24.11.2019
Hiç uzatmaya, evelemeye gevelemeye gerek yok! Söz konusu fındık olduğunda, dahası herhangi bir kelamın, yazının, fotoğrafın, görüntünün içinde “fındık” ibaresi geçtiğinde, sahne almayı birinci görev addetmişler var!
Bu aidiyet de, sanmayın ki “tamamen fındığa hizmet” amaçlıdır!
Asla!
Geçmişlerinden bugüne baktığınızda “söz konusu fındık olduğunda” bazılarının tek hedefi, “Medya da görüneyim” olmuş vesselam!
*
“Misal göster” diyerek sakın beklenti içine girmeyin!
Çünkü, bunların, özellikle de isimlerinin başına “ziraat” kelimesi ilave etmiş olanların örnek gösterilecek o kadar çok basına yansımış, gazeteye manşet, televizyonun ana haberlerine konu olmuş o kadar çok amelleri var ki!
Hele hele birinin!
Dün “ak” dediğine, bugün “kara” diyen biri…
Siyasi rozet taşırken yerden yere vurarak yaptığı eleştirileri, mıntıka değişime yapınca savunan bir zat-ı müptezel!
*
Demek istediğim o ki, bir yerde, bir kenarda bırakın fındığın kendisini kelimesini bile gördüğünde adeta “Fındığın patenti bana aittir. Ben ne dersem odur” diyerek yeknesak hep aynı hareket eden birinden dem vuruyorum!
Bu zat-ı mezkur son olarak bir yerde “Şili” ile “Fındık” kelimesini yan yanyana görünce, söylenene değil, söyleyenine bakarak beyhude beyanatlarından birini daha patlattı!
Aslında patlattığı beyanat tıpkı, yokuş aşağı giden freni patlamış bir kamyonun varacağı yere yönelik gibiydi.
Ne demek istediği belli bile değildi!
Ne anlatmak istediği de!
Aslında yadırgamamak lazım!
Sözü edilenin ne demek olduğunu anlamayan birinin, anlatımının doğru olmayacağı aşikardır.
*
Ez cümle!
Önce Mevlana’nın;“Bir lafa bakarım laf mı diye. Bir de adama bakarım adam mı diye?" sözünü bir kere hatırlatıp, ardından da, “Amaç üzüm yemek değil bağcıyı dövmek” şekliyle sahne alan bu zat-ı müptezelleri fazla kaale almamak gerek!
Yeri gelmiş iken, “kamu oyu adına görev üstlenen medyanın, kendini göstermekten başka bir amacı olmayan bu müptezellere neden gazete, internet ve ekranlarında yer verirler onu da anlamış değilim” diyerek meslektaşlığa uzaktan yakından bulaşmış olanlara da gönderme yapmaz isem, “Bir yanlışlık, bir haksızlık hissederim.”
*
Aslında biteviye sorun yaratan bu zat-ı harfendazlardan kurtulmanın bir yolu var ama,taa Şili’ye kadar uzandığı için “gerek yok” diyorum.