21.02.2021
Yaklaşık 30 yıla yakındır, şehrimin cazibe merkezi yapılmasına dair çok sayıda açıklama dinlemiş olmam nedeniyle, defalarca hayal kırıklığına da uğramış biriyim. Samsun kabuğunu bir türlü kıramıyor maalesef.
İki gün üst üste Vali Doç Dr, Zülküf Dağlı’nın OSB bölgelerini cazibe merkezi yapma planı üzerine yazıyorum biliyorsunuz.
Bu planı önemsemekle birlikte, Samsun’daki mevcut yapı ve de özellikle meslek örgütlerinin içinde bulunduğu durum nedeniyle endişelerimi de dile getirmeye çalıştım.
Bu konuda çok da mesaj aldım.
Gerçekleşme durumu üzerine endişelerimi dile getirmiş olsam da, Vali Beyin şehirde bazı şeyleri değiştirebileceğine dair beklentim nedeniyle planı kişisel olarak olumlasam da, gelen mesajların çoğu Samsun’un cazibe merkezi olma ihtimalini zayıf ve hatta mümkün görmeyen düşüncelerden oluşuyordu.
Mesela Ankara’dan yazan bir meslek büyüğüm,, uzun yıllar ekonomi gazetesi Dünya’da çalışıyor olmam nedeniyle, böyle bir planın gerçekleşme ihtimalini yazmam nedeniyle beni eleştiriyordu.
Meslek büyüğümü böyle düşünüyor diye kendisini de suçlayamam elbette.
Ki;
Yaklaşık 30 yıla yakındır, şehrimin cazibe merkezi yapılmasına dair çok sayıda açıklama dinlemiş olmam nedeniyle, defalarca hayal kırıklığına da uğramış biriyim.
Samsun kabuğunu bir türlü kıramıyor maalesef.
Bunun sebeplerinden biri şehrin yapısıyla ilgili ebette.
Geçmişi kamudan beslenen bir şehirdir Samsun.
Kamudan beslenen şehirlerin ortak kaderi Samsun’u da etkilemiştir yani.
Kayseri, Konya ve Gaziantep kamudan beslenmiyordu.
Bu nedenle o şehirlerde girişimci ruhun yanı sıra, ortak iş yapabilme özellikleri de gelişmiş.
Kamudan beslenen şehirlere bakın yani, istihdamın Köy Hizmetleri ve Karayolları gibi kamu kurumlarından beslenen Samsun gibi şehirlerde ise gerek ortak iş yapma ve gerekse girişimci ruh gibi özellikler gelişmemiş maalesef.
Samsun’un geçmişteki ekonomik yapısı ticarete dayanıyordu biliyorsunuz.
Sanayileşme hamlesinin akamete uğramasının nedenlerinden biri de budur ama
Samsun’un sanayisini geliştirememesinin nedenlerinden biri de bu şehirde siyasetin çok sert yapılmasıdır.
Aynı siyasi hareketin içinde olanlar bile bir biriyle kavgalı bu şehirde.
Dün bu sütunlarda, geçmişte yaşananları yazmıştım.
Dünkü yazımda ayrıca, oda ve borsalardaki yöneycilerin kişisel sorunlarının da, Samsun’un cazibe merkezi olma planlarının uygulanması sırasında sebep olacağı durumu da yazmıştım.
Geçmişte TSO meclisinde de görev yapmış olan bir okurumuz, özelden gönderdiği mesajda “Dost, bir evin içinde sağlıklı, mutlu ve huzurlu bir yaşam olması için evin reisinin işinin iyi olması, sağlıklı olması ve sağlam bir kafası olması gerekmez mi? işini gücünü kaybetmiş bir aile reisi nasıl ailesine iyi bir yaşam sunabilir. Bir ilin en büyük STK’lardaki başkanlarının durumunu anlatttın. şimdi bu beyler önce kendilerini mi düşünecek yoksa yaşadıkları ili mi düşünecek ve burası cazibe merkezi olacak. Bu senaryoyu çok okuduk. Samsun’u sadece Samsun halkı kendi iradesiyle kurtaracak ve cazibe merkezi yapacaklardır. Anlayacağımız Samsuna yazık oluyor. Filler çatışıyor, çimenler eziliyor.” demiş.
Okurumuz,Vali’nin Samsun’daki OSB’leri cazibe merkezi yapma planının gerçekleşemeyeceğini söylemiş yani.
Yazılarıma çoğu kere eleştirel yaklaşımlarda bulunan sadık okurlarımızdan biri de “Samsun, hatta doğu karadenizde, bilime , bilgiye değer verilmediği için teknoloji de gelişmiyor. Bilgi çağında, teknoloji yoksa daha kötüsü cehaletle engelleniyorsa, geliştirilemeyen bir ortamda sadece eksik,yanlış vb hareketlerle desteklenen rant ve avanta cazip olur. Samsun gelişmelere yaklaşım olarak tuzu kokutacak kadar kapalı” şeklindeki görüşünü paylaşarak, Samsun’un geri kalmış olmasındaki sebepleri kısaca özetlemiş.
Demem o ki;
Samsun’da iş yapmak zor.
Vali Samsun’u cazibe merkezi yapmak istiyorsa, bir hayli terleyecek yani.