Güncel Gelişmeler:
  • Ordu – Giresun Havalimanı’nda sefer sayıları arttı - 10:43
  • Nebati'den konutta fahiş fiyat artışı uyarısı - 09:29
  • Bankalara, 'döviz işlemlerini likit saatlere çekin' talebi - 09:19
  • Gecelik kredi faizlerinde 'zorunlu' yükseliş - 09:13
  • Ülker'in ilk çeyrek cirosu 5,9 milyar TL'ye ulaştı - 09:07
20.09.2024

'MESKEN'de ferah bir alan ve deniz!

Murat Gürsoy ile Karadeniz Sohbetlerinin bu haftaki konuğu Öz Türkyılmaz İnşaat şirketinin sahip ve yöneticilerinden Murat Türkyılmaz.

info@karadenizekonomi.com / 26.09.2018

'MESKEN'de ferah bir alan ve deniz!

Murat Türkyılmaz

“Mesken’de oturacak kişi ömrü boyunca yeni bir daire alma fikrini kafasından tamamen çıkaracaktır.O nedenle çok heyecanlıyız.Özellikle bahçe dublex uygulaması Ankara ya da İstanbul gibi büyük şehirlerde son zamanlarda sıkça görmeye başladığımız türden bir konut türü olacak.Çatı dublex gibi küçük pencereler değil bahsettiğimiz.Geniş pencereler ferah bir alan ve deniz.”

Murat Gürsoy ile Karadeniz Sohbetlerinin bu haftaki konuğu Öz Türkyılmaz İnşaat şirketinin sahip ve yöneticilerinden Murat Türkyılmaz.Türkyılmaz ile inşaat sektörünün içinde bulunduğu durumu, projelerini, Ordu ekonomisini, yaşanan krizi ve çıkış noktalarını konuştuk.İki dönem Ordu Belediye Başkanlığı görevini başarıyla yapan babası Fikret Türkyılmaz’ın oğlu olan başarılı işadamı, babasından aldığı bayrağı daha yukarılara taşımak için var gücüyle çalışırken “yaşama mesken” sloganıyla Kumbaşı’nda başlattığı proje ile adeta parmak ısırtıyor.

-Öncelikle sizi tanıyabilir miyiz?

-Adım Murat Türkyılmaz.41 yaşımdayım.Hacettepe Üniversitesi Turizm Bölümü mezunuyum. Her ne kadar mezuniyetim ile ilgili olmasa da inşaat sektörünün içinde büyüdüm. Zira, babam Fikret Türkyılmaz, iyi bir mühendisti. Ben de ondan pek çok şey öğrendim.

-Babanız sadece iyi bir mühendis değil aynı zamanda Ordu’ya belediye başkanı olarak iki dönemde 10 yıl boyunca hizmet etmiş çok sevilen bir isim. Ve hala işin başında olduğunu görüyoruz. Kaç yıllık bir geçmişi var Öz Türkyılmaz İnşaat’ın?

-1974 yılında inşaat mühendisi olan babam Fikret Türkyılmaz, Yapıkur İnşaat Proje olarak yola çıkmış.2015 yılında şirketleşerek Öz Türkyılmaz İnşaat Turizm Taahhüt Sanayi Ticaret Limited Şirketi adıyla faaliyetlerimize devam etmekteyiz.Bugüne kadar gerek müstakil gerek toplu konut alanında birçok projeye imza attık ve atacağız.

-Biraz da projelerinizi anlatın. Nerelerde ne tür işler yaptınız?

-80 konut Süperkent Sitesi, 48 konut Murat Kent Sitesi, 20 villalık Gülyalı Yalı Evleri, 88 konut Zirve Kent Sitesi ve halen devam eden 36 dairelik Kumbaşı Park Marin Evleri başlıca projelerimizden örneklerdir.

-Çok büyük devasa konutlar yerine sayıca daha az konutlu işler yaptığınızı görüyoruz.Önceliğiniz az ama iyi iş çıkarmak mı?

-Kesinlikle öyle. Kalite anlayışımız, müşteri odaklı yaklaşımımız farklı düşünme ve farklılık oluşturma ilkeleri temelinde şekillenen yatırım politikasını uygulayarak modern teknoloji kullanımı işimize yansıtıyoruz. Bunu yaparken de uzman insan kaynağı, bilgi birikimi çerçevesinde oluşturduğu kurumsal kalite anlayışı ile hizmet vermek hoşumuza gidiyor.

