Güncel Gelişmeler:
  • Ordu – Giresun Havalimanı’nda sefer sayıları arttı - 10:43
  • Nebati'den konutta fahiş fiyat artışı uyarısı - 09:29
  • Bankalara, 'döviz işlemlerini likit saatlere çekin' talebi - 09:19
  • Gecelik kredi faizlerinde 'zorunlu' yükseliş - 09:13
  • Ülker'in ilk çeyrek cirosu 5,9 milyar TL'ye ulaştı - 09:07
10.11.2024

9.07.2014

Fındık Kabuğu Kadar Akıl!

On bir ayın sultanlığı verilen Ramazan'ı idrak bir yıl daha idrak etmemiz nedeniyle, Cenab-ı Allah'ın, Zümer Suresi 9'uncu Ayet de ”Hiç bilenlerle bilmeyenler bir olur mu?” sorusuyla demek istediğini anlayabilen toplum, millet, ümmet olalım umuduyla, "anlayana sivri sinek saz, anlamayana davul zurna az" diyerek birlikte olacağız.

Sevgili dostum, değerli meslektaşım Murat Gürsoy'un, "Yazar mısın?" çağrısına, "yok" demenin mümkün olmadığını belirterek, "SATIR ARASI" hesabıyla, lâfın tamamına ihtiyaç duymayanlarla hasbıhal etme şekliyle satırlarda buluşacağız.

*

İlk sözümüzün konusunun ne olacağını söylemeye bile gerek var mı?

Fındıkla yatıp,onunla kalktıktan sonra!

*

Sadece "ağzı olanın" değil, "bilen-bilmeyen herkesin" sıra aldığı, "lâf olsun torba dolsun" diyerek söz sarf ettiği fındıkta "olup-bitenler" hakkında, "Neden iki kelâm etmiyorsun" diye gönderme yapanlar çok..

*

Nasıl edelim ki?

Dedik ya; "... bilmeyen de konuşuyor." Onun için rahmetli Uğur Mumcu'nun "Bilgi sahibi olmadan, fikir sahibi olanlar" diye tarif ettiği kalabalığın sayısının daha da arttığı son yıllarda, ille de son günlerde bizim "bir şeyler biliyoruz" diyerek yazıp, çizip söyleyeceklerimiz, "kurunun arasında yanan yaş odun" misali kaybolup gidecektir.

Onun için, biraz suların durulması, toz bulutunun dağılması, önümüzün görülmesi lazım.

*

Ama bazı konularla ilgili şimdilik bir kaç iddialı kelime etmeden de geçmek olmaz. Birincisi şu yine eski hesapların deşildiği rekolte işi ile ilgili:

-Bu yılın 30 Mart'ında yaşanan don olayını, 2004'dekinden daha beter görüp, göstererek rekolteyi 359 bin ton olarak açıklayanlara, 10 yıl önceki afette bile rekoltenin 390 bin ton civarında gerçekleştiğini hatırlattıktan sonra; "Bu yıl 450-500 bin ton aralığında gerçekleşmez ise ben artık fındığı bir daha yazmayacak, konuşmayacağım" diye nesine isterlerse iddiaya girmeye hazırım.

Çünkü, elimizde son 3-4 yılın rekolte tahminlerinde ne kadar yanıldıklarının resmi rakamları var.

*

İkincisi; fındık ihraç rekortmeni Oltan Gıda'nın söz konusu edilen Ferrero'ya satışı ile ilgili:

-Henüz ortada yapılmış bir açıklama, atılmış bir imza yok. Ama aklına geleni söyleyen çok.. Oysa ticari bir işlem, rakamların konuşması gerektiği bir satış konu.. Var ise zamanı gelince resmi açıklama yapılır. Ondan sonrada herkes açar ağzını yumar gözünü..

Ama, bu vesile ile, fındık ihracatımızdaki yabancı payının artması ile ilgili ileri geri lâf edenlerin bazılarının, çok değil 3-5 ay öncesine kadar bir zamanlar 500 bin ton üretimin arz fazlası yarattığı bu ülkenin 600 bin tondan fazla fındığını ihraç eder hale getiren Türk ihracatçısıyla ilgili ne gibi suçlamalarda, ne kadar haksız ithamlarda bulunduklarını da hatırlamalarını isteriz.

*

Üçüncüsü, fındıktan para kazanmanın sadece fiyatla değil, üretmekle de olduğunun hala anlaşılamaması ile ilgili:

200 kilo üretilebilecek bahçeden 80 kilo fındık alıp, yüksek fiyattan satarak para kazanabileceğinin sanılması yok mu?

Oysa, üreten daha çok kazanır:

Nasıl mı? 80 kilo üretir, kilosu 10 liradan satarsın. 800 lira eder..

200 kilo üretir, 7 liradan satarsın.. 1.400 lira eder..

Yani hem çok üretir çok kazanırsın, hem de dünya pazarlarını ele geçirirsin.

Ama gel de üreticilere değil, onlar adına görev üstlenen sivil toplum ile devlet yöneticilerine anlat bakayım.. Her nasılla bir türlü anlayamıyorlar!.. Adamlar üretime zıt! Fiyatla yatıp, az üretimle kalkıyorlar..

*

Şimdi de;

-"Ey fındığın fındığım,

Dallarına konduğum,

Ben sevdim eller aldı,

Odur benim yandığım" diye maniler söylemelerin timsahın gözyaşı dökmesinden başka bir şey olmadığını bilmelerini bekleriz.

Hani halk arasında söylenen şekliyle; "Kel ölür sırma saçlı, kör ölür badem gözlü olur" babından hayıflanmalarını da bir kenara koymalarının insan olmanın gereği olduğunu hatırlatırız.

Tüm bunlar için emin olun; fındık kabuğunu dolduracak kadar akıl bile yeterlidir.

ETİKETLER;