Güncel Gelişmeler:
  • Ordu – Giresun Havalimanı’nda sefer sayıları arttı - 10:43
  • Nebati'den konutta fahiş fiyat artışı uyarısı - 09:29
  • Bankalara, 'döviz işlemlerini likit saatlere çekin' talebi - 09:19
  • Gecelik kredi faizlerinde 'zorunlu' yükseliş - 09:13
  • Ülker'in ilk çeyrek cirosu 5,9 milyar TL'ye ulaştı - 09:07
20.09.2024

ALAN BAZLI DESTEĞİN BÖLGEMİZ AÇISINDAN ÖNEMİ ÇOK BÜYÜK

Geçmişte Devlet Alımları Hem Üreticiye hemde Tüketiciye Zarar Veriyordu

info@karadenizekonomi.com / 5.05.2015

ALAN BAZLI DESTEĞİN BÖLGEMİZ AÇISINDAN ÖNEMİ ÇOK BÜYÜK

Eski Ordu Ticaret Borsası başkanı ve   fındığın duayenlerinden Şenocak Fındığın kurucusu, tecrübeli ismi İsmet Şenocak Fındıkta alan bazlı desteğin bölge ekonomisi ve üreticimizin güçlü tutulması açısından çok büyük önem arz ettiğini belirterek ,fındık sektörü ile ilgili Karadeniz Ekonomi'ye şu açıklamalarda bulundu:

''Giresun ilinde yıllar önce başlatılan teşvikli bir proje olan Ürün Borsaları ve Lisanslı Depolarla ilgili çalışmaların sonucunda geçtiğimiz günlerde temel atma töreni yapıldı. Bu konuda emeği geçen Giresun’un tüm sivil toplum örgütlerini özellikle Ticaret Borsasını, Giresun’un Siyasilerini tebrik ederek, Ordulu 

üreticilerin, sanayicilerin, imalatçıların, fındık işletmecilerinin kendilerini desteklemelerinin gerektiğini düşünüyorum.Çünkü her yeniliğe alışmak zor olduğu gibi; biz lisanslı depoya alışmakta zorlansak da arkasından gelecek ürün borsaları ile sistem çok güçlenecek ve üreticilerimiz ürünlerini bu depolara teslim ettikten sonra borsadaki fındık belgeleri ile ürünlerine karşı, gerektiğinde kredi kullanabilecek ve ürünlerini istedikleri zaman satma gücüne sahip olacaklardır''şeklinde konuştu.

Şenocak  ihtiyacı olan sanayici, tüccar, fabrikacı stok maliyetinden kurtulup gerektiğinde borsadan ürün alma yolu ile ihtiyaçlarını gidereceklerdir.Her yeniliğe alışmak eski alışkanlıklardan vazgeçmek bir hayli zordur, ancak bu yeniliklerin tüm kesimler için daha faydalı olacağı ilerleyen zamanlarda daha net görüleceğini ifade etti.

Geçmişte Devlet Alımları Hem Üreticiye hemde Tüketiciye Zarar Veriyordu

Şenocak  geçmişte devlet alımlarına değinerek ''Devlet alımlarından vazgeçilip alan bazlı desteklemeye geçildiğinde “fındık sahipsiz kalacak” “fiyatlar düşecek” diyerek eleştirildi. Ancak görüldü ki 2008’den sonra üreticinin yapısı güçlenerek devamlı fiyatlar yükseldi ve bu eleştiriler havada kaldı bu yeni uygulamanın doğruluğu üretici açısından tescil edildi ''dedi.

Geçmişte devlet alımları hem üreticiye, hem ticaretini yapana, hem de tüketiciye büyük zararlar verdiği gibi en büyük zararı da devlete vermekteydi diyen Şenocak'' Çünkü Devlet IMF’den borç alarak fındığı 4,5-5 TL’ye alırken üretici fındığını 2,5 TL’ye piyasaya satmak zorunda kalıyordu ve bu alımlardan da küçük üretici faydalanamıyordu''şeklinde konuştu.