-Yani siz uzun vadede prim yapan işlerden yanasınız, doğru mu anladım?

Elbette. Uzun vadede karlılığın kaliteden geçtiğinin bilinciyle hareket ediyoruz. Amacımız, firmamızın faaliyet gösterdiği sektörlerin ve ekonominin gelişimine her koşulda katkı sağlamasına ön ayak olmaktır. Her yönden güven duyulan bir firma olarak sürdürülebilirliğini bugünlere taşımanın mutluluğunu yaşıyoruz. Kolay değil, şehircilik anlamında yarım asırlık deneyimiz ile Ordu'nun kentsel dönüşüm sürecine katkı sağlamaktayız.

-Vizyonunuzu net çizgilerle belirlediğiniz belli…

-Vizyon önceliğimiz yüksek yaşam kalitesi ve yatırım değeri sunan özgün projeler hayata geçirmek.Uluslararası kalite standartlarında ürün ve hizmetleri ile müşteri odaklılığını daima üst seviyede tutmak bize saygın, güvenilir ve tercih edilen marka olma yolunu açtı zaten.O nedenledir ki, yaşam sunan sektörde yaptığımız projeler ile her zaman öncü olmayı istedik. Geldikten hemen sonra 2000 yılında Durugöl’de Zirvekent 80 konutluk proje ilk işim oldu.Büyük işler değil butik projeler daha çok hoşumuza gittiği için sayıca küçük işleri tercih ettik. Bir işi tamamlama aşamasına geldiğimizde diğer projeye yoğunlaşırız.

-Son zamanlarda ilgi alanınız Ordu’nun batısına yönelik bunun özel bir sebebi var mıdır?

-Kumbaşı mevki, kentin doğusuna oranla daha bakir ve temiz havası, ulaşım kolaylığı, deniz manzarası ile bizim müşteri profilimize en uygun lokasyon. Orada Kumbaşı Marin evlerini tamamlamak üzereyiz şimdi.O bölgeye ilk giren firmalardan biriyiz. Az önce de belirttiğim gibi butik işler yapmak ve prestij projeler oluşturmak önceliğimiz oldu.

-Kumbaşı Park Marin Evleri bitti ki siz yeni bir işe başladınız.Yine bölge Kumbaşı ve daha farklı bir proje ile ilk kazmayı vurmaya hazırlanıyorsunuz.Sloganınız “yaşama mesken”, proje adınız da Mesken. Ve bayağı heyecanlısınız.

-Ordu’ya yaşanası bir değer kazandırmak istedik Mesken ile. Kentin en özel noktasında Kumbaşı’nda havuzlu ve tek taban 280 metrekare daireler yapmaya başladık. 6 blok toplam 36 daireden oluşuyor Mesken. 4+1 daireler, 4+1 dublex bahçe daireleri ve 3+1 daireler şeklinde planladık. 24 ay içinde teslim etmeyi planlıyoruz. Burada bir ayrıntıyı da ısrarla vurgulamak isterim. İşin yüzde 80’lik kısmını biz yapacağız. İstedik ki, iç dizaynını insanlar kendi zevklerine göre planlasınlar. Zira bu dairede oturacak kişi ömrü boyunca yeni bir daire alma fikrini kafasından tamamen çıkaracaktır. O nedenle çok heyecanlıyız. Özellikle bahçe dublex uygulaması Ankara ya da İstanbul gibi büyük şehirlerde son zamanlarda sıkça görmeye başladığımız türden bir konut türü olacak. Çatı dublex gibi küçük pencereler değil bahsettiğimiz. Geniş pencereler ferah bir alan ve deniz.

-Diğer özellikleri neler bu projenin?

-Doğrudan daireye odaklı olduk. 12 metrekare giyinme odası, her dairede üç ayrı banyo. Açık yüzme havuzu, barbekü alanı çocuk oyun alanları ayırdık burada. Süse kaçmadan insanlar ihtiyacını daire içinde çözsün istedik. Kapalı otopark yok mesela.Güvenlik sistemi ve Ordu’da pek az konutta olan yerden ısıtma sistemini kullanacağız Mesken’de. Pencere yalıtımına da özel bir önem verdik.

