"Mevcut yerleşimler muhafaza edilecek, nüfus projeksiyonuna dayanılarak yerleşim yerlerinin çeperinde gelişme alanı belirlenecek, bu alanların dışında yeni yerleşimlere kesinlikle izin verilmeyecek, böylelikle amaç dışı kullanımlar önlenecek. Tarım topraklarının bitkisel üretim amacı dışında kullanılması anlamına gelen tarımsal amaçlı yapılar da ova bütünlüğünü korumak amacıyla ova sınırı dışına yönlendirilecek. Ova içindeki arazilerin tarım dışı amaçlı kullanılmayacağı kabulünden hareketle tarım arazilerinin spekülatif olarak yatırım amaçlı alınıp satılması önlenerek zorunlu olarak tarımsal üretimde kullanılması sağlanacaktır."

Bu sözler, yaklaşık iki yıl önce, tarım arazilerinin korunması amacıyla yürütülen çalışmalar kapsamında 49 ildeki 141 ovanın, Tarımsal Sit Alanı ilan edilmesiyle ilgili Bakanlar Kurulu kararını,  AA’ya değerlendiren zamanın Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik’e ait.

İki yılda ne değişti derseniz.

Bakan değişti.

O kesin.

Bir de tarıma bakış açısı.

Tarım ve Orman Bakanı Osman Pakdemirli’nin hakkını yer miyiz bilemedim.

Zira, Samsun Valisi Osman Kaymak’ın, Toybelen Sanayi Sitesindeki incelemeleri sırasında yaptığı açıklamada, Bakan Pakdemirli’nin, geçtiğimiz günlerde Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank’la birlikte Çarşamba ovasının saniye açılmasıyla ilgili inceleme gezisi sırasında, duruma önce itiraz ettiğini öğrendik.

Ve fakat

Samsun OSB’deki bazı işletmeleri gördükten sonra Tarım ve Orman Bakanı’nın da tavır değiştirdiğini söylüyor Vali.

Şudur:

İş tamam.

Yaklaşık iki yıl önceki Tarımsal Sit Alanlarıyla ilgili Bakanlar Kurulu kararı ortadayken,

ovamızın sanayiye açılmasının önündeki bütün engeller kalkmış.

Bu durum, Samsun Valisi Osman Kaymak’ı da pek mutlu etmişe benziyor.

Şuanda bölgenin sanayi alanına açılması konusunda net bir kararın olmadığını ama bakanların bu konuya bakışlarındaki tavrın olumlu olduğunu söyleyen Vali, ‘’Görüşmeler devam ediyor. Tarım Bakanımız ilk etapta karşı çıkıyordu ama Samsun'da Sampa ve Canik 55'teki üretimi gördü, fikri değişti. Sanayinin tabana yayılması lazım. Yatırımcılarımız, çevremizdeki OSB’lerden yer istemiyor. Samsun'da yer sorunu yaşıyoruz. Ben bu konuda kendimi sorumlu hissediyorum. Yatırımcının yer sorunu çözmeli. Birinci önceliğimiz olmalı " dedi.

Samsun’daki yer sorunun çözülmesi konusunda Vali’nin kendisini sorumlu hissetmesi olmuludur.

Bu konuda kendisini ben de desteklerim.

Ancak, burnumuzun dibindeki Havza OSB yatırımcı bekliyor.

Havza OSB ne diye istenmez mesela.

Şehre uzaklığı 80 Km falan oysa.

İstanbul’daki yatırımcı 200 Km uzaktaki Çorlu’ya veya Adapazarı’na gidiyor.

Gebze bile İstanbul’a çok yakın sayılmaz ama Gebze’deki 17 OSB’deki müteşebbislerin tamamına yakınını İstanbullu iş insanları oluşturuyor.

Keza Çorlu ve Adapazarı’na gidenler de öyle.

80 KM. ötedeki sanayi sitesi için ödenecek navlun kaç para ki.

Koca ovanın mahvına değer mi bu para.

Samsun’da kendisine yer verilmeyen Orhan Cazgır 180 Km. uzaktaki Çorum OSB’ye gitti.

Zarar mı etti.

Hayır.

Aksine daha da büyüdü.

Bizimkiler, ‘’Armut piş ağzıma düş’’ şeklindeki tavrını o sokak jargonunda söylenen

‘’Almanya gibi iş’’ tavrına benzetiyorum.

Çok değil, 30 yıl önceki Valiler, ovadan arsa isteyen yatırımcıya ‘’Havza’ya git’’ derlerdi.

Zamanımızın valilerinden bu tavrı beklemem elbette.

Ama keşke o tavrı gösterebilseler.