Güncel Gelişmeler:
  • Ordu – Giresun Havalimanı’nda sefer sayıları arttı - 10:43
  • Nebati'den konutta fahiş fiyat artışı uyarısı - 09:29
  • Bankalara, 'döviz işlemlerini likit saatlere çekin' talebi - 09:19
  • Gecelik kredi faizlerinde 'zorunlu' yükseliş - 09:13
  • Ülker'in ilk çeyrek cirosu 5,9 milyar TL'ye ulaştı - 09:07
19.09.2024

31.12.2021

Yeni Yılı Nasıl Karşılıyoruz?

Pandeminin hayatımıza girişinden itibaren iki sene geçti ve önümüzdeki yılda da etkisini ilk andaki kadar güçlü olmasa da sürdürecek.

Aşının bulunması kendimizi güvenli hissetmemize neden olsa da yeni varyantların ortaya çıkması bu sürecin kolay kolay bitmeyeceği sinyallerini veriyor. Bu durumda da ekonomi aktörleri kendisini pandemi ile birlikte şekillendirmeye çalışıyor.

 

Geçtiğimiz sene iklim değişikliğinin etkilerini olumsuz bir şekilde hayatımızda hissettik. Yaz aylarında yaşadığımız orman yangınları, yağışlar nedeni ile oluşan seller, birçok kişinin hayatına mal oldu. Kuraklığın getirdiği verimsizlik, tarım ve gıda sektöründe üretimin azalmasına ve çiftçilerimizin ekim alanları konusunda ürün değişikliğine gitmesine neden oldu. Suya ulaşmada sıkıntıların arttığı ve bu yüzden de suya ihtiyacı az olan ürünlerin tercih edildiği bir ekim yapıldı. Bu durumun bazı ürünlerin ithalatında yaratacağı artışın fiyatlara da yansıması kaçınılmaz olacaktır.

 

Son üç ay içerisinde yaşadığımız ekonomik türbülansın ayrı bir başlık olarak incelenmesi doğru olacaktır. 2020 senesinde 7,34 seviyelerinde olan dolar, Eylül 2021’e geldiğimizde 8.84 seviyelerinde idi. Malum gün olan 20 Aralık gününe geldiğimizde ise 18.00 TL seviyesinde idi. Yeni politika ile döviz kurlarında hızlı bir düşüş yaşadık. Bu düşüş piyasanın algısına bağlanarak, programın ne  kadar etkili olduğu ve halkımız ile sanayicilerimizin  bu kararları pozitif karşıladığı ifade edildi. Sonrasında ise Merkez Bankasının müdahalesi ile rezervlerde azalmanın mevcut olduğu konusu tartışmaya açıldı. Ayrıca Merkez Bankası politika faizini % 14 seviyelerine indirmiş olmasına rağmen , hazinenin maruz kaldığı faiz oranları %25 seviyelerine yükseldi. Ayrıca son günlerde banka kredi faizleri %30 seviyelerinin üzerine çıktı ve üretim yapmak zorunda olan sanayicilerin bu şartlar altında faaliyetlerine devam etmelerinin zor olduğu belirtildi. Geçen hafta yaptığımız söyleşide programın güvenilir olup olmamasının anlaşılabilmesi için 3 aylık bir süre gerekir demiştim fakat belirlediğim bu süreden daha kısa bir zamanda olumsuzlukları görebileceğimiz endişesi bulunmaktadır.

 

Önümüzdeki sene dünya ekonomisi için enflasyonist bir ortam  olacak ve bunun ilk belirtileri de FED’in almış olduğu faiz arttırım kararları oldu. Yeni yılda 3 kez faiz artışı olacağı yönünde görüş belirten FED, varlık alımlarını da daha hızlı bir şekilde azaltma kararı aldı. FED ile birlikte birçok gelişmiş ülke merkez bankası da genişlemeci politika uygulama kararı alarak faiz arttırma kararı yönünde adımlar atarken , ülkemiz merkez bankası faiz azaltma yönündeki kararında ısrarcı. Yeni yılda mevcut enflasyonist ortamın emtia fiyatları üzerindeki etkisi artış olarak devam edecektir. Enerji sektörü, tedarik zinciri ve gıda fiyatlarının pandemi öncesi seviyelere dönmesi artık beklenti dışıdır. Özellikle dünya genelinde gübre fiyatlarında yaşanan artışlar ülkemizde tarım sektörünü olumsuz yönde etkilemiştir ve etkilemeye devam edecektir. Gıda fiyatlarındaki artışın sadece enflasyonist ortamdan değil iklim değişikliğine de bağlı olarak yükseleceğinin unutulmaması gereklidir.

 

Çizdiğimiz bu tablonun olumlu görünümden daha ziyade olumsuz bir görünüme sahip olduğunu kabul ediyorum. Elimizde maalesef sihirli bir değnek mevcut değil. Bize daha fazla döviz getirecek alanlara yönelmemiz (turizm ve bilgi teknolojileri gibi) , üretimi arttırmamız ve ülkemizde lokomotif görevi gören sektörlerimize destek sağlamamız gerekmektedir. Özellikle tarım ve gıda sektöründe yaşanan sorunların çözüme kavuşması, fahiş fiyat uygulaması olan alanlar varsa çiftçinin yanında yer alarak gelirlerinin arttırılması sağlanarak mağdur edilmemeleri gerekmektedir. Yeşil ekonomi için yatırımların arttığı ve yeşil finansmanın desteklendiği bir dünyada ülkemizde mevcut temel problemlere çözüm üretemezsek, gelişmiş olan ülkelerin gerisinde kalacağımız gerçeğini kabul etmemiz gerekiyor.

 

Zor bir seneyi bitirdik ve yeni yılda ülkemiz için kolay olmayacak. Doğru kararlar ve birliktelik ile üstesinden gelemeyeceğimiz sorun olmayacaktır. Sağlıklı ve keyifli bir yıl temenni ederim.

ETİKETLER; Karadeniz Ekonomi