26.03.2022
Dünya ve ülkemiz olarak Covit 19 sürecinde gıda güvenliğinin ve tarımın ne kadar çok önemli olduğunu dünyada ve ülkemizde tedarik zincirlerinin bozulmasından çok açık bir şekilde gördük.
Yaşadıklarımızdan bir sonuç çıkarmayıp, üretim ekonomisine dönmez isek bilim adamlarının açıklamalarını dikkate almayıp bildiğimizi okursak 30 yıl sonra olacakları Samsun Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) Ziraat Fakültesi Tarımsal Yapılar ve Sulama Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Yusuf Demir, anlattı. Dünyada küresel iklim değişikliğinin etkilerinden bahseden Prof. Dr. Yusuf Demir’in, “Belki bundan 30 yıl sonra Karadeniz’de fındık ve çay yerine pamuk ekeceğiz” açıklaması çok büyük yankı yaptı. Biz de Karadeniz Ekonomi gazetesi olarak bu önemli açıklamayı tarihe not düşmek için gazetemizin manşetine taşıdık. Geçen haftada manşete IAOM Avrasya Başkanı Dr. Eren Günhan Ulusoy’un petrolün alternatifi var, buğdayın ve mısırın yok şeklinde tarımda yaşanacak tehlikeye dikkat çekmesini manşet yapmıştık. Türkiye’de son yıllarda tarımdaki gücünü kullanmak yerine ithalata ağırlık vererek üretilecek tarım arazilerinin boş kalmasına neden olduk. Şimdi manşete taşıdığımız Samsun 19 Mayıs Üniversitesi(OMÜ) Ziraat fakültesi Tarımsal yapılar ve sulama bölümü üyesi Prof. Dr. Yusuf Demir’in ülke olarak gerekli tedbirleri zaman varken almaz isek yaşanacakları anlattığı Dünya su gününde Sinop’ta yaptığı önemli konuşmayı kısaca hatırlayalım.
Samsun Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) Ziraat Fakültesi Tarımsal Yapılar ve Sulama Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Yusuf Demir, Sinop Kültür Merkezi toplantı salonunda "22 Mart Dünya Su Günü" etkinlikleri kapsamında konferans verdi. Konferansta konuşan Prof. Dr. Demir, gelecekte Türkiye’nin tarımsal alanda en verimli ovalarının küresel ısınmadan kaynaklı sular altında kalacağına vurgu yaptı. Demir, “Ormanları yok ettikçe suyumuzu yok ediyoruz, suyu yok ettikçe ormanları yok ediyoruz. Çünkü hidrolojik dengeye etki ediyoruz. Onları yok ettikçe küresel iklimi etkiliyoruz. Dünyadaki bu çevrim, aslında günümüzde bizim atmosferdeki o denge dediğimiz gazlardan en çok etkilenen karbondioksiti arttırıyor. Bağırıyoruz ‘karbondioksit 10 binde dörtlere çıktı, çıkmamalı’ diye, genelde sanayiden, ulaşımdan veya şehirleşmeden bunları etkilediğimizi görüyoruz. Buzullar erimeye başlıyor, buzullar eriyince ne oluyor? Uzmanların yaptığı hesaba göre önümüzdeki 100 yıl içerisinde denizlerin 80 ila 100 santim yükselmesi hesaplanıyor. Dolayısıyla böyle bir artış ne tehlikeyi meydana getiriyor? Türkiye’nin tarım ambarı Çukurova’nın, Bafra Ovası'nın, Çarşamba Ovası'nın sular altında kalması demek” ifadelerini kullandı.
Tarımda su israfı kritik seviyede
Demir şöyle devam etti:
“85 milyon insanın sanayi ve evde 1 buçuk yılda kullandığı suyu biz tarımda israf ediyoruz. Bunun için iki gün önce Cumhurbaşkanımız, Bakanlar Kurulu sonrasında açıklama yaptı. Cumhurbaşkanımız dedi ki, ‘Biz tarımda önemli destekler vereceğiz ama en büyük desteği sulama sistemlerinde suyu doğru kullanacak sistemlere vereceğiz’ dedi ve bununla ilgili müjdeyi verdi. İnşallah önümüzdeki günlerde bu konuda tasarrufu ön plana çıkarırız.”