Şenocak sözlerine şöyle devam etti:

Alan Bazlı Destek Radikal Bir Karardı

4,5-5 TL’ye alınan ürün denize döküleceğine, çürütüleceğine 1 TL’ye yağ yapılmak zorunda kalınıyor veya bayatlamış ürünler askere, öğrencilere yedirme yolu ile birçok zararlar verilebiliyordu. Ucuz fiyatlarla bayatlamış fındıklar halka yedirilerek tüketiciler fındık yemekten soğutuluyordu. 2000’li yılların başına kadar yaklaşık 60-65 yıl bu böyle devam etti. Bugünkü İktidar büyük bir yenilik yaparak gerçek bir fındık politikasını oluşturdu ve insanlarımız bunu da eleştirdi. Buna alışmakta da ilk başta zorlanıldı.

Ancak neticede görüldü ki devleti yöneten bugünkü iktidar yıllardır devletin (eski hükümetlerin) uyguladığı alım kampanyalarından vazgeçerek ve alan bazlı desteklemeye dönerek çok büyük bir radikal karar almıştır.

Niyetleri 2008'den Buyana Uygulanan Modeli Çürütmek 

Ordu, Giresun, Trabzon ve Türkiye’mizin tüm meyilli arazi yüksek kesim fındık üreticisi için alan bazlı destekleme modeli çok büyük önem arz etmekte, bu bölge insanına sadece nefes aldırmakta sosyal yaşamını sürdürmesi o dağlık,tepelik araziyi terk etmemesi, fındıktan vazgeçmemesi için zaten ülkemizin en fazla göç vermiş, sadece yaşlı nüfus kalmış, bu bölge insanına verilen bu destekleme modelini çözemeyen ilgisiz, bilgisiz yazarlar ekonomist olduğunu iddia eden bazı cahil kesimler bazen de ilgisiz sivil toplum örgüt temsilcileri değişik amaç uğruna alan bazlı destekleme modelini çürütmek için; Göç vermiş bahçesini terk etmemiş başka hiçbir alternatif, ürün şansı olmayan ve ürün gelirinin yaklaşık yarısı toplatmaya vermek zorunda kalan bu yaşlı nüfusun eline geçen üç kuruş destek parasını çok görüyor ve bu yaşlı üreticilerin tembelliğe yönlendirildiğini iddia ediyor;bu tutarsız iddiayı yapanlar başarılı olabilirse yarın tekrar eski sistem devlet alımlarını mantıklı olduğunu tartışmaya açabilirler, niyetleri doğru değildir. Niyetleri 2008’den beri uygulanan bu modeli çürütmektir. Bu konuyu iyi anlamak ve bu oyuna düşmemek bölgemizde yaşayan her fert için çok önemlidir.

Günümüz iktidarı uzun yılların verdiği tecrübe ve bilgi birikimi ile bugün için en doğru modeli serbest piyasa ekonomisi ve alan bazlı destekleme modelini 

oluştururken bu konuda bölgesel yöneticilerin, hükümet yetkililerinin, geçmiş dönem Başbakanımız ve bugünün Cumhurbaşkanımızın konuya hakimiyeti bu modeli oluşturmuştur.

Devlet IMF'ye Borçlanmaktan ve Vatandaşa Vergi Yükünden Kurtulmuştur

Bazı kesimlerin hoşuna gitmese de Devlet stok maliyetinden, fındığı 5TL’ye alıp 1 TL’ye yağ yapmaktan IMF’ye borçlanmaktan, Türk vatandaşına hatalı vergi yükü getirmekten kurtulmuştur.

Gelişmişlikte ve kalitede sistemlerinde dünyanın birçok ülkesini geride bırakmış olan Türk Fındığının sanayicisi, imalatçısı, fabrikacısı, ihracatçısının dünyaya ve iç piyasaya sunmak zorunda olduğu kaliteli fındığın devlet depolarında çürütülerek, piyasaya tüketime sunulmasını engelleyen köhnemiş, bayatlamış politikalardan vazgeçerek, 2008’den itibaren alım politikalarını durdurmuş, alan bazlı destekleme ile meyilli arazide fındıktan başka ürün yetiştiremeyecek, üreticisini de koruma altına almıştır. İktidar bu uygulamayı yaparken her türlü eleştiriyi göze alarak büyük bir siyasi risk almıştır. (Geçmişte hiçbir hükümet böyle bir riski göze almayarak, “fındığınıza şu fiyatı verdim”, “bu fiyatı verdim” gibi günü kurtarma politikaları yaparlardı.) Neticede de görülmüştür ki; siz doğruyu yapın kim nasıl eleştirirse eleştirsin vatandaşımız üreticimiz doğruyu siyasetende takdir etmektedir.

