısı - 09:29
  • Bankalara, 'döviz işlemlerini likit saatlere çekin' talebi - 09:19
  • Gecelik kredi faizlerinde 'zorunlu' yükseliş - 09:13
  • Ülker'in ilk çeyrek cirosu 5,9 milyar TL'ye ulaştı - 09:07
10.11.2024

31.05.2020

Her sektör için ayrı ayrı bilim kurulları

Virüsün başladığı günlerden itibaren Karadeniz Ekonomi Gazetesi olarak tıpkı sağlık kurulu gibi her sektör için ayrı bilim kurulları oluşturulması gerektiğinin altını çizdik.

Virüsün başladığı günlerden itibaren Karadeniz Ekonomi Gazetesi olarak tıpkı sağlık kurulu gibi her sektör için ayrı bilim kurulları oluşturulması gerektiğinin altını çizdik. Küresel salgında kontrollü bir şekilde de olsa 1 Haziran itibariyle başlamış olduk. Pandemi sürecinde şimdiye dek 25’e yakın paket açıklandı. Gelinen son noktada kredi vererek borçlanma yoluyla ekonomiyi düzeltme çalışmaları sürüyor. Kredi Garanti Fonu (KGF) ve ağırlıklı olarak kamu bankaları bu borçlanmada ön aldılar. Özel bankalar ise her krizde olduğu gibi sınıfta kaldılar. Diğer ülkelerde ise uygulamalar daha farklı. Onlar vatandaşlarına kredi veya borç değil hibeler veriyorlar. Ülkemiz ekonomisi bir yandan durgunlukla baş etmeye çalışırken diğer yandan da işsizlik gibi temel sorunla boğuşuyor. Aslında dünyada da gündem aynı ancak uygulama ve yöntemlerdeki farklılıklar oldukça dikkat çekici. Bizim insanımız vazgeçtik hibeden krediye bile razı ama onu da herkesin alamadığını rahatlıkla gözlemledik sokağa çıktığımızda.

KGF, kamu bankaları ve bir de buna Eximbank’ı eklersek… Peki ya onlar da olmasaydı? Sanayici, iş insanları, esnaf sadece özel bankaların insafına kalsaydı… Ortaya çıkacak sorunları düşünmek dahi istemiyorum. Karadeniz Ekonomi Sohbetleri’nde bu hafta Turan Seramik A.Ş Yönetim Kurulu Başkanı Burhan Çakmak ile bu ve benzeri pek çok konuyu masaya yatırdık. Başarılı sanayici, KGF, kamu bankaları ve Eximbank üzerinden durumun iyi idare edildiğini ancak ertelenen borçların iki yıla varan bir yapılandırmayla ödenmesinin önünün açılması gerektiğinin altını çizdi.

Ekonominin bir başka gündem maddesi de ek gümrük vergileri oldu. İlave gümrük vergilerinin ülkemizdeki üreticilere kısa vadede olumlu yansıyacağını belirten ekonomistler uzun vadede ülke adına sıkıntılar yaşanacağına işaret ediyorlar. Çünkü getirilen vergiler sebebiyle ithalat görece pahalı konuma gelecek ve ithalatçılar aynı ürünleri Türkiye’de üreten sanayicilerden talep edebilecekler. Böylece yerli sanayici bir anlamda desteklenmiş olacak. İthalatın kısılması ve döviz talebinin azalması ile dış ticaret açığının azaltılmasına yönelik beklenti de elbette cazip geliyor.

Ve haftanın son iş gününe yansıyan bir başka gelişme… Ekonomiyi canlandırmak için yeni bir paket daha geliyor. Orta gelirlilere düşük faizli ve uzun vadeli konut kredisi, Türkiye’de üretilen otomobiller için de aynı koşullarda krediler, yerli üretim elektronik, beyaz eşya, mobilya, ev tekstili, çeyiz, motosiklet, bisiklet için uygun koşullarda krediler… Bize kalırsa burada mutlaka özel bankaları da topa sokacak adımların atılması gerekiyor. Sonuçta borç yiyen yine kendi kesesinden yiyecek.

Dünya bir pencere her gelen baktı geçti

Sular hep aktı geçti, kurudu vakti geçti.

Nice han, nice sultan tahtı bıraktı geçti.

Dünya bir penceredir, her gelen baktı geçti.

Büyük düşünür Yunus Emre’nin bu dizeleri geride bıraktığımız hafta bir yıldızın daha kaydığı gün aklımıza bir kez daha geldi. Acı haberi bayramın son günü aldık. Bölgemize ve ülkemize mal olmuş Poyraz ailesinin hayırsever kimliği ile bilinen aslında siyah beyaz yılların son ağası olarak tanımlayabileceğimiz Selami Poyraz uzun süredir mücadele ettiği hastalığa yenik düştü. Yabancıların “soft power” dediği “yumuşak güç” tanımına tam anlamıyla uyan bir isimdi. 1992 yılından bugüne tanıdığım Poyraz ailesi, rahmetli Yüksel Poyraz’ın liderliğinde değişik sektörlerde büyüdü. Selami amca da kardeşi Mustafa Poyraz ile beraber başta fındık sanayisi olmak üzere, inşaat, turizm, akaryakıt sektöründe yatırım yaptılar.   Fabrikaya her gittiğimde önce Selami amcanın çayını içer ve sohbet ederdik. Tam anlamıyla ülke ve bölge sevdalısı, doğayı, köyü ve hayvanları çok seven bir hayırsever iş adamıydı. Atları, koyunları ve köpekleri vardı. Ordu ekonomisi yatırımlarla büyüsün ve gelişsin isterdi. Bir sevdası da mor beyaz renklerdi. Cenazesine gelen insanların kabristanlıktaki üzüntülerini gördükçe ne kadar haklı olduğumu bir kez daha anladım. Selamı Poyraz’ın vefatı herkesi çok üzdü. Mekânı cennet olsun. Poyraz ailesine ve yakınlarını başsağlığı diliyorum.

Yazarın Diğer Yazıları