“Türkiye’de yeşil kalacak tek bölge, Sinop’tan Artvin’e kadar”
Demir, gelecekte tek yeşil kalacak bölgenin Karadeniz olacağını, bundan dolayı 20 yıl sonrası için tatilcilerin Antalya yerine Karadeniz’i tercih edeceğine vurgu yaparak, “7-8 yıl önce Birleşmiş Milletler haritayı yayınladı, dedi ki 'Eğer kuraklık böyle devam ederse Türkiye’de yeşil kalacak tek bölge, Sinop’tan Artvin’e kadar olan Karadeniz Bölgesi.' Onun dışarısında tüm bölgelerin kuraklık ve çölleşme riski var. O nedenle Türkiye’nin şu anda bu bölgesine gelecek 30 yılda yatırımlar başladı. Bundan 20 yıl sonra Antalya’da tatil yapılmayacak, Karadeniz’de yapılacak. Oraya doğru giden bir turizm anlayışı ve gelişimi var” diye konuştu.
“Karadeniz’de fındık ve çay yerine pamuk ekeceğiz”
Su kaynaklarının azalmasının tüm dünyaya etkilerinden bahseden Prof. Dr. Demir, tarımsal alanda kuzeye yönelim başladığını vurgulayarak, “Su kaynaklarını yok ettikçe biz, suyun geleceğini yok ediyoruz hep beraber. Bunun için enlem derecelerine göre dünyada şartlar değişiyor. Bu neyi beraberinde getiriyor, tarımı etkiliyor. Dünyada hızlı bir şekilde güneyden kuzeye doğru tarımsal üretim kayıyor. Bundan birkaç yıl önce Bursa’da bir konferansta dedim ki, 30 yıl sonra Uludağ’da kayak kayamayacaksınız. Çünkü ısındıkça Uludağ’da kar yağışı bitecek. Yine belki dedim bundan 30 yıl sonra Karadeniz’de fındık ve çay yerine pamuk ekeceğiz. O yöne doğru gidiyoruz. Ama bu konuda duyarlı bir toplum olursak, her birimiz birer su temsilcisi olursak o zaman bu felaketi yaşamadan torunlarımızın yaşayacağı dünyayı oluştururuz” şeklinde konuştu.
Evet ülke olarak üretim ekonomisine dönerek tarıma ağırlık vererek ülke topraklarının verimini korumalı gerekli tedbirleri alarak ormanları ve su yataklarını korumalıyız. Gelecek 30 yılda yaşanacak her şey bizim elimizde, bilim adamlarının bu açıklamalarını dikkate alırsak bu tabloyu yaşamaktan kurtulabiliriz.
Karadeniz Ekonomi Gazetesi 5 Yaşında
2014 yılının Mayıs ayında kardeşim Asel Gürsoy’la beraber kurduğumuz Karadeniz Ekonomi markası Dergi, Ajans derken 2017 yılının Mart ayında tüm Karadeniz’i kapsayacak şekilde Karadeniz Ekonomi gazetesi olarak başarılı bir şekilde Karadeniz iş dünyasına 20 ilde ulaşarak bölge iş dünyasının sesi olmaya devam ediyor. Gücünü okuyucusundan alan Karadeniz Ekonomi gazetesi sizlerle beraber büyümeye Karadeniz iş dünyasının sesi olmaya devam edecektir. Bu nedenle 5 yıl için beraber yürüdüğümüz Doğu Karadeniz, Batı Karadeniz bölgesindeki değerli iş dünyası temsilcilerimize iş insanlarımıza, sanayicilerimize, tüm okuyucularımıza Karadeniz Ekonomi ailesi olarak teşekkürü borç biliriz. Nice mutlu güzel yarınlara hep beraber diyorum.
HAFTANIN SÖZÜ
Fırsat, zorlukların arasında yatar.