-Hedef kitlenizi özenle seçtiğiniz belli bu anlattıklarınıza bakacak olursak…

-Genelde deniz manzarası sakinlik ve doğa huzur arayan kişileri hedefliyoruz.İl dışındakiler ve yurtdışındaki müşteriler daha iyi biliyor o nedenle bizim müşteri ağırlığımız daha çok dışarıdan gelenlerden oluşuyor. Kupon arsalar bulursak müstakil villa tipinde projelere öncelik vereceğiz bundan sonra da. Önünde havuzu, otoparkı ve hobi bahçeleri olan konutlar daha keyif veriyor bize.

-Arap müşteriniz var mı peki?

-Bizde olmadığı gibi Ordu’da olduğunu düşünmüyorum Ben tapuda Arap alıcı olduğunu görmedim. Belki aracılar kanalıyla alıyorlar ama bu da inandırıcı gelmiyor bana. Bir iki arsa alımı olabilir ama burada yoğun talep olduğunu zannetmiyorum

-Biraz da gündeme ilişkin konuşalım. Sektörün durumu buradan bakınca pek iç açıcı görünmüyor. Siz nasıl görüyorsunuz?

Şu an sektörün en kötü en zor sürecini yaşıyoruz. Gerek bakalar gerekse stokçu firmalar sayesinde giderek daha da kötüye doğru bir gidiş yaşandı. Alınan önlemler hiç yeterli olmadı. Demir ve petrol türevi maddeler çok zam geldi. Önümüzü göremiyoruz ki indirim yapalım. Hükümetin nakit akışını kolaylaştıracak önlemler almalı ve banka faizi düşmeli bence. Sonra zam yapılan ürünlerin kontrol altında tutması gerekir. Kura endeksli artış sektörü doğrudan etkiliyor. Demir doğrudan dolara bağlı, PVC boru bunlar da dolara bağlı. Beton ve ahşap belki kontrol edilebilir ama bu iki ürün fiyatları çok fahiş. Dolara yeterince müdahale edilemiyor. Belki o iki kalem kontrol altına alınırsa çıkış yolu bulunacak. Bir de bankalar bugünlerde bizi öcü gibi görüyor. Daire alacaklar da kredi çekemiyor. Oysa yüzde 1’in altındaki her puan psikolojik bir rahatlama getirir. Ama olmuyor. Yani her şeyden önce nakit akışı sağlanmalı. Ortada dönen bir para var ama çok az ve o da genel giderlere gidiyor. Sonuçta biz de 150 kişiye dokunuyoruz istihdamla. Kazandığımız para da oraya gitti bir süre.

-Sektörde genel durum bu. Peki, Ordu ekonomisi üzerine neler söyleyeceksiniz?

-Bence fındığa bel bağlamak kadersizliktir. Bahçeleri kesip inşaat mı yapalım, hayır. Üretim alanlarında çeşitliliği sağlayalım. Ceviz olabilir veya kivi olabilir bu topraklarda her şey yetişiyor. Fındık her sene sorun oldu çünkü artık köylerde yaşayan yok. Köye dönüş teşvik edilmeli. Tarımda ve hayvancılıkta üretim olmalı ki insanlar kazanabilsin.

-Hazır sizde lisans eğitiminiz turizm okuyarak yapmış birisisiniz. Size de soralım turizm bir çıkış olabilir mi?

-Karadeniz’de turizm bakışı hala kısıtlıdır. Aslında kum ve denizden ziyade tesisleşme anlamında tam önü açılmadı bölgenin. Trabzon’un çok güçlü bir lobicilik altyapısı var. Bu anlamda birkaç adım öndeler. Çünkü Ortadoğu müşterisini iyi yakaladılar. Tüm uçuşlar neredeyse Trabzon’a iniyor. Bu da ciddi bir avantajdır. Ordu’nun çıkışı nedir diye soracak olursanız; kapsamlı organize sanayi geliştirilmeli, üretim amaçlı firmaların gelmesi özendirilmeli. Bakın. Ünye limanının yakın zamanda hayata geçeceğini düşünüyorum. Kumbaşı’na yat limanı yapılsa mesela… Ordu ve Giresun’dan emin olun en az 50 kişi yat alır. Sinop’tan Rize’ye kadar olan bir kıyı şeridi düşünün. Çok ciddi bir gelir elde edilir ve kentin görünen yüzü olur.

-Son olarak Ordu’luların sizce en büyük eksikliği nedir?

-Ortaklık kültürü bir an önce oluşturulmalı ve güç birliği içine olmalıyız. Üç fabrika yerine tek ama güçlü bir fabrika olmalı. Beraber iş yapma kültürü olmalı, kentte bu bilincin eksik olduğunu düşünüyorum.

-Teşekkür ediyoruz…