Güncel Gelişmeler:
  • Ordu – Giresun Havalimanı’nda sefer sayıları arttı - 10:43
  • Nebati'den konutta fahiş fiyat artışı uyarısı - 09:29
  • Bankalara, 'döviz işlemlerini likit saatlere çekin' talebi - 09:19
  • Gecelik kredi faizlerinde 'zorunlu' yükseliş - 09:13
  • Ülker'in ilk çeyrek cirosu 5,9 milyar TL'ye ulaştı - 09:07
10.11.2024

5.07.2020

Fındıkta; ''Ava giderken avlananlar'' oyunu

Normal olarak “OYUN” denilince ilk akla gelen çocuklardır. Çünkü OYUN oynamak daha çok onlara yakışır!

Normal olarak “OYUN” denilince ilk akla gelen çocuklardır. Çünkü OYUN oynamak daha çok onlara yakışır!

Büyükler OYUN oynamaz mı?

Oynar oynar da, onların OYUN’ları farklıdır!

Onun içindir türküleri; “OYUN oynamaya da geldim odana!” diye çığırırlar!

OYUN’u gönül işini bulaştırıp, “Sen beni aldattın aşk OYUN’unda” derler!

Ya da, Devlet Tiyatrosu’na gidip, canlı canlı OYUN izlerler!

Sporu, ille de futbolu da OYUN sayıp yüksek perdeden de meşgul olmazlar mı?

Hem de fazlası ile!

Ama tüm bu OYUN’lara nal toplatacak bir başka OYUN’ları vardır ki!

Fatih Erkoç’a; “Oynatmaya az kaldı, doktorum nerde?” diye pop müziği parçası bile yaptırırlar!

Soracaksınız ki; “Bunlar nelerdir? Nerededir?”

*

Söz konusu Türkiye olunca, OYUN nerede yok ki?

Her yerde! Her kesim de! Herkes de!

Ezcümle, Türkiye’de OYUN’un oynanmadığı yer yok vesselâm!

Biz de, “OYUN içinde OYUN” hasebiyle geçen hafta fındıkla ilgili bir kıssadan hisse yapalım dedik!

Yaptık yapmasına da, nereden baktığına bağlı olarak o denli alâka gördü ki, “Şunu bir tiyatro eseri olarak yazsana” diye teklifler bile geldi!

*

Aslında tam isabetli bir istek! Çünkü fındıkta öyle oyuncular var ki, “her yanları, sözleri oynuyor” dense yeridir.

Hangisi başrol oyuncusu olacak? Seçmek zor!

Öyle ki; “Fındıkta mafya var” diyene mi?

Söz konusu fındık olduğunda, “Baron”dan başka kelime bilmeyene mi?

Hayatını yerli ve milli olmak üzere kuranın, Türk fındığını daha çok satmak, bu ülkeye daha çok döviz kazandırmak için gecesini gündüzüne katan öz be öz Türk firmalarını karalamaya kalkanını mı?

Üreticinin ambarında, çuvalında yok denecek kadar az fındık kaldığı bir sırada, elinde fındık bulunan bazı stokçuları zengin etmek için çıkılan yolda, 29-30 TL’ye satma hesabı tutmayınca köylüyü bahane ederek yüksek perdeden dem vuranları mı?

Zerre kadar kişisel çıkar hesabına, “pire için yorgan yakanlar” misali olanları mı?

“Sen 21’e al. Gelecek ay 24 olacak. Sonra 24’den de al, 29-30’a çıkacak” taahhüdü ile işbirliği içinde  fındıkları depolayıp da, fiyat 19-20’ye düşünce, hadi onu da yazalım düşürülünce, “Köylü yanıyor, çiftçi batıyor” yalanı ile alemi kör ve sağır sanarak kandırmaya çalışanları mı?

Veya, ziraatçı kimliği ile bunlara kananları mı?

*

Seç seç al, yaz yaz bitmez!

Çünkü, hemen hemen herkes asıl işini gücü bırakmış, başka başka OYUN’ların içine dalmış!

Ama bu kez öyle bir ben diyeyim “yanlışa”, siz söyleyin “depoya” daldılar ki!

“21”e alınıp, 30”a satıp, havadan para kazanma” hesabıyla ağzına kadar doldurulan depolara gömülü kaldılar!

Daha da kalacaklar! Hele hele, böyle kılavuzları var ise!

Bizden uyarması! Hatırlatması!

*

NOT: Her cümlenin isim isim bir muhatabı vardır. Sakın ola ki “Neden isim isim yazmadın?” diye eleştirmeyin! Bunların kim olduğunu artık cümle alem biliyor! Bir bilmeyen kendileri! Çünkü, kafasını kuma gömüp, kendisinin görünmediğini sanan deve kuşu misali oldukları, ya da olmak zorunda kaldıkları için!

Haaa; bir de lâfı tam olarak belirtmiyorum. Çünkü ben, lâfın tamamının delilere değil, salaklara söylenmesi gerektiğine inananlardanım!

Bir şöy daha; şayet tiyatro eserini yazarsam,  oyunun adını; “AVA GİDERKEN AVLANANLAR” koyacağım.