Güncel Gelişmeler:
  • Ordu – Giresun Havalimanı’nda sefer sayıları arttı - 10:43
  • Nebati'den konutta fahiş fiyat artışı uyarısı - 09:29
  • Bankalara, 'döviz işlemlerini likit saatlere çekin' talebi - 09:19
  • Gecelik kredi faizlerinde 'zorunlu' yükseliş - 09:13
  • Ülker'in ilk çeyrek cirosu 5,9 milyar TL'ye ulaştı - 09:07
10.11.2024

5.02.2015

Borsalar ve Işıklı Pano Meselesi

Fındık sektöründe paydaşların biraraya gelmesini hep dile getiriyorum.Dün bu köşeden fındık piyasasındaki fiyat karmaşası hakkındaki fikrimi ve önerilerimi yazmış, Ticaret Borsalarının, üyelerinin iş yerlerinin önündeki ışıklı panolarla fiyat ilan etmelerini engellemeleri gerektiğini savunmuştum.

Konunun birincil muhatabı olan borsalara ulaştım ve konu hakkında bir de onları dinledim ve gördüm ki; olaylara her zaman daha detaylı bakmak ve çözümler noktasında farklı alternatifler de üretmek gerekirmiş.

Ticaret Borsaları “kamu hizmeti gören tüzel kişilikler” olarak tanımlanmaktadır. Kuruluş ve işleyişleri 5174 sayılı kanun başta olmak üzere bu kanuna dayalı yönetmeliklerle sağlanmaktadır. Kanunda, Ticaret Borsalarının görev ve sorumlulukları açık açık ve maddeler halinde yazılmıştır.

Gelelim bu yana, Anayasa’nın 135.maddesi Ticaret Borsası gibi kurumların kanunlarda belirtilmiş olan görevlerinin dışına çıkmaları halinde, o kurumların idarecilerinin yargı yoluyla görevinden alınmasını ve yerlerine yenilerinin seçilmesini hükmetmektedir.

Bu, kısa mevzuat bilgilendirmesinden sonra, bir de işin içinde “Serbest Piyasa Ekonomisi” ilkeleri ve mevzuatları vardır. Fındık, bizim için stratejik ve duygusal anlamlar taşısa da, en nihayetinde bir ticari emtiadır. Yani diğer sebze ve meyveler gibidir. Bu gün, sebze ve meyve satan manavlar, tezgâhlarındaki her ürün için fiyat etiketi koyabiliyorsa ve farklı işletmelerde farklı fiyatlar olabiliyorsa, fındık için de böylesi bir durumun olabilirliği ortaya çıkmaktadır.

Teknolojik değişime ve gelişime bağlı olarak ve teknolojinin ticari hayata hızla adapte olması gibi sebeplerle de bu ışıklı panolar yaygınlık kazandı. Yoksa fındık sektöründen tüccarlar arasında fiyat farklılıkları olması da doğaldır. Sonuçta rekabetçi bir ortam var!

Ticaret Borsalarının fiyat belirleme ve ilan etme işiyse yine bağlı bulundukları kanundan gelmektedir. Ticaret Borsaları fiyat haberleşmesi, işlem gerçekleşmesi gibi usulü dairesinde tespit ettiği fiyatı fiyat ilan yerlerinde ilan etmektedir. Ordu Ticaret Borsası’nın fiyat ilan panosu üzerinde detaylı ve açıklayıcı bir not olup, fiyatın hangi esasla tespit edildiği yazılıdır ve sonunda da “bilgi amaçlı” olduğu ibaresi vardır. Ticaret Borsası ilan ettiği fiyatla şunu demektedir “Bu fiyat %50 randımanlı kabuklu fındığın müstahsilden alım-satımının en az ne kadar olacağını göstermektedir” yani bir anlamda, serbest piyasada Ticaret Borsası’nın fiyatının altında bir alım-satım olursa sorun var demektir. Ticaret Borsası’nın bilgi amaçlı olarak ilan ettiği ve “en azı “ gösteren fiyatın üzerindeki alım satımlar özellikle üretici için bir avantajdır. Bu haliyle, Ticaret Borsalarının ilan ettikleri fiyatların ne manaya geldiğini, bu işin mantığını iyi anlamak ve tabi ki anlatmak gerekir. Ticaret Borsası üreticiye demektedir ki “sakın ha, fındığını bu fiyatı altında bir rakama satma”

Ticaret Borsalarının dönem dönem yaptıkları açıklamalara ve yayınlarına bakıldığında da, yapılan ve yapılmak istenenin izah edilmeye çalışıldığı görülmektedir.

Ticaret Borsalarının ekonomiyi kayıt altında tutmak, veri oluşturmak ve bu verileri depolamak, istihdam yaratmak, kentin sosyo-ekonomik hayatına sağladıkları katkılar gibi daha birçok sebepten dolayı önemsiyorum. Bu kurumları, yardım-bağış vakıfları gibi, para babası gibi görme ve bu yönde beklentiler içine girmemek gerekir. Onların da bir mali disiplini vardır ve o mali disiplin çerçevesinde cari gelirlerinin cari giderlerini karşılaması zorunluluğu vardır. Ticaret Borsaları da diğer kurum ve işletmeler gibi canlı birer organizmadır aslında. Kanunda belirtilmiş olan görevlerini ve bu görevlerin ikincil uzantılarını yerine getirirlerken elbette hassas davranmak zorundadırlar.

2014 fındık sezonunun ekstra bir sezon olduğundan daha önce de bahsetmiştim. Zirai don bir anlamda İlahi bir meseledir. Ancak ürünün %60-70 gibi büyük orsanı yanmış ve piyasalar allak-bullak olmuştur. Üretici perişan, fındık tüccarı-sanayicisi perişan, diğer esnaf perişan… İşte böylesi durumlarda insan “isyan” noktasına gelir ve bir sorumlu arar. Bunca yıllık tecrübemle sabittir ki; bu isyanların hedefinde de hep borsalar olmuştur. Borsalar kendilerini ifade etmeye çalıştıkça daha çok hedef haline gelmişler ve yıpranmışlardır. O nedenledir ki, dönem dönem uzun süren sessizliklerini de anlayabiliyorum.

Ordu Ticaret Borsası öncülüğünde, geçtiğimiz mart ayında yaşana zirai dondan sonra “Yerel Sivil Diyaloğu” adıyla kentteki tüm kurum ve kuruluşlar bir araya getirilmiş ve bir rapor hazırlanıp yetkililere gidilmiş, çözüm aranmıştı. Önerim şudur; bu türden birliktelikler kurumsallaştırılsın, bu türden tek vücut hareketlerle aşılmayacak sorun yoktur.

Fındık tüccarlarının dükkânlarına asılan ışıklı panolar meselesine tekrar dönersek, burada fındık tüccarları, bir meslek erbabı, basiretli tüccar edasıyla davranacak ve aynı anda tabela kapatıp, piyasayı speküle etmeyecektir. Unutulmasın ki, bu türden spekülatif hareketlerin orta ve uzun vadede kimseye yararı yoktur.