Geçmişte görüldüğü gibi devlet alımları, satışları fındıkla ilgili tüm kesimlere zarar vermiş o günlerdeki kısa süreli hükümetler ve koalisyon hükümetleri tarafından günü kurtarma politikaları olarak kullanılmış fakat bu uygulamadan üretici, sanayici, tüccar, ihracatçı, tüketici ve devlet olmak üzere her kesime haksızlık yapıldığı zarar verildiği görülmüştür.

Meyilli Arazi ile Düz Ovadaki Üretici Aynı Kefeye Konulmamalıdır

Bu gün devleti yöneten iktidar serbest piyasa koşullarını oluştururken; meyilli arazideki bir tek fındıkla geçinen üreticisini alan bazlı destekleme yolunu seçerek, gerçek fındık çiftçisini koruma altına almış ve küçük üreticinin güçlenmesini sağlamıştır. Çünkü meyilli arazideki fındık dikimleri en az 60 ile 100 yıllık dikimler olup hem kökler yaşlanmış verimden düşmüş hem de miras yolu ile bu bahçeler bölünmüş bundan dolayı da aile başıÜRETİM meyilli arazi ortalaması 1.500Kg’ın altına düşmüşken; Yüksek kesimlerde meyilli arazideki üretici geçim sıkıntısından dolayı göç vermiş ve yaşlı nüfusa kalmış, Fındık gelirinin yarısını masrafına vermek zorunda kalan meyilli arazi üreticisi ile düz ovalardaki yeni yeni dikilen verimli arazilerde dönüm başı üretim üç katı ve arazilerin çok geniş olduğunu düşündüğümüzde bu ovalarda alan bazlı desteklemeye hiçbir şekilde ihtiyaç olmadığı görülmektedir. Çünkü düz ovalarda sulama tesisleri yapılmış, makineli toplamaya geçilmiş aile başı ürün fazla üretilmekte ve bunların yanında da alternatif ürün imkanları olduğunu da unutmamak gerekir.

Fındık üreticisi bilinçlendirilmeli, fındık ocaklarının arasına eski köklerden arındırılmış yeni dikimlere teşvik edilmeli, bahçesine bakan üreticiye daha fazla teşvik destek verilmeli, ancak %99’u meyilli arazi olan Ordu, Giresun, Trabzon ve Batı Karadeniz’in yüksek kesimi de bugün dünya fındığının yaklaşık %50’sini Türk fındığının %70’ini üretmektedir. Bu meyilli arazi üretici yapısı ile düz ovadaki üreticiyi aynı kefeye koyarak bakmamak gerekir.

Meyilli arazideki orta yaşın üstü üreticimiz ürününe ovadaki üretici kadar hizmet edemeyebilir. Bunu anlayışla karşılamak gerekir.

Geçmişe bakıldığında bu yöntemin bu gün için en doğrusu olduğunu görmemek mümkün değildir. 2008’den sonraki bu uygulama gerçek ve doğru bir Fındık Politikası’dır. Bilim ve teknolojik gelişmeler doğrultusunda zamanla bu uygulamalarda geliştirilecek ve yenilenecektir.

Bu günlerde iktidar siyasetçilerimizin alan bazlı desteklemenin devam edeceği müjdesini verdiğini duyuyoruz, özellikle de bu konuda Cumhurbaşkanımızın da hassasiyeti bilgisi ve tecrübesinin uygulamanın devamı açısından büyük önem arz ettiğinin bilincindeyiz.

Bugünkü serbest piyasa ekonomisi ile birlikte üreticinin desteklenmesi alan bazlı model ile devam etmekte; üreticinin, tüccarın, sanayicinin, tüketicinin ve devletin ortak menfaatleri gözetilmektedir. Büyük ve Sosyal devlet olmanın gereği budur. İlerleyen zamanlarda bu doğrular daha iyi görülecektir.

Tüm kesimlere bereket ve hayırlar getirmesini diliyorum.