26.02.2022
Kuzeyimizde aylardır süren gerginlik, Rusya'nın Ukrayna topraklarına asker sokması ve kritik mevzilere düzenlediği hava saldırılarıyla savaşa dönüşmüş oldu.
Rusya'nın girişimini 'Operasyon' olarak tanımlayanlar olsa da bu düpedüz bir 'Savaş'tır.
Savaş çıkarmak için, topraklarının işgali gibi bir durumun dışında hiç bir neden 'kaklı gerekçe' olarak ileri sürülemez.
Ve fakat.
Bir tarafım ''Keşke hiç yaşanmasaydı'' derken.
Bir tarafımda ''Rusya haklı mı acaba?'' diye de sormadan edemiyor.
Her ülkenin kendi halkı adına karar alma hakkı vardır elbette ancak, uluslararası ilişkilerde maceracı politikalar, ülkelerin başına olmadık işleri de açıyor.
Böyle bir tavır Ukrayna için olduğu kadar Rusya için de belli riskleri içerir.
Ki;
İki ülke ile de ticari ilişkilerimiz olması nedeniyle belki de bölgedeki ülkeler arasında en çok da bizi doğrudan etkiler.
Ukrayna lideri Volodimir Zelenski, Ukrayna'yı Nato'ya bağlamak gibi bir adım atınca, Rusya'nın buna tepkisiz kalması beklenmiyordu.
Ki;
Putin, Zelenski'nin bu girişimini ''Rusya'nın boğazına bıçak dayamak'' olarak tanımladı ve tepki gösterdi.
Diploması bir sanattır.
Rahmetli İsmet İnönü, ülkemizi İkinci Dünya Savaşına sokmadan süreci atlatırken, diplomasiyi bir sanat gibi kullanmıştı.
O günleri yaşayan kuşaklardan değiliz ama gerek çocukluğumuz, gerekse ilk gençlik yıllarımızda İnönü için ''Ülkeyi açlığa mahkum etti'' şeklindeki suçlamaların yapıldığını sıklıkla işitirdik.
Bu suçlamalara karşın İnönü'yü bu kararı için savunanların da, Rahmetlinin kendisine bu türden suçlama yönelten bir çocuğa ''Sizi belki aç bıraktım ama babasız bırakmadım'' diye cevabını anlatırlardı.
İsmet İnönü ömrü cephelerde geçtiği için savaşın ne gibi felaketlere neden olacağını da çok iyi biliyordu.
30-40 yıl öncesinin tecrübeli politikacıları da uluslararası ilişkilere maceracı adımların neden olacağı durumu çok iyi analiz ederlerdi.
25 yıl kadar önce Ukrayna petrollerinin Karadeniz ve dolayısıyla ülkemiz toprakları üzerinden sıcak denizlere aktarılması gündeme gelmişti.
Bu durumu Samsun için büyük bir fırsat olarak düşünmüştüm.
Konuyu o yılarda iktidarda olan DYP'nin Gurup Başkanvekillerinden Samsun Milletvekili Rahmetli İhsan Saraçlar'a ''Bunu düşünecek misiniz?'' diye sormuştum.
Rahmetli Saraçlar'dan ''Bu bölgede Rus'lara rağmen hiç bir şey yapılamaz'' şeklinde bir yanıt alınca şaşırmıştım aslında.
Zira Sovyetler Birliği'nin yeni dağılmış olmasıyla Rusya'nın ekonomik olarak da en zayıf dönemde olduğunu düşünüyordum.
Ve fakat.
Benim gibi macera düşkünleri böyle düşünürken, Saraçlar gibi tecrübeli politikacılar, doğal kaynakları bakımından dünyanın en zengin ülkelerinden biri olan Rusya'nın kısa zamanda toparlanacağını, yaşamakta olduğu kriz dönemini atlatarak yine 'Süper Güç' olacağını biliyorlardı.
Nitekim o kötü günleri atlatan Rusya günümüzde karşımıza bir 'Süper Güç' olarak çıktı.
Kuzey komşumuz Ukrayna'nın topraklarında bir savaş yaşanıyor.
Bizim bu durumdan etkilenmemiz kaçınılmaz gibi görünüyor.
NATO üyesi olmamız nedeniyle Batı, bir taraf adına pozisyon almamız konusunda bize baskı yapacaktır.
Hükümetimizin soğukkanlı davranarak bu krizden en az yara alarak çıkmamızı sağlayacaktır diye düşünüyorum.
Umarım yanılmam.
* * *
Samsun'dan bir Tekin Akın geçti.
70'li yılların MC hükümetleri döneminde birçok öğretmen gibi ilden ile sürülürken, Samsun topraklarıyla Vezirköprü'ye sürüldüğü sırada tanışmıştı Tekin Akın.
Orada da uzun süre kalamadı tabi.
Sürüldüğü topraklardan Samsun'a tekrar atanınca, bu şehri ve bu şehrin halkını çok sevmişti.
Halkçıydı zaten.
Emekten yana bir devrimciydi ayrıca.
Zonguldak doğumluydu, ailesinin tamamı da Zonguldak'taydı ama o hep Samsun'a ait hissediyordu kendisini.
Yakalandığı illetle uzun süredir mücadele ediyordu.
"Yenilemem ben buna" diyordu hep ama tedavisi için hastaneye gidip gelirken Covid 19 denen illet de geldi onu buldu.
Uzun süredir savaştığı illet yenemedi dostumuzu ama Covid'e bağlı kalp yetmezliği onu bizden aldı.
Doğduğu ve ailesinin tamamının yaşadığı topraklardan koparılmış olmasına rağmen hayata pozitif bakan başka çok az insan tanıdım.
O hep pozitifti.
Ülkesini ve halkını çok seviyordu.
Aynı gazetede yazma onurunu yaşamış olmak bir tarafa, Tekin Abi gibi birini tanımış ve yarenlik etmiş olmakta benim şansımdı.
Onu hep bu bu fotoğrafta olduğu gibi gülen yüzüyle hatırlayacağım.
Işıklarda uyuman dileğimle, yıldızlar yorganın olsun Abi.